SAKSIDAKİ ÖLÜM ÇİÇEKLERİ
"Hayat bir nefestir, aldığın kadar... Hayat bir kafestir, kaldığın kadar... Hayat bir hevestir, daldığın kadar..."
Mevlana
2016
5 yıl öncesi...
Ağlıyordum.
Dudaklarımda bir gülümseme vardı, ama bunun sebebi mutluluk muydu yoksa üzüntü müydü, anlayamıyordum.
Klozetin kapağını kapatmış, üstüne oturmuştum. Banyodan çıkamaz, odaya geçemez, aşağıya hiç inemez gibi hissediyordum. Gözlerimden yaşlar aktıkça sinsi bir düşman gibi yayılan utanç duygusu tüm bedenimi ateşle sarıyordu.
Kapının usulca aralandığını fark ettim, lakin sessizce ağlamaya devam ettim. Gelen kişinin kim olduğunu biliyordum. Gözlerimi gözlerinden çekemediğimde, Lider oldukça yavaş adımlarla bana doğru ilerleyip dizlerinin üstüne çöktü. Elleri, yumruk olmuş sağ elimi kavradı. Suratındaki ifade, okunması imkânsız bir kitap gibiydi. Benim aksime duygularını bu seferlik gizli tutuyordu. Belki de az sonra göreceği manzara karşısında kendini hazırlıyordu.
Sağ elimi tutarak kendine doğru çekti. Gözleri gözlerime baktığında izin ister gibi bir hali vardı. O izni ona ben veremezdim, çünkü bunu görmek benim olduğu kadar onun da hakkıydı. Bu hakkı ondan alamazdım.
Bakışları açılan avuç içime düştüğünde beyaz çubuğu gördü. Ardından iki çizgiyi fark etti, anlamını çok iyi biliyordu. Zaten ikimiz de aklımızda ve içimizde şüphe kalmasın diye test etmek istemiştik. Dün akşam Lider arkadaşıyla buluşma yalanını ailesine söyleyerek evden çıkmış ve eczaneden hamilelik testi almıştı. Gece boyu cesaret edip test yapmamıştım, fakat sabahın en erken saatlerinde kendimi banyoya atmıştım.
Ve neredeyse bir saattir de banyodaydım.
İkimiz de susuyorduk. Benim göz pınarlarımdan dökülen yaşlar durmazken, o gözlerimin içine içli içli bakmayı sürdürüyordu. Bu evde geçirdiğim yirmi gün, yirmi yıl gibiydi. Evimdeyken kendimi koca kız hissediyordum, lakin buraya geldiğim günden beri küçük bir kız çocuğu olduğumun farkına varmıştım. Oysa şimdi ise karnımın içinde minik bir canlı vardı. Bizim için davetsiz bir misafirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKSIDAKİ ÖLÜM ÇİÇEKLERİ
ChickLit"Ne istiyorsun?" sorusu bir fısıltıdan ibaret döküldü dudaklarımdan. "Bu geceyi bana vermeni istiyorum," dedi pürüzlü bir sesle. "Uyuyamadığım tüm gecelere inat, ruhumu iyileştirmeni istiyorum."