Beni wattpad üzerinden takibe almayı unutmayın! ❤
Arkadaşlarınıza da silah zoruyla okutmayı unutmayın (el sıkışma emojisi)
OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM, CİMRİLİK YAPMAYIN. BİR DE 50. BÖLÜME KADAR HER HAFTA PAZAR GÜNÜ BÖLÜM GELECEKTİR <3
İyi okumalar... <3
Sular ve sakinleştiriciler hazır mıdır?
🌙
44. SENİ GERİ ALACAĞIM
''Vasmina!'' Rahab'ın bağırışı andıran ama fısıldayıştan öteye gidemeyen sesimle donuk bakışlarımı çerçeveden çektiğimde ''Okul kalabalıklaşıyor, çabuk ol!'' dediğini işittim.
Sandalyenin kollarına tutunarak yavaşça kendimi kaldırdığımda aldığım bir kalem ve kitabı çekmecenin parmak izi okuyan kilidine yerleştirdim ve kaleme kitapla sertçe birkaç deva arka arkaya vurmamla kilidi çekmecenin içine düşürdüm.
''Geliyorum, birkaç dakika daha!'' diye seslenip elimdekileri masanın üstüne bıraktığımda çekmeceyi hızla açtım.
Çekmece kilitliydi lakin içi boştu.
Ve ben buraya geldiğimde çekmecenin içindeki kağıdı almak yerine fotoğrafını çektiğime emindim.
Peki ya... Peki ya o kağıt çekmeceye asla girmediyse?
Çünkü odaya girdiğimde duvardaki çerçeve ve çivisi bile yerinde yoktu... Oysa Uzhan Elendes öldüğünde o duvarda bir resim vardı ve aynısı Zenbar'ın katında, şöminenin üstünde de asılıydı.
Çekmeceyi kapatıp kuvara doğru ilerlediğimde sırt çantamın fermuarını açarak duvardaki çerçeveyi alıp çantamın içine sıkıştırdım. Odadan sessizce çıkıp kapıyı geri kapattığımda titreyen ellerimle Rahab'ın sıcak ellerini tutarak nefes nefese onu, bana çektim ve onu sarmaladım.
''Rahab,'' dedim cılız bir sesle. ''Ben deli değilim.''
Kollarını bana sardığında fısıldadı. ''Biliyorum, sadece kabullenemiyorsun ve çok düşünüyorsun.''
Hayır düşünmüyorum, biliyorum.
Hepsi gerçek ama zaman yanlış.
Bedenlerimiz ayrıldığında kapısı kapalı olan odaya hızla tekrar girdiğimde masanın üstüne gömülmüş akıllı bilgisayarın ana kartını sökmek için masanın altına eğilerek dizlerimi yere bastım.
''Vasmina!'' diye bağırdı Rahab. ''Ne yapıyorsun!''
''Sana yeni bir bilgisayar hediye etmek üzereyim.'' Dedikten sonra bilgisayarın bütün işletim sistemini, hafızasını ve algoritmasını yürüten o küçük kartı yuvasından çekip aldığımda masanın altından çıkarak dağılmış saçlarımı nefes nefese düzelttim.
Elimde küçücük, bilgisayarın işlemcisi görevini ve daha fazlasını gören çipi Rahab'a verdiğimde açık avucunu kapatırken kapıyı da çekiyordum.
''Uzhan Elendes'in bilgisayarı. Şayet oturumu açıksa sahip olduğu bütün bilgisayarlara bağlanabiliriz.'' Aklıma gelenle duraksadım. ''Fakat işletim sisteminde Valzekan varsa bu benim işimi riske atar.''
''Ben onu tararım.''
''Solucan yazılım gibi,'' dedim kelimelerine karşılık. ''O toprağı oyup gün yüzüne çıkana kadar onun orada olduğunu bilemezsin ve kendisini göstermemekte ne kadar iyi olduğunu hiç bilemezsin..''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CÜRETKAR ~ SONSUZU YAŞAMAK | +18
Novela JuvenilGözlerim bağlı, göğüslerim onun gözleri önüne serili öylece uzanıyordum. Isırmaktan kan kırmızısını aratmayan dudaklarımı araladım. ''Bant?'' sesim içime kaçmış gibiydi, beni duyduğundan bile şüpheliydim. ''Göğüslerinin üzerini bantlamamı mı isti...