Merhaba!!!
Nasılsınız?
Ben idare ediyorumm, sık bölüm gelmiyor biliyorum ki beni takip ediyorsanız panoda yazıyorum dersler yks derken boş vaktim olmuyor diye.
Ve 50de bu kitaba final veriyoruz!!!🥺 İnanılır gibi değil gerçekten.. sadece aklımda final kesin bir hale gelmedi.
🌚
"Sen.. sen iğrenç bir insansın!" Jimin hızla kolunu Chris'ten kurtardı. Bu sırada kendisinden uzun bedende ayağı kalkmıştı bile.
"Karar senin jimin." Ellerini cebine yerleştirip yüzündeki gülümseme ile karşısındaki bedene baktı.
"Ben-tamam getireceğim." Chris yeniden gülümserken başını sallamıştı.
"Yarın sabah 9'de aynı restoranda olman dileğiyle. İyi geceler güzellik." Yanağından makas alırken jimin yine kendini geri çekti. Tiskiniyor gibi hissediyordu.
-
Sabahın erken saatlerinde kalkan Jimin yerinde duramıyor sağa sola gidip dururken elinde tuttuğu dosyaya endişeyle bakıyordu. Sonunda yediği tırnaklarını bırakıp eşyalarını ve dosyayı alıp sıkıca göğsüne bastırarak girişteki onu bekleyen arabaya bindi.
Kısa süre sonra tanıdık yerin önünde durunca aşağı inip göğsüne bastırdığı dosyayla restoranın içine girdi. Gözleri direkt boş restorandaki tanıdık bedeni bulmuştu. Chris hızla ayağı kalktı jimin'i görünce.
Genç oğlan yanına yaklaşınca jimin titreyen elleriyle dosyayı ona uzattı, Chris hızla dosyayı alıp yüzünde büyüyen gülümseme ile hemen açtı.
İçinde gördüğü boş kağıtlarla diğer sayfalara baktı, çevirdikçe bir şey çıkmıyordu hepsi boştu. Önündeki genç oğlana bakışlarını çevirince onun gülümseyen ve az önceki ile ilişki olmayan yüzünü gördü.
"Sen sürtük-!" Jimin onun sözünü kesti.
"Hey sakin ol. Sadece merak ediyorum Christopher, oradan bakınca çok mu salağa benziyorum? Senin gibi aptal birinin sözlerine sevgilimin inanacağını sanmam ayrı bir komiklik.. beni sadece güldürdün."
Christopher hızla bir adım atıp elindeki dosyayı fırlatırken restoranın girişinden jungkook girmişti bu sefer. Üstünde koyu gri bir takım elbise vardı ve sakin adımlarla kendilerine doğru yürüyordu.
Jimin'in yanına varınca belinden kavrayıp kendine çekmiş dudağına kısa bir öpücük kondurup burnunu yanağına sürmüştü. Kısa bir an gözleri kapanmış kendini genç oğlana kaptırırken bulmuştu.
"Gerçekleri söylemişsin aşkım.. kızaran yüzünden anladığım kadarıyla." Aşağılayıcı bakışları Chris'in bedeninde gezinirken yüzünü buruşturdu.
"Sen- nasıl?!"
* Dün akşam*
" Jimin hayatım iyi misin?!" Jungkook evin kapısından girdiği gibi oda kartını fırlatırken salona adımlamıştı. Jimin hızla kollarını boynuna dolayıp kucağına atladığında jungkook birkaç saniye şok olmuş ama şoktan hızla çıkıp bebeğini kolları arasına almıştı.
"Sakin ol, ne oluyor tatlım?" Jimin başını boynundan kaldırıp jungkook'un kucağında kanepeye oturunca saniyeler içerisinde aceleyle olanları her ayrıntıyı es geçmeden anlattı.
Bu sırada jungkook onu rahatlatmak için belini okşuyor, eli usulca saçları arasında dinleniyordu. Jimin anlatmayı bitirince kocaman dolu gözleriyle ona baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sugar daddy -Jikook
Fanfictionbeni seviyor, bana tüm parasını veriyor. Bu gucci, prada rahat. O benim sugar daddy'im.