Ö.L.Ü.M. - XXII

309 21 49
                                    

SÜRPRİZ! 

Dört yılda bir gelen bu özel günde sevgili okurlarıma bölüm atayım, okusunlar dedim. Uzun bir bölüm olacaktı fakat kesmek zorunda kaldım, çünkü diğer sahneyi bir türlü tamamlayamadım. Bu yüzden ben de bitirdiğim kısmı düzenleyip paylaşmak istedim. 

Bu vakte kadar desteklerini her daim gördüğüm sevgili okurlarıma teşekkür ediyorum ve aranızdan seçtiğim beş kişiye bu bölümü ithaf ediyorum.

💕💕💕 
garfieldvegobegi
1gamzeT
eymeeer
draamqueen
ilaydaasn186
💕💕💕

SAKSIDAKİ Ö.L.Ü.M. ÇİÇEKLERİ

XXII

"Bu fâni âlem için beklentiye giren kalbime de kırgınım."

Cahit Zarifoğlu

İnsan.

Sadece beş harften oluşmazmış.

Aşk da bazen ağır basmazmış. Bir kadın, anne olduğunu da unutmak zorunda kalır mıymış? Meğerse insanın omuzlarında ne ağır yükler varmış.

Dün akşam Yaman'ın yapmış olduğu itirafı, bu akşam Lider tek bir cümlesiyle karalamıştı. Benden başka kimseye dokunmamış olması, onun tek evladının sadece Efe olduğunu mu gösteriyordu? Zihnimin kuytu köşelerinden gün yüzüne çıkan bu soru bir kadının değil, bir annenin içinden geçenlerdi.

Yıllarca canım öyle çok yanmıştı ki, bu söyledikleri yangınla geçen yıllarımın üstüne su bile serpmemişti.

Ellerimi oturduğum banka koyup destek alarak kalkarken, omzumdaki başını çekmek zorunda kaldı. Ona dönüp bakmak yerine aldığım sık ve derin nefeslerle kendimi dinledim. Bağırıp çağırmak ya da hesap sormak artık kolay yol değildi. Zor olan da onun yanından çekip gitmekti.

Onun benden sakladıklarının, benim ondan sakladıklarımın yanında bir hiç kalacağından emindim. Lakin artık her şey ağır geliyordu ve en çok da Lider'in konuşmaması gerekiyordu.

"Sus," dediğimde bağırdığımı sandım, fakat sadece bir fısıltıdan ibaret çıkmıştı sesim. Ona tamamen sırtımı döndüm ve ellerimle yüzümü kapattım. Az önce yapmış olduğu itirafına nasıl sevinirdim ki? Döktüğüm gözyaşları, kanayan kalbimin acısı geri gelir miydi? Hak etmediği bir öfke sunmuştum dünden beri ona. Daha ne diyebilirdim? Yine onu da düşünüyordum, ben bencil değildim.

"Ömür, ben seninle konuşmak için dün akşam da çırpındım, bu sabah da." Ayağa kalktığını hissettim. Önüme geçmek yerine arkamda durmaya devam etti. O da bakamazdı artık gözlerime. Sesindeki yorgunluk, aslında bıkkınlığının eseriydi. "Beni dinle diye öldüm bittim gözlerinin önünde. Tutamıyorum içimde, yalan söyleyemiyorum sana, seni üzdükçe bela okuyorum kendime."

İçimde dev bir volkan vardı. Cayır cayır yanıyordu. Bu beş yıldır böyleydi ve asla dinecek gibi de durmuyordu. Kavruldukça kavruluyordu.

"Söyleyeceğin şey bu muydu?" diye sordum, çaresizliğimin ardına gizlenerek. Usulca ona doğru döndüğümde gözlerindeki korku benim yüreğime doğmuştu.

SAKSIDAKİ ÖLÜM ÇİÇEKLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin