Ö.L.Ü.M. - XIX

642 30 105
                                    

Herkese merhaba!
Diğer bölümlerle ortalama aynı uzunlukta olan 19. bu bölümün tek farkı tek sahneden oluşması. 🙈
Ama nasıl bir sahne?
Yazarken her anını çok heyecanlı yazdım. Umarım sizlere de hissettirebilirim. Çok konuşmadan sizi bölüme davet ediyorum, çünkü ben asıl konuşmayı bölüm sonunda yapmış olacağım. 😍🫠

(Bu arada oy vermediğiniz bölümlere de kısa bir dönüş sağlamanızdan memnuniyet duyarım efendim, sizleri çooook seviyorum.)

SAKSIDAKİ ÖLÜM ÇİÇEKLERİ

XIX

"Gitmekle gidilmiyor ki. Gitmekle gitmiş olamazsın; gönlün kalır, aklın kalır, anıların kalır." 
Cemal Süreya

Akşam yemeği masadındaydık.

Çatal ve bıçakların tabaklara çarpan sesi dışında masada sessizlik hâkimdi. Bu masanın üzerimde oluşturduğu tuhaf etkiden bir türlü kurtulamıyordum. Bunun sebebi kendimi her zaman fazlalık gibi hissediyor oluşumdan kaynaklanıyordu. Aslında öyleydim, burada istenmiyordum.

Beni istemediğini belli eden tek kişi karşımdaki kadın olsa da, diğerlerinin de düşüncelerinin farklı olduğunu sanmıyordum. Her ne kadar bizi görmezden gelseler de, evlerinde bana geçici biri olarak davransalar da, anlıyordum; bir gün hayatlarından tamamen çıkacaktım.

"Balayı için nereyi düşünüyorsunuz?" diyerek konuşup sessizliği dağıtan Narin olmuştu. "Daha önce de sordum abi sana, ama cevap vermedin bana." Gözlerini kısıp Gurur'a imayla baktı. "Resmen beni geçiştirmiştin!"

Gurur, kız kardeşini alaya alarak, "Balayı mı kaldı Narin? Salak mısın kardeşim?" diye konuştu.

"Ne alakası var abi?" diye hayret edercesine baktı Narin. "Ayrıca salaklıkla da ne ilgisi var?"

"Bu nasıl üslup, oğlum?" diyen başköşede oturan Arhan Bey olmuştu. "Şu kızla ne zaman doğru düzgün konuşacaksın sen?"

Gurur, ciddiyete büründüğünde babasına bakarak elindeki çatalla Narin'i işaret etmişti. "Her şeye burnunu sokmasın o da baba," dedi şikâyet eden bir tavırla. "İstesek söyleriz, herhâlde değil mi?"

Gurur'un karşısında, Narin'in de yanında oturan Diyar sessizliğini bozdu. "Aslında nereye gideceğimize henüz karar veremedik. Ben balayı için güzel bir gezi planı oluşturma taraftarıyım, ama Gurur ise düğünden sonra uzunca bir süre dinlenmek istiyor." Ortamı yumuşatmak ister gibi güldü. "Düğünden sonra düşünürüz, sanırım."

"Gurur, sana yakıştıramıyorum." Sumru Hanım, başını iki yana salladı. "Neyin yorgunluğu olacak da dinleneceksin sen? Zaten her şey hallediliyor. Sen düğün günü boyunca damatlığını giyip misafirlere poz vereceksin. Sanki düğünün tüm yükünü sırtlanacak değilsin ya!" Diyar'ı işaret etti. "Kızcağız ne istiyorsa yerine getir lütfen."

Gurur, çatalına batırdığı yemeği bıçağıyla keserken, "Emir büyük yerden geldi," diye konuştuğunda sesindeki bıkkınlık hissedilebilir nitelikteydi. Başını kaldırmadan karşısında oturan Diyar'a baktı. "Mecbur yapacağız bir şeyler."

"Vallahi ben bile şaşırdım." Arhan Bey, hayret edercesine arkasına yaslanırken eşine bakıyordu. "İlk defa şu oğlunu bana karşı savunmadın."

Sumru Hanım, eşi saçma bir şey söylemiş gibi umursamaz davranırken, yemeğine döndü. Fakat Gurur boş durmadı ve babasına "İkiniz de aynı tarafta olunca hiç çekilmiyorsunuz," diyerek laf attı.

SAKSIDAKİ ÖLÜM ÇİÇEKLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin