"Ne istiyorsun?" sorusu bir fısıltıdan ibaret döküldü dudaklarımdan.
"Bu geceyi bana vermeni istiyorum," dedi pürüzlü bir sesle. "Uyuyamadığım tüm gecelere inat, ruhumu iyileştirmeni istiyorum."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Saksıdaki Ö.L.Ü.M. Çiçekleri
XII
"Hafız! Sence çocuklar çiçeklerin koynunda uyumalıydı değil mi..."
Ece Ayhan
5 yıl önce, 2 Mart 2016.
Islak saçlarımı havluyla sardıktan sonra, çalışma masamın üzerinde yanan mumu aldım ve yatağımın yanındaki komodinin kenarına bıraktım. Küçük alev, hareketimle beraber duvarlarda gölgeler oluşturuyordu. Penceremin kenarında olan yatağa oturduğumda ayağımdaki çorapları çıkarmaya yeltendim, fakat o an pencerem usulca tıklanmıştı.
Bir anda arkamı döndüm ve dizlerimin üzerinde dururken perdeyi araladım. Şaşkınlıkla karışık mutluluk çehreme yansıdığında pencereyi açtım.
"Ne işin var burada?" diye sordum sessizce heyecanımı bastırırken. "Delirdin mi sen?"
Montunun yakasını dikleştirip gülümsedi ve ellerini ağzına kapattı, ısıtmaya çalışmak için. "Seni özledim," dedi mayhoş bir sesle. Ellerini ağzından çekerek biraz daha yaklaştı. Pervazda duran ellerimi tuttu. Buz mavisi gözleri o kadar güzel duruyordu ki, bence bana baktığı için değildi...
"Hasta olabilirsin," dediğimde sağ kaşının kavisi oynadı.
"Beni odana alabilirsin."
Gözlerim fal taşı gibi açıldı. "Sen gerçekten delirmişsin!"
O kadar sessizdik ki, buna rağmen biri bizi duyarsa vay halimizeydi.
Kısık sesle güldü. "Sadece şaka," dedi başını aşağı yukarı bir kez sallarken. "Endişe etme."
Gülümsedim. Hayran hayran onu seyretmeye başladım. O sırada gözleri, gözlerimden koptu ve saçlarımdaki havluya takıldı. Bir elini, elimden ayırdı. Parmaklarının ucu havluyu kavradı. Saçlarımın arasından küçük havluyu usulca kaydırdığında, havlu yatağımın üzerine düştü. Avuç içi, ıslak saçlarıma dokunduğunda bana doğru yaklaştı, gözlerim kendiliğinden kapandı. Yüzünü saçlarıma yaklaştırdığını fark ettim, derin ve uzun solukları içine çektiğini hissettim. Montunun üzerinden gelen kokusuna da ben ev sahipliği yapmıştım.
