İşte beklenilen pazartesi, kapıyı çalmıştı.
Aslında kapıyı çalan Çınar Tekin beyin şoförüydü ama ben ikisi arasında bir fark göremiyordum.
"Geldiim" diye seslendim, kapıya doğru koşarken. Daha sonra aklıma aslında apartman kapısında olduğu ve buraya çıkabilmesi için otomata basmam gerektiği geldi. Evet, gördüğünüz üzere yine fazla aklı başında bir gündeydim.
Elimde, buraya kadar getirdiğim, rimeli kirpiklerime sürdükten sonra onu aynanın önüne bıraktım ve akşam gelince onu oradan almayı unutmamayı kendime tembihledim. Tabi ki bu tembihi hatırlamayacaktım ve ertesi gün onu ararken Çınar Tekin beye küfredecektim ama olsun. Bana giren çıkan yok sonuçta.
Cuma günü askıya aldığım pazartesi sendromuna, beklenildiği üzere, hiç hazır olmadan giriyordum. Ve bunun sebebi iş arkadaşlarımdı.
Cumartesi günü öğlene yakın uyanmıştım ve kahvaltı yaparken bile saat ikiyi geçiyordu. Daha sonrasında Merve'yle pazara gitmiş ve evin eksiklerini almıştık. Tabi benim aldıklarım, yine çöpe gidecekti ama almıştım işte.
O gün yine, ki burada 'yine'nin altını kalınca bir kalemle çiziyorum, akşam üstü altı civarında evimi çok sevgili iş arkadaşlarım basmıştı. Bu durum; benim yemek yapabildiğimi öğrendikleri günden beri bir gelenek haline gelmiş durumda.
Her zamanki gibi, benden istedikleri yemekleri onlara hazırlamıştım. Tek sıkıntıysa, aynı anda beş kişi farklı bir yemekten, toplamda beş farklı yemek öneriyordu. Sonuç olarak ben de işi kura ile halletmeye başlamıştım. En azından bu yöntemle, kimsenin kalbi kırılmadan bir çözüme ulaşabiliyorduk.
Küçük bir problem daha vardı. O da, çok sevgili arkadaşlarımın, pişmesini istediği yemek için malzeme almalarıydı. Fakat, malzeme olarak yemeğe ne koyduğumla zerre ilgisi olmayan arkadaşlarım, bana bildiğiniz ramazan kolisi getiriyorlardı ve benim pazardan aldığım her şey de çöp oluyordu.
Cumartesi akşamı evime çöreklenmiş çekirge sürüsünün gitmesi, gece yarısını geçtiği için onlar gidince ben de direkt uyumaya gidiyordum. Bunlar artık sıradan olduğu için, bu aralıkta Çınar Tekin İnanoğlu ile bir tören geçireceğim fikri de bana uğramamış ve ben de onu bir sonraki güne itelemiştim.
Pazar gününe başladığımda Şerafettin ve ben evde yalnızdık. Elbette güne öyle başlamış olmamız, günün ilerleyen saatlerinde de öyle kalmayı başara bileceğimiz anlamına gelmiyordu. Kahvaltı sofrasında yarı uyanık halimle karnımı doyurmaya çalışırken, problemimi yine erteledim.
Öğleden sonra evi temizlemem gerektiği fikri ile üstüme eskileri geçirmiş, salona süpürge ve vileda ile daldığım sırada zil sesimi duydum. Ve bakın evime kim geldi?
Saçmalamayın lütfen, patronumun evimde ne işi var?
İş arkadaşlarımdı gelenler. Evi dağıttıkları için toplamaya gelmişlerdi ve temizlikten sonra da bir süre benimle zaman geçirdiler. Yine onlara yemek yaptım ve sonrasında evimi işgal etmekten sıkılarak gittiler. Ben de banyoyu temizle, çantayı topla, yarın giyeceklerime karar ver derken o günü de öyle bitirerek yatağımda sızdım. Dediğim gibi 'pazartesi günü törene gitme' olayını tamamen unuttuğum için, akşamdan hazırdığım kıyaferleri gitmiş, sonra onları çıkarıp tekrar giyinip süslenmiştim. Üstelik, ben kesinlikle tembel bir insandım.
Bugün hariç tabi...
Ayakkabıları giyerken üzerimi son defa kontrol ettim.
Siyah bilekte bir pantolon gitmeyi tercih etmiştim, çünlü hem tören için şık hem de ofis için rahattı. Gerçi şık olan şeyler pek rahat olmazdı ama bir günlük idare edebilirdim. Üzerine beyaz bir askılı bluz ve onun üzerine de siyah bir spor ceket giymiştim. Tabi üstüme giydiklerim, normaldeki bana uymadığı için, çantama da Hogwards baskılı bir tişört atmıştım. Ayakkabı olarak, mecburen ayağıma yüksek topuklu giymiştim ama çantaya bir spor ayakkabı sıkıştırmıştım. Saçlarımla biraz uğraştığım için dalgalı duruyordu, yüzümde de düğün makyajı adı verdiğim ve içinde fondöten ve allık dahil tüm makyaj malzemelerinin olduğu makyajımdan vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anlaştık mı? -Night Serisi 1
RomansaGüneş Uyar. Bir mühendis. Beynin %90'ı erkekçe çalışan, yıllarca erkekler içinde kalmış bir genç kız. Çınar Tekin İnanoğlu. Bir patron ya da iş veren ya da her neyse işte. Aşkın varlığını kabullenmiş ve ondan kadınlarla birlikte olarak kaçan bir gen...