48. BÖLÜM: "İHANETİN İZİ"

2.6K 192 56
                                    

Beni wattpad üzerinden takibe almayı unutmayın! ❤

Arkadaşlarınıza da silah zoruyla okutmayı unutmayın (el sıkışma emojisi)

OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM, CİMRİLİK YAPMAYIN.

Multimedya yeni kapağımızzzzz

ARKADAŞLAR 50. BÖLÜME NE KADAR AZ KALDI FARKINDA MIYIZ?

İyi okumalar... <3

🌙

48. İHANETİN İZİ

Işıklar söndü.

Herkes ellerinin altındaki mumlarını yaktı.

Sadece yalancıların mumları yatsıya kadar dayandı.

Uzhan Elendes, tüm varlığı, tüm yaşamıyla buradaydı. Yaşıyordu. Yaşamanın adı ne zamandan beri ölüm olmuştu da ben onu ölü saymıştım?

Her ihtimali düşündüm, her şartı, her koşulu... Tek tek kafamın içinde defalarca kez canlandırdım, geriye sardım, durdurdum ama hepsinin kapısı ölüme çıkıyordu.

Ellerimde ölmüştü, ağzından kanlar çıkmıştı, sırtından giren cam karnından çıkmıştı. Hatırlıyordum. Teninin yavaş yavaş soğuyuşunu hatırlıyordum. Parmaklarıma ve tişörtüme bulaşan kan, ellerimden çıksa dahi ellerimi defalarca kez yıkayışım. Kullandığım ilaçlar ve iğneler, psikologlar, okulu bırakışım...

Bedenimin yığıldığı merdivenlerden geri geri çıkmak istediğimde ayaklarım kaydı ve kalçalarımın üstüne sertçe tekrardan oturdum.

Uzhan Elendes bana doğru bir adım attı. ''Gelme!'' diye bağırdım. ''Gelmeyin!''

Uyanıktım lakin kabusta gibiydim, Uzhan Elendes benim karabasanımdı.

Ellerimi kaldırıp durması için işaret yaptığımda durdu. Yüzündeki ifade bozguna uğramış gibiydi, oyunlarını mı bozmuştum?

Onlar benim psikolojimi bozmuştu, akıl sağlığım yitip gitmek üzereydi ve ben hala bu olanlara karşı göğüs germeye çalışıyordum.

Hıçkırdım, göğsümdeki sancı nefes alırken canımı yakıyor kalbim ona saplanan ihanetin hançerini sökmeye çalışıyordu.

''Siz ölmüştünüz!'' diye bağırdım avazım çıktığı kadar. ''Siz öldünüz! Benim! Benim ellerimde!'' ellerimi açarak ona gösterdim ve sağ avucumu sol avucuma sertçe sürterek tekrar konuştum. ''Ellerimde kanınız vardı! Ellerimde!''

Ayağa kalktığımda titreyen dizlerim, halsiz bedenim ve karmakarışık zihnimle Uzhan Elendes'e öfkeyle bakıyordum.

''Beni mahvettiniz! Ben okulu bıraktım! Siz istediniz diye mirasınızı buldum, ölümle tehdit edildim, evim tarandı! Ben bunları hak etmedim!''

Geriye doğru istemsizce adımladığımda bacağıma çarpan basamakla geriye düşmek üzereydim ki kollarımın altından belime doğru iki el beni sardı ve yavaşça ayağa kaldırdığında beni göğsüne çekti.

''Bebeğim, benim.'' Diye fısıldadı Zenbar. ''Sakin ol, kriz geçirmek üzeresin...''

Yumuşak sesi, kaos dolu ortamın arasından berrak bir su tanesi gibi bana damladı lakin kaos o kadar fazlaydı ki sel olsa üstüme aksa yine durulmazdı benim öfkem.

''Yaşıyor!'' diye inledim ellerimi yüzüme götürüp gözlerimi kapatarak. Uzun kırmızı ojeli tırnaklarımın özenle sivriltilen uçlarını tenime geçirdim. ''O yaşıyor, o yaşıyor...''

CÜRETKAR ~ SONSUZU YAŞAMAK | +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin