Beni wattpad üzerinden takibe almayı unutmayın! ❤
Arkadaşlarınıza da silah zoruyla okutmayı unutmayın (el sıkışma emojisi)
OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM, CİMRİLİK YAPMAYIN.
Bir sonraki bölüm BOMBA, OY VE YORUM DURUMU BENİ TATMİN EDERSE 47. BÖLÜM HAFTA İÇİ GELİR.
İyi okumalar... <3
🌙
46. KAOSUN DÜZENİ
Nefes alamadım, gözlerim açıktı lakin görmeyecek kadar kör olmuştum. Zihnim berraktı lakin düşünemeyecek kadar dağınıktı.
İç içe geçmiş zamanda elimden tutan anılarla kaybolmuştum.
Dejavu. Zenbar beni öptüğünde hissettiğim şey dejavuydu lakin o an buna dejavu dediğiysem bizim yaşadığımız şey neydi?
Korkuyordum.
Tüylerim diken diken olmuştu ve bedenim yavaş yavaş soğumaya başlamıştı, sanki ölüyordum. Zihnimin içinde kalkan bir cenaze vardı, adı zamandı.
Kelimeler, hisler, ortam ve olaya sebep olan o an. Hepsi bundan birkaç hafta önce yaşanmıştı. Zenbar'ı öpmüştüm ve bana o sözcükleri söylemişti.
Ondan uzaklaşmak istediğimde panik halde etrafta dolanacağımı, titreyeceğimi ve hızlı hızlı konuşacağımız bildiği için ondan uzaklaşmama izin vermeden beni göğsüne çekeren zihnimde başlayıp bedenime sıçramaya hazır olan kaosu bastırdı.
Kaos...
Düzensizlikten oluşan düzen.
Tümevarım.
Başka bir anlayışla da geçmişte yaşanan parça parça olayların gelecekte büyük değişiklikler yarattığını iddia eden teori.
Kaos teorisi.
Kaos Yunancada boşluk anlamındaydı, fizikte kuantum ile ilişkiliyken felsefede kaotik determinizm ile bağlıydı.
Kaos, içi dolu boşluk.
''Biliyorsun,'' diyebildim cansız bir sesle.
Önümde bir masa vardı. Üstünde de binlerce puzzle parçası, hepsini tek tek ters çevirdim, önce çerçeveyi oluşturdum ve sonra içini doldurmaya başladım. Masa dağıtıldı, o son akşam yemeği için büyük resim parçalara ayrıldı.
Masayı dağıtan Zenbar'dı çünkü o, puzzlenin bütün halini biliyordu ve görmemi istemediği bir şey vardı.
Keza benimde, onun görmesini istemediğim şeyler vardı.
İkimiz... Birbirimizin doğrularına koşulsuzca güvenen birer yalancıydık.
''Bundan on beş dakika sonrası da gerçek.'' Onun kelimelerini taklit ettim. ''Biliyordun!'' onu ittirmek istedim. ''Beni hep kandırdın!''
Onu hep kandırdım.
''Sen! Sen yalancısın!''
Biz, Zenbar... Biz, ikimiz güzel yalancılarız.
''Vasmina...'' mırıltısı durgundu, yorgun ve sıkılmış olduğu her halinden belliydi. ''Hayır.''
Onun kolları arasından kurtulmayı başardığımda boynuma baskı uygulayan yakamı aşağıya doğru yırtmak istercesine çekerken bağırdım. ''Ne hayır! Ne hayır! Ben sana güvendim! Ben senin kapına geldim Zenbar!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CÜRETKAR ~ SONSUZU YAŞAMAK | +18
Novela JuvenilGözlerim bağlı, göğüslerim onun gözleri önüne serili öylece uzanıyordum. Isırmaktan kan kırmızısını aratmayan dudaklarımı araladım. ''Bant?'' sesim içime kaçmış gibiydi, beni duyduğundan bile şüpheliydim. ''Göğüslerinin üzerini bantlamamı mı isti...