Herkese selam bebeklerim!
Büyük sınavlarımı sonunda atlattım ve yeniden buradayım. Sabırla bizi bekleyenlere çok teşekkür ederim.Erişim engelinden ötürü uygulamaya girmekte zorlanıyordum. Hazır girebilmişken, düzenlediğim bölümü de atayım istedim.
Kimler burada bilmiyorum. Umarım bu ayrılığımız benim sadece yetiştiremediğim bölümlerden dolayı olur. Yoksa diğer türlü ayrılık insanın zoruna gidiyor.Sizi bölümle baş başa bırakıyorum. Okurken bana destek olmayı da unutmayın.
💕İthaf kısmı:
💐
Bölüm şarkısı:
SAKSIDAKİ ÖLÜM ÇİÇEKLERİ
XXVII
"Her şey neye layıksa, ona dönüşür."
Hz. Mevlana
"Unutmam."Dakikalar sonra dudaklarımın arasından bir fısıltı eşliğinde dökülen cümle buydu. Onun bende açtığı yaralar, benim onda açtığım yaralarla yarışıyordu. Asıl farkında olan kişi de oydu; beni kaybettiğini biliyordu.
Alınlarımız birbirinden ayrıldığında, gözlerim yere düştü. Birbirimize temas etmiyorduk, lakin dip dibe duruyorduk. Aramızdaki kısacık mesafeye verdiğimiz nefesler bile sığmazdı. Üstelik hakikat ortadaydı: Lider ile Ömür diye bir şey de olamazdı.
"Öpme beni," dedim sessizce. Ağlayacak gibiydim. Kendimi tutuyordum, aslında kendimi çok kötü hissediyordum. "Bir daha dokunma tenime."
Başımı kaldırsam, gözlerine doğru bakacak olsam, dudaklarımın dudaklarına dokunacak olması an meselesiydi. Haliyle başımı kaldırıp gözlerine bakamıyordum. Lakin ne geriye doğru adım atıyor ne de onu kendimden uzaklaştırıyordum. Böylesine bir yakınlığımız olduğu halde, aramızdaki duvarlar kendini açıkça gösteriyordu bize.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKSIDAKİ ÖLÜM ÇİÇEKLERİ
Novela Juvenil"Ne istiyorsun?" sorusu bir fısıltıdan ibaret döküldü dudaklarımdan. "Bu geceyi bana vermeni istiyorum," dedi pürüzlü bir sesle. "Uyuyamadığım tüm gecelere inat, ruhumu iyileştirmeni istiyorum."