Ö.L.Ü.M. - IX

775 41 3
                                    

Saksıdaki Ö.L.Ü.M. Çiçekleri

IX

"Okyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık sevdada boğulur."
Cemal Süreya

" Cemal Süreya

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kimse bilmezdi...

İçimdeki ateşin dünyayı kasıp kavuracağını göremezlerdi.

Beş yıl, beş yıl, beş yıl... Her defasında yüzleşmekten yorulduğum zaman dilimi. Bıktırmıştı yüreğimi, tüketmişti sözcüklerimi, darmadağın etmişti içimi.

Bu günlerin geleceğini biliyordum. Lakin gelen günleri yaşayınca da ağırlığı altında eziliyordum. Bu kadar zor olacağını da bilemez miydim? Üstelik cebelleştiğim onca savaşa rağmen? Yine de ayakta durabilecek miydim?

Bir saat önce gelen kişi avukattı. Sözleriyle ellerime bıçak bırakmıştı. Al kes yüreğini der gibi yapmıştı.

Saat akşamın sekizine geliyordu. Ve ben bir sefer daha olacaklarla yüzleşmemek için odaya çıkmıştım. Şu an yorgana sarılmış, gözlerimi kapatmış bir şekilde bugünlerin hemen geçmesi için dua ediyordum.

Üç hafta sonra düğünü olacak Diyar, zamanın çok yavaş geçtiğinden bahsetmişti. Çünkü sevdiği adama kavuşmayı beklemek onun için büyük bir sabırdı. Benim için de zaman öyle hızlı geçiyordu ki... Lakin ben çünkü dedikten sonrasının devamını getiremiyordum.

Lider her şeyi halledebilirdi. Benim bir imzam gerekiyordu, o da zaten en kolayıydı. Peki, gerçekten kolay mıydı?

Odanın kapısı açıldığında gözlerim de istemsizce aralandı. Karanlık odayı ışık haznesi doldurdu, yavaşça kapanan kapıyla da kovuldu. Adım sesleri yatağa doğru ilerledi, gelen kişi Lider'in ta kendisiydi. Odaya geldiğine göre anlaşılan avukat gitmiş olmalıydı. Gözlerimi sıkıca yumduğumda yatağın içine daha çok gömülmeyi istedim. Parmaklarım örtüyü kavradığında sımsıkı tuttum, sanki destek almaya ihtiyacım varmış gibi.

Arkamda hareketlilik hissettiğimde Lider'in yatağa uzandığını anladım. Dakikalar ardı arkası kesilmez bir şekilde ilerledi. Bir asır gibi gelen suskunluğunu bir bıçakla kesti. Dudaklarının arasından yorgun bir nefes verdiğini duydum. "İçeriden çıktığım gün," diye sessizce başladı sözlerine. "Akşam, bu odada..." Duraksadı. "Sana söylediklerimi hatırlıyor musun, Ömür?" Cevap vermediğimde devam etti. "Hatırlıyorsun."

Hiçbir şey umurumda değil... Ne geçmişte yaşananlar, ne de bundan sonra yaşanacaklar! Sen benim karımdın, son nefesime kadar da böyle olacak. Gerekirse de bunu herkes anlayacak!

SAKSIDAKİ ÖLÜM ÇİÇEKLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin