"Bana bir açıklama borçlusun Mina." Sabah her zamanki kahvaltı masasında üçlü bir aradaydı. "Açıklanacak o kadar önemli bir şey yok." Denki gözlerini devirdi. "Liseden beri Deku'yu tanıdığını söylüyorsun, bu mu önemsiz?" Katsuki ismi duyduğu anda kaşlarını çattı. "Ha? O da ne demek?" Mina hafif kıkırdadı. "Pekala bildiklerimi anlatırım ama asıl senin açıklama yapman lazım Kac-." Anında onun tarafına uzandı ve ağzını kapadı. Gözlerinden alevler fışkırırken sessiz şekilde mırıldandı. "Hemen ötmeye başla pembeli. O ismi nereden biliyorsun?"Teslim olur gibi ellerini kaldırınca yerine geri çekildi ama kulakları havada ve tamamen tetikte onu izlemeye devam ediyordu. "Lisedeyken Deku'yla yani" sesini iyice azalttı. "İzuku ve Eijiro'yla tanışıyordum." İkili şok olmuş hakde ona bakıyordu. "İyi insanlardı ve baya eğlenmiştik. Ama bir keresinde Deku kedi insanlardan ve geçmişteki bir arkadaşından bahsetmişti." Mina gülümsedi. "O ismi kullanmıştı tabi. Bu yüzden biliyorum."
Sonra geriye yaslandı. "Tabi bunlar 10 yıl önceydi o yüzden ilk başta tanıyamamıştım onları. Ah ah, mafya olduklarına inanmak zor." Denki için dün akşam biraz daha netleşmişti. "O halde onlara cidden güveniyorsun." Kıkırdadı. "Evet. Eski düşüncelerine göre ne yaptıklarını tahmin ediyorum ve bu doğruysa, bu o ikisini kahraman yapar."
"Boşu boşuna rezil oldum desene." Mina kafasını iki yana salladı. "Aslında bence bayağı cesurdun." Katsuki liseden tanıştıklarını öğrendiğinden beri sessizleşmişti. Kendi hakkında ne söylemişti? O zamanlarda ne düşünüyordu? Neden şu an buradaydı? Neden sün buraya gelip kendini belli etmemişti? Ne planlıyordu? Cevaplanması gereken bu kadar soru varken cevaplayamamak canını sıkıyordu.
"Bu arada sen biliyor muydun bunu Katsuki?" Daldığı yerden çıktı ve başını iki yanna salladı. "Geçen geldiğinde öğrendim. İlk başta bir şey söylememişti. Aptal deku." Denki bu sefer Mina'ya döndü. "Peki sen ne yapmaya çalıştıklarını biliyor musun?" Omzu silkti. "Kim bilir? O ikisi hep delinin en önde gideniydiler. Bu yüzden iyi anlaşıyorduk."
Katsuki nefedini verdi. "Ona güvenebiliriz. Tek kesin olan bu." Kimse inkar etmedi. "Şimdi konuyu kapatında yemek yiyin."
...Todoroki Shoto masasına şaşkınlıkla bakmaya devam etti. Uyuşturucu satımının kamera kaydı, satılan uyuşturucu, mekandaki deponun fotoğrafı ve içindeki bulunan kanıt. Ayrıca dükkanın maliyeyle ilgili belgelerinin kopyası. Sonra tekrar ikiliye baktı. "Affedersiniz ama siz bunu nasıl 5 günde başardınız?" Kiri kıkırdadı. "Muhteşem başarılarım olduğu doğrudur. Ayrıca içerde neler olduğunu anlatacak en az 3 adamımız 3 tane orada çalışan kişi var. Bu yeterli olur mu?"
Shoto kafasını sallayıp sandalyede geriye yaslandı. "Bu davayla bu kadar ilgilenmenizin özel nedeni var mı?" İkisi de omuz silkti ve aynı anda konuştu. "Her zamanki işimiz." Gözlerini ovaladı. "Tamam, tamam bilmemezlikten geliyorum. En kısa sürede arama emri ve tutuklamayı çıkartırım. O saatlerde orada olayım demeyin."
Sonra polis şefi konumundan çıkıp 2 arkadaşına ellerini uzattı. "İkinizde delisiniz." Üçlü el çakıştı. Bu işte her zaman beraberlerdi. "Bu kadar çabuk olması sıkıntı çıkarır mı?" Kafasını iki yana salladı. "Kanıtlar bu kadar kesinken bir şey olmaz." Bu ikiliyi rahatlatmıştı.
"Biz gittik. Sana iyi eğlenceler Shoto." Kapıdan çıktıklarında Todoroki uçarak kapıya ilerlemiş ve bağırmıştı. "İş yerimde ismimle seslenmeyin demiyorum mu ben?!" Umursamadan yürümeye devam ettiler. Karakoldan çıktıklarında ekipleri Şef Todoroki'ye bakmıştı. Normalde ifadesiz ve normal sesi sadece bu ikili gelince değişiyordu.
Boğazını temizledi. "Herkes işinin başına. Ayrıca İida." Adam hızlı şekilde yanına geldi. "Bir dahaki sefer o ikisi geldiğinde karakoldan içeri almadan durdur ve bana haber ver." Adama kafasını salladı. "Elbette ama beni dinlemeyeceklerine eminim." Dördü de liseden beri beraber olunca bazı şeylerin farkında oluyorlardı.
Nefesini verdi. "Biliyorum. Bana merkezi bağla. Bu adamla çok işimiz olacak." Asını daha önceden duymuştu ve ne yaparsa yapsın kendini bir şekilde kurtardığı biliniyordu ama bu sefer aynısı olamayacaktı.
