Karşımdaki koltukta oturan ama benim yok saydığım kadınla göz göze gelmiş, şaşkın şaşkın birbirimize bakıyorduk. Sanırım, az önce üstü kapalı bir evlilik teklifi almıştım. Anlaşmalı sevgilimden.
"Gelinim mi?"
"Gelin derken?"İkimiz aynı anda konuşmuştuk, ortada büyük bir yanlış anlaşılma vardı ve kıkırtı duyuyordum. Üstelik, bu ses çok sevgili müstakbel kaynanamdan da çıkmıyordu.
Duyduğum sesle kaşlarım çatıldı ve geldiğimden beri açık olan ağzımla beraber ona döndüm.
Çınar Tekin beyle göz göze geldiğimiz anda kıkırtısı kesildi ve boğazını temizledikten sonra bana önündeki, şu an müstakbel kaynanamın oturduğu, koltuğu gösterdi. Bir an ne yapacağımı çözemesem de hemen arkasından kadının da bana meraklı gözlerle baktığını gördüm ve çekinerek yanına ilerledim. Yanına oturmaktan çekinsem de koltuğun en uzak köşesine oturdum ve kadına bakıp gülümsedim. Ne yapmam gerekirdi ki böyle bir durumda.
Kaynananın elini öp, tatlım. İstersen bu çocukları nasıl yaptığının tarifini de alabilirsin. Maşallah, kızı da oğlanı da tam kıvamında yapmış.
Kadının da bana çekinerek baktığını gördüğümde bir şeyleri yanlış yaptığımı anladım. Muhtemelen benden akıllı iç sesim yine haklıydı. Keşke arada beynimi kullanarak bir şeyler yapabilseydim.
"Gazetede daha güzel duruyorsun" dedi burun bükerek.
Vurdu veeee...goool!
Ağzım kapalı gülmeye benzer bir şekilde etrafa bakmaktan yanak kaslarının ağrıdığını fark etsem de laf etmek istemiyordum.
"Biraz karanlık bir ortamdı ya orası ondandır" dedim doğru bildiğimi düşünerek. Sonuçta ben de dünya güzeli olduğumu savunmuyordum.
"Çınar" dedi sert bir tonla yüzüne bakmadığım kadın, "yalnız mı konuşsaydık?"
"Aynen," dedim direkt yerimden kalkarken, "Ben rahatsız ettim" dedim ve anlaşmalı da olsa ilk sevgilimin annesinin açıkça beni beğenmediği gerçeğini kabullenerek kapıya yöneldim.
"Güneş!" diyen sert sesi duyana kadar da kapı koluna kadar ilerleyebildim. "Gel ve yanıma otur"
İstemsizce ağlamamak için kendimi kasarken arkamı dönüp masasının arkasındaki koltuktan kalkıp diğer üçlü koltuğa oturduğunu gördüm.
Bir an kapı koluna bakmak için arkamı dönsem de sonra ayaklarımı sürüyerek yanına yürüdüm. Ne olursa olsun şimdi gidip yanına oturmam gerekiyordu. Ne de olsa aramızda yazılı bir anlaşma vardı.
Yanına oturduğumda mümkün olduğunca kendimi kastım. Belki daha küçük olursam gelen saldırıları daha rahat geri püskürte bilirdim.
"Çınar," dedi sevgili kaynanam, ki nedense ona karşı kötü düşünmek istemiyordum, sevgi dolu bir sesle.
Sevgili patronum dikkatle ona baktığında konuşmaya başladı tekrar.
"Başka bir Güneş mi baksak? İstersen hem burada çalışan da varmış. Şu Sine'nin sorumlusu" dedi kırıtan bir ses tonuyla. Çınar, duyduklarıyla bir anlığına şaşırsa da hemen arkasından bıyık altından gülmeye başladı ve dikkatle annesine bakmaya başladı.
"Bak, o kızcağız da burada çalışıyor. Hem akıllı," derken bir yandan da burun kıvırıp bana bakıyordu, "Hem güzel, hem de çok methametliymiş. Sine kaç kez anlattı bana. Sana da hayran hayran bakıyormuş" dedi en sonunda ve gülerek sevgili oğluna bakmaya başladı.
![](https://img.wattpad.com/cover/38996666-288-k861755.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anlaştık mı? -Night Serisi 1
RomanceGüneş Uyar. Bir mühendis. Beynin %90'ı erkekçe çalışan, yıllarca erkekler içinde kalmış bir genç kız. Çınar Tekin İnanoğlu. Bir patron ya da iş veren ya da her neyse işte. Aşkın varlığını kabullenmiş ve ondan kadınlarla birlikte olarak kaçan bir gen...