Bölüm 9

382 42 4
                                    


Denki elbisesini giyindikten sonra garsonların beklediği kısma geçti ve sorumlu olduğu masalara birinin gelmesini bekledi. Ama daha erken sayılırdı. Asıl kalabalık 2 saat sonra gelecekti. "Denki." Hemen yanındaki ödeme masasında oturan minaya baktı.

"Bu o. En sağdaki son masa." Denki hemen masaya baktı. "Emin misin?" Mina kafasını salladı. "Şapka taktığı için tanınmayacağını mı düşündü acaba? Gerçi kıyafetleri daha rahat." Denki gozlerini dikti ve onu inceledi. Siyah uzun kollu bir gömlek, uzerine ince koyu kırmızı kolsuz kazak ve siyah pantolon. Boyu ortalama sayılırdı ve kaslı kolları belli oluyordu ama görünüşü mafyaya asla benzemiyordu. "Önemli birine benzemiyor." Mina kıkırdadı. "Adı çok duyulmuştur. Onla anlaşma imzalamak hem kurtuluş hem de kölelik anlamına geliyor." Gözlerini kırpıştırdı. "Nasıl yani?"

"Sadece koruma görevi için anlaşma imzalansa da gizli kuralları var. İlk olarak tüm binayı yeniliyor ve güvenlik sistemini yeniden düzenliyor. Bunlar için para da istemiyor." Soru sorar şekilde kaşlarını çattı. "İyi de bu onun için zarar değil mi?"

Kasiyer masasında oturan Mina kıkırdadı. Ve çekleri imzaladığı kalemi denki'ye doğrulttu. "Bir noktayı kaçırıyorsun. Tüm güvenlik sistemine hakimse bu tüm iç işlerine de hakim demektir. Kameralarla sana gelen tüm müşteriler, ajan olarak kullanılan güvenlikler ise konuşmalar ve iç düzen."

"Bu anlaşma o halde burası için zararlı olmuyor mu?" Mina kafasını iki yana salladı. "Deku'nun bağlantıları çok sağlam. Yani onla anlaşma yapmak, daha çok müşteriye ve kaynağa ulaşmanı sağlar. Evet, neredeyse bina kontrolünü ona veriyorsun ama eski kazandığının birkaç katını alıyorsun. Anlaşma bu yönde." Denki kafasını salladı. Şimdi anlıyordu. İki ucu keskin silah gibiydi bu anlaşma. "Ama bunların olması için Deku'nun emirlerine uyman gerekiyor galiba." Araya müşteri girince anlık olarak konuşmaları kesildi. Çdeme işleminden sonra Mina onayladı. "Evet. Kendine deku diyor ve normal adını bilen yok. Emirlerine uyarsan iyi bir hayat eğer tam tersiye şeytan yanı ortaya çıkıyor."

"Ama diğer yandan Katsuki'ye yaptıkları..." Mina titredi. "Ne- ne biliyorsun Mina?" Kız dudaklarını dişledi. "Kedi insanları nasıl gördüklerini biliyorsun. Deku'nun onlara karşı hassas biri. Eğer bir kedi insan görürse bir şekilde onu kendisinin yapıyor. Duyduğum kadarıyla sayıları 20'yi geçti." Denki titredi. "O kadar kedi insanı ne yapıyor?" Kafasını iki yana salladı. "Kimse bilmiyor. Evine kadar takip edilebiliyorlar ama ev çok büyük ve sağlam güvenlik var."

Ellerini yumruk yaptı. Onların hepsini eve toplayıp ne halt ettiğini sanıyordu? "Bu fazla." Mina da cevap vermedi. "Ben yanına gidiyorum." Kız daha şaşkınlıktan bir şey diyemeden yanına ilerlemeye başladı. O adama yaptıklarımın hesabını çektirmesi gerekiyordu. Elbette su an bir sey yapamazdı ama bir garsonun müşteriyi gizlice sinir edecek yöntemleri vardı.

"Merhaba efendim, istediğiniz herhangi bir içecek veya hizmet var mı?" Yanına gelen garsona ufak bir bakış atmış ardından sahneye bakmaya başlamıştı. "Bir tane viski yeterli." Hemen gidip en yeni olanlardan bir taneyi açtı ve bardağa doldurdu. Tadının ne kadar acı olduğunu düşünmek bile istemiyordu. Bunu yapması elbette yasaktı ama bir defa karıştırdığını kabul ederse sorun çıkmazdı. "Buyrun." Yanına oturdu ve davetkar gülümsemeyle yaklaştı. "Sana eşlik etmemde sakınca var mı?" Bir an düşünür gibi oldu sonra samimi ve dostça gülümsedi. "Dinlenmiş olursun. Sorun değil." Afallasa da belli etmedi. Hemen yanına kuruldu. "Adınız nedir? Ben Delfie. Oldukça güzel bir akşam." Bir an şaşkınlar bakışları onu buldu ama saniye olmadan duygular kaybolmuştu. "Deku diyebilirsin. Ayrıca ufak bir sorum var." Mutlu olmuş gibi kafasını salladı. "Elbette."

"Kat- şey buralarda bir kedi insan varmış duyduğum kadarıyla. O sahne alacak mı?" Pekala işte buna bir şey demeden geçemezdi. "Üzgünüm ama o bu akşam geç sahne alacak. Kendini birkaç gündür fazla yorgun hissediyor." Gözlerinde hafif endişe belirtileri mi vardı Denki'ye mi öyle geliyordu? "O iyi mi?" Gülümsese de içi sinirle dolmaya başlamıştı. "Onu ilk kez duyan birine göre çok meraklısınız."