..."Tekrar merhaba." Denki gülümsedi yavaşça, "Merhaba efendim. Dün dinlenebildiniz mi?" Kiri de gülümsedi. Konuyu hemen açması fazla meraklı olduğunu gösteriyordu. "Elbette." Denki kafasını salladı ve not defterini çıkardı. "Her zamanki mi?"
"Evet ama şarabı daha kaliteli bir şey getirir misin?" Tekrar yanına geldiğinde servisi yaptı ve yanına oturdu. Biraz cesarete ihtiyacı vardı. Bardağını tek seferde bitirdi ve gözlerini kırmızılara dikti. Sbaah katsuki ve Mina'dan açıklama duymuştu ama emin olamıyordu bir türlü. Kimsyee gözü kapalı güvenmek istem,yordu özellikle böyle bir konuda. "Deku tam olarak kim? Katsuki'nin tüm bunlarla ne ilgisi var? Geçen gün ne yaptın?-" Eliyle ağzını kapayıp dehşetle ona baktı. "Sessiz ol! Yakalatmayı mı düşünüyorsun bizi?" Geri yerine yaslandı ama gözlerinde hala tehditkâr bakış vardı.
"Deku benim ortağım ve amacımız aynı. Şimdilik daha fazlasını söyleyemem." Sahne değişimiyle Katsuki yerini almıştı. "Bu tuhaf işte." Denki de sahneye bakınca kaşlarını çattı. "Bugün dinlenme günüydü. Acaba patron karar mı değiştirdi?" Şimdilik sorun çıkacağını sanmıyordu ama Deku'ya haber verdi. Bu akşam da tetikte olmalıydı.
"Sorum hala aynı." Cevap gelmemişti bu sefer. Denki nefesini verdi. Bu işin peşini bırakmayacaktı ama soruları cevaplamayacaksa onu tehdit edebileceği bir şeyde yoktu. "İkinizde aynı şeyi bozuk plak gibi tekrar ediyorsunuz. O Deku'ya güvenmiyorum." Kiri omuz silkti. "Aslında benden daha güvenilirdir. Bir söz verdiyse yerine getirir." Denki şaraptan ufak bir yudum aldı. "Peki ben bunu nereden bileceğim? Görmediğim bir şeye güvenmemeyi uzun zaman önce öğrendim."
Kiri bunu tahmin ediyordu ama şu an burada durup bir şey yapmamasının tek nedeninin kendisine güvenmesi olduğunu bilmek gülümsemesini sağlıyordu. Büyük ihtimalle casusluk olayından sonra bunlar olmuştu.
Elini beline atıp omzuna yaslanmasını sağladı. Reddetmemesi içini rahatlatmıştı. "Kişisel bir soru hakkım var mı?" Denki omuz silkti. "Neden olmasın?" "Burada nasıl çalışmaya başladın?" Denki nefesini verdi. "O kadar farklı değil. Ben lise mezunuyum ama geçen yıl param olmadığı için üniversiteye gidememiştim. Bu yıl para kazanmak istemiştim ama..." omuz silkti. "Burada tutulmaya başlandım. Beni önemseyen kimse yok aslında. Bende zamanla alıştım buraya. 6 ay oldu." Aşağı yukarı tahmin ettiği gibiydi. "Üzgünüm bu konudan bahsetmek zorunda değiliz." Denki'nin umrunda değilmiş gibi gözükmesine karşın gözleri aynı şeyi söylemiyordu. "Benim için fark etmiyor. Başka neyden bahsedeyim ki? Hayatım çalışmaktan ibaretti." Kiri gülümsedi. "Bence değil."
Sonra ikisi sohbete dalmışlardı. Bu kadar sakin ve güzel sohbet ikisine de iyi gelmişti. "Bakıyorum keyfin yerinde Kiri." Susarak bir anda önünde beliren bedenle gözlerini devirdi. "Senin ne işin var burada?"
"İşim erken bitti. Katsuki'ye göz kulak olmak istedim ve geldim." Denki kaşlarını çattı. "Nedense Katsuki her shaneye çıktığında burada oluyorsun. Acaba neden?" Sözlerdeki anlamı görmezden geldi. Kirishima'nın öbür yanına oturdu. "Kendim görmek istedim onu. Ayrıca yanına geleceğime söz vermiştim."
Kiri hala sorgular bakışlarına devam ediyordu. "Benim burada olduğumu hatırlatmama gerek var mı?" İkili tartışmaya devam ederken Denki sadece kulaklarını tıkadı. Çok sinir bozucuydular. "Sana dün onu rahat bırakmanı söylememiş miydim?" İkilinin sustuğunu görünce devam etti. "O sana ait bir mal değil. Tekrar söylüyorum. Onu senden ve herkesten koruyabilirim. O yüzden git. Yardımınıza ihtiyacım yok."
İkili susarak sinirli garsona baktı. "Sen... ciddisin?" Bakışları birbirine kaydı ama ilk defa ne tepki vereceklerini bilmiyorlardı.
...
Polis memuru Shoto...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kedi-İnsan (Dekubaku)
FanfictionDünyada çok nadir görülen kedi insanlar tamamen ayrı bir türdü. Bir çift kedi kulağı, kuyrukları ve ayda bir geçirdikleri kızgınlık dönemleri onları herkesten ayırıyordu. Halk arasında lanetli veya oyuncak gibi görülen bu türdden olan Katsuki'nin ce...