Ö.L.Ü.M. - VI

1K 41 2
                                    

Saksıdaki Ö.L.Ü.M. Çiçekleri

VI

"Sevdiğini mertçe seven kişi, pervane gibi özler ateşi. Sevip de yanmaktan korkanın, masal anlatmaktır bütün işi."
Ömer Hayyam

Çıkmazın girişi yaşam, çıkışı ölümdü her zaman

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çıkmazın girişi yaşam, çıkışı ölümdü her zaman. Daha girişteyken çıkışı düşünürdü insan. Çıkışa yaklaştığında da geriye dönmek isterdi bu can. Zira bazı yollar vardı. Bir kez yürümeye başlandığında bir daha geriye dönülemezdi. İmkânsızdı.

Odanın içine girdiğimizde kapıyı sertçe kapattı. Elimi kendine doğru çektiğinde sırtımı kapıya yasladı. Sert bakışları gözlerimi bulduğunda kalbim korkuyla atmaya başladı. Bedenini bedenime bastırdığında diğer eliyle çenemden tuttu. Avuç içlerimi kapıya yasladım, imkânım olsa kaçardım. Çenesi seğirirken yutkunduğunda gözlerini sertçe yumdu. Başımı sağa doğru çevirdim, alnını şakağıma yaslayıp öfkeli nefesler alıp vermeye başladı.

"Allah aşkına," dedi dişlerinin arasından konuşurken, yalvarır gibiydi. "Beni sınama..." Yutkundu. "Beni sınama Ömür."

Çenemdeki elinin parmaklarının baskısını arttırdı. Canım acımıyordu ama biraz daha ileri gitse suratımın parçalanması an meselesiydi.
Elimi tutan elini bedenlerimiz arasında bir yol izleyerek kalbinin üzerine kapattı. Kalbi... Gümbür gümbür atıyordu. "Hissediyorsun, değil mi?" Sessizce fısıldadı. "Delirdiğimi hissediyorsun."

Karanlık odanın içinde gezinen gözlerimi yumdum. Bir cevap vermedim, zira hislerim kelimelerle anlatılamazdı. Sessizliğim yakardı, içim yanardı. Bu yüzden bedenlerimiz yaralıydı.

"Allah aşkına," dedi yine dişlerinin arasından. "Beni delirtmeyin."

Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. "Delir," dedim, acı çekiyormuşum gibiydi sesim. "Sen de delir."

Şakağıma bastırdığı alnını usulca çekti. Fakat fazla uzaklaşmadan bu sefer dudaklarını şakağıma bastırdı. Öpmeden dokundu. Dokunurken de konuştu. "Beni yanına al Ömür," dedi pürüzlü bir sesle. "Madem sen öldün, beni de öldür." Islak saçlarımın arasından derin bir nefes aldı. Kalbinin atışı hâlâ yavaşlamamıştı. Büyük ihtimal onun da üzeri ıslanmıştı. Fakat bu kimin umurundaydı?

"Yapamıyorum," dedi sessizce itiraf eder gibi. "Yemin ediyorum sensiz yapamıyorum." Çenemdeki elini boynuma indirdiğinde başparmağı şah damarımın üzerinde durdu. "Yanımdasın ama sanki değilsin. Dokunuyorum, ama sanki bir boşluktan ibaretsin." Kalbinin üzerinde tuttuğu elimin üzerindeki elini çekti. Ben elimi çekemedim, sanki kalbine bağlanmıştı. O elinin kolunu da kafamın üzerinden kapıya yasladı. Alnını da koluna dayadı. Çenesi başımın üzerinde kalmıştı.

SAKSIDAKİ ÖLÜM ÇİÇEKLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin