Saksıdaki Ö.L.Ü.M. Çiçekleri
VII
"Herkesin bir derdi var; Her derdin bir acısı. Acılarım katlanılmaz değil ama, bir de tuz basanı var."
Hz. MevlanaAlnımda bulunan bir şeyin yüzüme doğru düşmesiyle gözlerimi araladım. Elimi usulca kaldırıp o şeyi aldığımda nemli bir bez olduğunu gördüm. Önce ne olduğunu kavrayamadım, sonra boğazımda hissettiğim yoğun sızıyla her şeyi anımsadım. Anlaşılan gece uyurken de ateşlenmiştim.
Ateşimi düşürmeye çalışan kişi de Lider miydi?
Hasta halimle bile sızısını hissettiğim yaralı kalbimde bir çiçek açtı. Oysaki yıllardır alışkın olmadığım bir ilgiydi bu.
Yastığımı dikleştirdiğimde sırtımı geriye doğru yasladım. O sırada odanın kapısı yavaşça açıldı. Açılan kapının arasından Lider kafasını uzatarak bana baktı. Daha çok kontrol edici bir bakıştı bu. Gülümsediğinde suratındaki farklılığı fark ettim. Çünkü tıraş olmuştu. Aslında göze batmıyordu sakalları, sevmezdi uzatmayı. Kumral teni ortaya çıkmıştı ve yirmi yaşındaki hali gözlerimin önünde canlanmıştı.
“Günaydın ateş perisi,” dedi keyifli bir sesle. Kapıyı tamamen açıp içeri girdiğinde elinde bir tepsi olduğunu fark ettim. Ayağıyla kapıyı kapatıp yanıma doğru geldi. Dudaklarındaki tebessüme bakakaldığımda, “Günaydın,” diyerek mırıldandım. Konuştuğumdan ötürü boğazımdaki tahrişi hissetmiştim.
Bu da yüzümü belli belirsiz buruşturmama neden oldu.Elindeki tepsiyi komodinin üzerine bıraktığında yatağın kenarına oturdu. Yüzüme ilgiyle bakmaya devam ederken, sağ elinin parmaklarının tersiyle alnıma dokundu. Gözleri birden iri iri oldu. “Bu ateş denen illetin garezi bana herhalde,” diye söylendi.
Kaşlarımın ortasında bir çukur oluştuğunda sorar gibi baktım. Üzerimdeki örtüyü ittiğinde komodinin üzerine bıraktığı tepsiyi dizlerimin üzerine koydu. Bir kâse çorba ve bir bardak su vardı.
Gözleri, gözlerime tekrardan çevrildiğinde, “Ben yanından gidince ateşin düşüyor,” dedi hayret eder gibi. “Yanına gelince ateşin yükseliyor.” Tepsinin üzerindeki kaşığı aldı ve çorbayı usulca karıştırdı. “Sen mi kontrol ettiriyorsun, anlamıyorum ki…” Bunu söylerken gözlerini kaçırmıştı.
Bakışlarım kısıldı. “Yanıma yaklaşma diye ateşimi bilerek çıkarttığımı mı düşünüyorsun?” diye sordum.
Gözlerini çorbadan ayırmayarak hiçbir tepki vermedi. Onun bu tavrına ve sözlerine histerik bir şekilde güldüm. Lider’in de dudaklarının belli belirsiz bir şekilde kıvrıldığını fark ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKSIDAKİ ÖLÜM ÇİÇEKLERİ
Teen Fiction"Ne istiyorsun?" sorusu bir fısıltıdan ibaret döküldü dudaklarımdan. "Bu geceyi bana vermeni istiyorum," dedi pürüzlü bir sesle. "Uyuyamadığım tüm gecelere inat, ruhumu iyileştirmeni istiyorum."