Haftanın en sevdiğim günü hep cuma olmuştur benim için. Haftanın bitişiydi sonuçta ve tatilin de başlangıcı.
Beklediğim gibi akşam regl olmuştum ve belim kopacak gibi ağrıyıp, sızlıyordu. Etrafta gördüğüm yaprak için bile üzülüp ağlamaya meyilleniyordum. Bu da yetmezmiş gibi pimi çekilmiş bomba, tasması evde kalmış pitbul gibi işe gidiyordum.
Otobüste bir yer bulup oturduğumda derince bir nefes saldım. Bu bel ağrısıyla günü geçirebilmek gerçekten zor olacaktı.
Çantamı önüne alıp sırtımı koltuğa dayadım ve kulaklığımı da kulağıma takıp bir şarkı açtım ve cama döndüm. Gideceğim yere kadar binbir tribe gireceğim şimdi insanlara da yazık.
Dün, Sine'nin işlemlerini halletmiştim. Sonrasında da çocukları erken yollamışlar. Bu arada Sine benimle konuşmaya çalışmış olsa da onu dinleyecek durumda değildim. Sonuçta kaldırılmıştım, üstüne bir de o sevimsiz kadından gerçeği şans eseri duymuştum ve gelip bana açıklama yapmaya çalışıyordu. Elbette açıklamasını dinleyecektim ama sinirimi biraz yatışmaya ihtiyacı vardı.
Şirkete en yakın durağa geldiğimizde indim ve yavaş adımlarla ilerlemeye başladım. Ofise çıkarken bile bitmiş durumdayım. Neyse ki bu gün oturacaktım.
Ofise girdiğimde yine gelen ilk stajyer oydu. Bana mahçup bir şekilde gülüp selam verdi. Ben de hafif gülümsemeyle selamını aldım. Sevim'in takımına geçmesine rağmen benim takımın oturduğu yerde oturuyordu. Önce buna takılsam da sonra boş verdim ve omuz silkip masama doğru ilerledim. Nerede isterse orada otururdu.
"Günaydın" dedi Merve ben çökmüş bir şekildeki o gülüyordu. İnsanlar bu enerjiyi sabahın bu saatinde, özellikle de bu gün nerden bulmuşlardı?
"Bana pek aymadı gün, Merve" dedim ve dönüp bilgisayarın açma tuşuna bastım. Merve durumu anlamış olacak bi durum vahim, der gibi baktı bana. "Senin stajyerlere acıdım şu an" dedi yine gülerek. Ben de dönüp onlara baktım.Hepsi oradaydı. Sadece yeni eklenen çocuk gelmemişti.
Ben yeni çocuğa bakarken kapı açıldı ve sevgili arkadaşım Sevim içeri girdi, gülerek. Ben ise bu duruma gözlerimi devirdikten sonra ayağa kalktım ve onların yanına gittim. İnşallah bir problem çıkmadan atlatırdım bu günü.
"Tatlım, sen benimle geliyorsun. Bu güzel haberi sana benim vermemi istediler" dedi ve ellerini önünde birleştirerek devam etti. "Staj sorumlun artık benim" dedi gülerek. Ay ne saçma bir heyecan. Onun heyecanına sadece yüzümü buruşturdum. Meymenetsiz kadın.
"Bir yanlışlık olmalı" dedi Sine gülerek. Ve sonra benim itiraz etmemi bekleri bir ifadeyle bana baktı. Ben de Sevim'e dönüp konuştum.
"Benim öğrencisi bırak, seninkini al. Daha işim var" dedim kollarımı önümde birleştirirken. Sine şaşkın bir şekilde bana bakarken Sevim, kumral, mavi gözlü çocuğu sırtından ittirdi. Bu benim ilk elediğim çocuktu. Çocuk önce şaşırdı arkasından da bana geçtiği için sevindi. Neyse sabah sabah sinir olmayacağım.
"Beni izleyin" dedikten sonra Sine'nin neredeyse ağlayacak ifadesine bakmadan arkamı dönüp ofisten çıktım. Bu gün mümkün olduğunca kafa dinlemek istiyordum ve onları aydınlatmaya bırakmanın daha mantıklı olacağına karar verdim.
Aydınlatma bölümüne girdiğimde herkes ne yapacağını zaten biliyordu ve her zaman çalıştıkları bölüme ilerlediler. Yanımda sadece o gereksiz kalmıştı.
"Ne bekliyorsun? Davetiye mi çıkaralım sana? Arkadaşlarının yanına geçsene" dedim ters ters bakarak. Sınanıyorum resmen bugün.
Herkes oturup hesap makinelerini çıkarırken ben de Furkan'ın yanına gittim ve bana hesap isteyen proje vermesini istedim. Önüme dört tane bıraktıktan sonra dahasının da olduğunu belirtti. Bu günlük dört proje onları oyalardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anlaştık mı? -Night Serisi 1
RomanceGüneş Uyar. Bir mühendis. Beynin %90'ı erkekçe çalışan, yıllarca erkekler içinde kalmış bir genç kız. Çınar Tekin İnanoğlu. Bir patron ya da iş veren ya da her neyse işte. Aşkın varlığını kabullenmiş ve ondan kadınlarla birlikte olarak kaçan bir gen...