"Beni yakaladın mı sayılır bu?" Gözlerini kesiştirdi Deku. "Galiba kim olduğunu biliyorsun." Denki ellerini masasının üzerine koydu. Ve ona eğildi. "Deku demiştiniz, değil mi? Duyduğum isimleri asla unutmam." Deku da gülümsedi. "Buna sevindim. Ama fazla gerginsin bence. İstersen bir şeyler ısmarlayabilirim sana." Ayağa kalkma için hareket ettiğinde onu geri oturmasını sağladı. "Hemen geliyorum."

'Sen delirdin mi?!' Mina ona bu bakışları atarken umursamadı ve en iyi şaraplardan biriyle yanına geri döndü. "Bu size uyar mı?" Dekıu kıkırdadı. "Elbette. Bir arkadaşımı hatırlattın bana. Şaraba bayılır." Aklına o gelse de hemen kovaladı. Deku'nun bu yaptıklarına nasıl göz yumduğunu ona da soracaktı elbette ama şimdi zamanı değildi. "İçeceğinizi yenileyim mi?" Bardağı uzatırken bilerek eline dokunarak bardağı aldı. "Lütfen."

Hızlıca geri gitti ve bardağı doldurup geri yerine oturmadan önce bilerek ayağı takılmış gibi yaptı ve bardağın tamamını üzerine döktü. "A-aman tanrım çok özür dilerim. Peçete lazım bize." Hemene peçeteleri alıp silerken gülmesini bastırıyordu. "Sorun değil bırak şunları." Üzgün, sevimli suratını takındı. "İsterseniz odalara geçebiliriz. Ayrıca buradaki makinelere kıyafetlerinizi atabilirsiniz." Elbette içeri girdiklerinde onu bayıltıp Katsuki hakkında sorguya çekmeyi planlıyordu. İsterse kovulsun veya öldürülsün. İşine gelirdi. "Sorun değil Delfie. Bırak şunları." Peçetelerin elinden çekilmesi elbette beklemediği bir şeydi. "Arada böyle şöyle olabilir." Ne olduğunu anlamadan karşısındaki koltukta elinde bardağıyla oturuyordu. "Şimdi dinlenelim olur mu?"

Deku neredeyse onu tamamen görmezden gelmişti. Arada soru sorsa da ya cevap alamıyor ya da muhabbetin devamı gelmiyordu. Katsuki sahneye çıktığında ise gözleri hemen oraya odaklanmıştı. "Bu Katsuki." Ona bakan bakışları bir an bile çekilmezlen dayanamadı ve bardağı sertçe masaya vurdu. "Pekala, bu rol oyununu bırakıyorum."

Ayağa kalkıp yanına oturdu ve gözlerinden alev çıkarken yakasını kavrayıp kendine yaklaştırdı. "Katsuki'den uzak dur. O bir hayvan değil insan. Dinlenmesi gerekiyor ve senin gibi takıntılı olanlar ondan uzak durmalı. Seni ondan uzak tutmak için her şeyi yaparım ve istediğini yapabilirsin bana, umrumda değil. O burada hayatta kalmak için herkesten çok çabalıyor. Sırf senin zevkin ona kullanmana izin vermeyeceğim." Şaşkınlıkla yüzüne bakarken bir anda gülmeye başladı. Ciddi ifadesi ile ona bakarken adamın sesinden birkaç masa kendilerine bakmaya başlamıştı. "Komik bir şey söylemedim."

En sonunda sakinleşmeye başlamıştı. "T-tanrım, K-kirishima sana ne anlattı? Veya ne duydun? Gülmekten karnıma ağrı girecek." Kaşlarını çattı. "Sen neyden bahsediyorsun?" Arkasına yaslandı. "Adın Denki, değil mi? Çok cesursun, seni sevdim." İsmini nereden bildiğini soracağı sırada sustu. "Ben bildiğin üzere kiri'nin ortağıyım. Dediklerine gelirsek," Sahneye yeniden baktı. "Ona asla zarar vermem. Hiçbir kedi insana."

"Buna inanmamı beklemiyorsun herhalde." Gülümsedi. "Ei'ye inandın ama. Onunla amaçlarımız aynı. O yüzden rahat ol. Ayrıca bu akşam sadece ajan olarak buradayım. Ona gözükmeyeceğim bile." Hala inanmadığını belli eden şekilde bakıyordu. Ama şimdilik yaptığı şeye ayak uyduracaktı. Eğer bir şey olursa kendisini korumayı biliyordu. O da sokaklarda büyümüştü.

"O halde gece boyu yanınızdayım efendim." Deku kıkırdadı. "Bundan memnun olurum Delfie."
...

Bölüm atmayalı 1 yıl olmuş😁
Tamamm bu biraz kötü bi espriydi.

Açıkçası hiç yeni yıl gelmiş gibi hissetmiyorum ya da yeni bir başlangıç gibi. Hayatımıza kaldığımız gibi devam edeceğiz ve eğer hayatınızsa yeni bir değişim istiyorsanız bu illa yılbaşı olmak zorunda değil. Her gün yeni bi başlangıcın ilk günü olabilir :)

Kedi-İnsan (Dekubaku)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin