Neredeyse tüm trafik kurallarını ihlal ederek vardığı evde kapının üzerine 3 kilit vurulmasının nedenini anlayamıyordu. Neden Katsuki'nin delirdiğini de bilmiyordu. Tek istediği yanına gitmekti.Kendini biraz sakinleştirdi gibi düşündüğü sırada yerde olan kanlı ayak izleri bütün kanını çekmişti sanki. Duvarlarda olan çizimler ve kapılar pençeyle çizilmiş gibi derin kesikler oluşmuştu.
Gözüne dolan yaşları engelleyerek her tarafa yayılmış ayak izlerin merdivenlerden çıktığını fark etmişti. Üst katta ilerlerken Katsuki'nin odasını kapısı açık ve içerde bulunan nevresim ve yatak paramparça olduğunu gördü. Kıyafetler yere saçılmış ve kanlanmıştı. Bunu yapanın Katsuki olduğuna inanamıyordu.
Başka bir çığlık ve parçalanma sesi duyduğunda yutkunarak adımlarını hızlandırdı ve kendi evine açılan yine üzeri çiziklerle kaplı kapıdan geçtiğinde Shinso'yu gördü.
"KATSUKİ DUR ARTIK! AYAKLARIN BERBAT HALDE!" Onu daha önce hiç bu kadar korkmuş ve ağlarken görmemişti. Elleri ve kollarından kan damlarken hala içeri bakıyordu.
Shinso onu fark ettiğinde gözleri bir anda soğudu. "BU SENİN SUÇUN SENİ APTAL!" Hızlı adımlarla yanına gelip yüzüne sert bir tokat attı ve odayı gösterdi. "Hamile olduğunu öğrendiği için tüm bunlar. Anladın mı? 12 yıldır kaçtığı şey. O-" dudakları titrerken daha fazla konuşamadı.
O hala mutfaktayken aklına gelen en iyi fikirle dışarı çıkmasını engellemek için kapıyı ve salonun kapısını kitlemişti. O da Farklı bir çıkış bulmak için üst katlara yönelip bulduğu odaları parçalamıştı. Durdurmaya çalıştığında ise onun kollarını parçalayacaktı neredeyse. seslenemeye çalışması hiçbir sonuç vermemişti.
Kendini geçmişteki o barlardan birinde zannediyordu. Önce her yeri parçalayacak sonra kaçıp gidecekti. 12 yıldır zihninin derinlerinde tuttuğu planı gerçekleştiriyordu. Çıkışı bulana kadar her şeyi parçala.
Deku ise korktuğu ihtimalle yüzleşiyordu. Bir kısmı olabileceğini bilse de bir şey söylememişti. En azından Katsuki'yi uyarması gerektiğini biliyordu ama güvenini kıracak diye korktuğu için söyleyememişti. Şimdi ise hatasıyla yüzleşiyordu.
Odadan içeri baktığında Katsuki dolaptaki kıyafetleri yırtmakla meşguldü kapakları çiziyor elbiseleri yırtıp çoğalan kan damlalarının üzerine atıyordu. "Her şeyi parcalamalıyım. Lanetler. Onların yüzünden."
"Kacchan?" Arkasını döndüğünde Deku neredeyse geri kaçacaktı. Küçülmüş göz bebekleri belli bile olmuyorken üstündeki t-shirt yer yer parçalanmış, saçları ve kuyruğu elektrilenmiş gibi kabarık ve dimdikti. Bir elini ise döndüğü gibi karnına koymuştu.
O yeşil gözler bir anda Katsuki'ye ulaşmıştı. "Deku." Aklında olan sesler arka plana giderken çevresine baktı. Her taraf dağılmış ve yerle bir edilmişti. Elinde olan pantolona anlam veremezken bir anda hatırlayıp karnına baktı. Burası nefret ettiği o yerlerden biri değildi. Gözyaşları yanaklarından süzülmeye başladı. Ne yapmıştı o?
"Evet, benim." Gözlerine baktığında gördüğü endişe onu titretirken ellerine baktı. "Ben ne yapıyorum? Sen-" ayak tabanlarından bir anda yükselen acıyla inledi. Sanki milyonlarca çivi batıyormuş gibi hissediyordu. Dengesini sağlayamayıp düşecekken kendini Dekunun göğsünde buldu. Duyduğu kalp atışları. Uzun zamandır her gece duyduğu tanıdık gelen, evini simgeleyen atışlar tüm vücudunun çökmesine sebep oldu.
Deku kanlı yerden biraz uzaklaşıp temiz bir yere oturdu ve sıkıca Katsuki'ye sarıldı. "Özür dilerim, özür dilerim Kacchan. Çok özür dilerim." Katsuki özülerini dinlerken bir şey hissetmedi ama konuştuğu için minnettardı. Aklındaki sesleri bastırabiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kedi-İnsan (Dekubaku)
FanfictionDünyada çok nadir görülen kedi insanlar tamamen ayrı bir türdü. Bir çift kedi kulağı, kuyrukları ve ayda bir geçirdikleri kızgınlık dönemleri onları herkesten ayırıyordu. Halk arasında lanetli veya oyuncak gibi görülen bu türdden olan Katsuki'nin ce...