Beni wattpad üzerinden takibe almayı unutmayın! ❤
Arkadaşlarınıza da silah zoruyla okutmayı unutmayın (el sıkışma emojisi)
OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM, CİMRİLİK YAPMAYIN.
İyi okumalar... <3
🌙
47. YAŞAYAN ÖLÜ
Karanlığın ağırladığı sokaklarda, karanlık düşüncelerimle baş başa kaldım. Soğuk hava gözlerimi sulandırıyor, parmak uçlarım buz tutuyordu. Ara ara yürüdüğüm yolda arkama bakıyor Zenbar veya onunla ilgili herhangi bir şey peşimden geliyor mu ona bakıyordum.
Zenbar gelmese bile birilerini gönderirdi ve haberim olmazdı, her şey bir yana onun birilerini göndermesine bile gerek yoktu, Terk üzerindeki bütün kameralara kolayca ulaşabileceğini biliyordum.
Valzekan onun gözü kulağıydı.
Botlarımın çıkardığı pot sesler eşliğinde arabaların jilet gibi geçtiği yolun üstünde yürürken sola doğru dönerek küçük bir yokuşu çıktım ve kaldırım boyunca yürüyerek yolun sonundaki artık hiçbir çocuğun oynamayacağı kadar eskimiş parkın önüne çıktım.
Cebimdeki telefonumda açık olan konumu tarif eden kadın sesi, parkın karşı kaldırımına geçip çıkmaz sokağa girmem gerektiğini bana söyledi.
Bu saatte Terk, tehlikenin yuvası değil tehlikenin rahmiydi. Bütün kötülükleri doğurur, bütün cinayetleri işler, bütün vicdanı susturur. Terk geceleri, insanları terk ederdi.
Yavaşça parkın içinden geçip yolun karşısındaki ara sokağa baktığımda beton bir duvar vardı, duvarın iki ucu tuğladan bir binanın duvarına ve diğer ucu da boyası yer yer kabarmış bir başka binanın duvarına bağlanmıştı.
Tuğlalı olan binanın duvarında metal lakin küflenmiş bir kapı vardı. Yavaşça yolun karşısında geçtiğimde etrafımı kontrol ettim. Sessiz ve kimsesiz sokakta tek başımaydım ve birisi çıkıp beni sıkıştırsa gücümün yetmeyeceğine emindim.
Yavaşça küflenmiş metal kapıya yaklaştım. Sprey boyalarla grafiti yapılmış küflü kapının üstüne sarı sokak lambası vuruyor, yeşil harflerle çıkış yazan lakin boyaları yavaş yavaş dökülmeye başlamış olduğu için dökülmüş kapıyı aydınlatıyordu.
Elimi kapının üstüne yasladığımda kalbim yerinden çıkacak kadar güçlü çarpıyor, nefeslerim nefesimi kesmek istercesine boğazımda sıkışıyordu.
Kapının kapı koluna elimi koyup onun altındaki siyah, ekranı andıran yüzeye de diğer elimi açıp koydum. Siyah yüzeyin üzerinde tarama yapan kırmızı bir ışık elimin hattı boyunca dolaştı ve kırmızı ışık bir anda yeşile döndüğünde kapı kendisini otomatikman açtı. Tuttuğum kapı kolunu kendime doğru çekip içeri doğru adımımı atmamla ışıklar açıldı ve kapı arkamdan otomatik kapandı.
Yukarı çıkan ve aşağıya inen, sadece tek kişinin sığabileceği korkuluğu olmayan merdivenler vardı. İlk önce yukarı doğru giden merdivenlerin basamağını birkaç adım çıktım. İçerisi oldukça tozluydu, duvarların ve bazı merdiven basamaklarının köşelerinde örümcek ağları vardı.
Toz kokusu öksürme isteği yaratırken defalarca kez yutkunarak bunu gidermek için çabaladığımda sessiz olmaya özen göstererek merdivenleri çıktım. Yedi basamak sonrasında beni bir düzlük karşıladı ve tam karşımda üç oda vardı.
Uzhan Elendes.
Artun Hanse.
Kuten Silvan.
![](https://img.wattpad.com/cover/232333741-288-k879671.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CÜRETKAR ~ SONSUZU YAŞAMAK | +18
Teen FictionGözlerim bağlı, göğüslerim onun gözleri önüne serili öylece uzanıyordum. Isırmaktan kan kırmızısını aratmayan dudaklarımı araladım. ''Bant?'' sesim içime kaçmış gibiydi, beni duyduğundan bile şüpheliydim. ''Göğüslerinin üzerini bantlamamı mı isti...