Merhaba bebisler
Nasılsınız? Oy sınırı 400.
Öncelikle sınır dolsun diye rasgele atılan emoji, noktalama işaretleri, random şeyleri siliyorum arkadaşlar tabiki. Ben o kadar yazmaya uğraşırken sizin sırf sınır dolsun diye düşünce belirtmeden boş yorumlar yapmanız üzüyor beni. Ben yazarken acaba burada ne düşünürler burada ne derler diyorum fakat o paragraf tamamen noktama işareti dolu. Dikkat ederseniz sevinirim, beni anlarsınız umarım.<3
Özenerek başa dönüp okuyarak sürekli yorum yapan kişilerin parmaklarından öperim, emeğimin karşılığını aldığımı hissediyorum o zaman. Teşekkürler sizlere✨🥺
Çok konuştum??? Ay okuyun.
🌚
Jungkook uçaktan inerken ceketini endişeyle çekiştirip saçları savrulurken valizi korumaları tarafından alınmıştı.
Manchester'daki lansmanın son saatlerine doğru bırakıp uçağına binmiş on saatlik bir uçuşun ardından rahatsız geçen süreci atlayıp Kore'ye indi.
"Efendim araç havalimanı çıkışında bekliyor sizi." Jungkook başıyla onaylayıp uçakların olduğu pistten girişe giderken saate baktı. Sabah saatleriydi.
Havalimanından çıkıp arabaya binerken de yaklaşık bir saatin sonunda tanıdık rezidansın önünde dururkende tek düşündüğü kişi sevgilisiydi.
Kendisinin haksız olduğu konular olduğunu inkar etmiyordu fakat jimin gördüğü her haberde, her sözde jungkook'a kendini anlatma imkanı tanımıyor, kırıcı sözlerini esirgemiyordu.
Jungkook sürekli adı haberlerde magazinde yalan dolan şeylerle dolu biriydi, adını internet sitesine yazdığınızda çocuğu olduğuna dair bile yalan bilgi bulunabilirdi. Jimin bunları bilmesine rağmen telefonda ettiği sözlere öylesine içerlemişti ki, lansmandan sonra babasının mezarına gidecek vakti bile bulamamış direkt olarak Kore'ye dönüş yapmıştı.
Arabadan inip kızarmış gözlerini ovdu, jimin'in katına çıkıp kapının önüne gelerek cebindeki kartı çıkarıp eve girdi.
Yatak odasına ilerlerken jimin'in dizlerini kendine yaslamış, uyuyakaldığını gördü. Jungkook sesini çıkarmadan karşısındaki koltuğa geçip oturmuş elini yanağına yaslarken dağınık etrafta gözlerini gezdirmişti.
Gidip yanına kıvrılmak, kokusuyla derin bir uyku çekmek istiyordu fakat o kadar kırılmıştı ki izlese bile suçlu gibi hissediyordu kendini.
Aldatılmayı hak etme damgasını bu kadar kolay hak ettiğine inanamıyordu. Belki de jimin gerçekten böyle düşünüyordu.
Bir saate yakın sesini çıkarmamış jimin'i izlemişti, jimin yerinde kıpırdanmaya başladığı zaman jungkook oturuşunu düzeltip dik konuma geldi. Bu sırada jimin gözlerini açmış tanıdık bedenle gözyaşları hücum etmişti.
Hâlâ sinirliydi fakat , pişmanlık etrafını sarmıştı.
"Sen-" diyecek kelime bulamamıştı. Babasının ölüm yıldönümü gününde jungkook mezarında değil ona inanmayan açıklama fırsatı bile vermeyen sevgilisinin yanındaydı.
O an ne kadar değerli olduğunu hissetti jimin.
Jungkook yerinde kalkıp kıpkırmızı olmuş gözlerini yumdu, ardından yatağın uzak bir köşesine oturdu. Jimin onun soğuk ve sakin tavırlarıyla ne yapacağını bilememişti. Kendiside yatağın başlığına sırtını yaslayıp oturdu.
"Öncelikle duygularımdan bahsetmeden önce, fotoğraflar hakkında konuşmak istiyorum-"
"Jungkook-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sugar daddy -Jikook
Hayran Kurgubeni seviyor, bana tüm parasını veriyor. Bu gucci, prada rahat. O benim sugar daddy'im.