Kedi-İnsan (Dekubaku)

Sadece Denki-98

Kiridenki ara bölümü
...

Basın açıklamasından beri 2 hafta geçmişti. Bu sırada okulda Deku ile ilgili kim varsa toplanıp kendi hikayelerini üniversiteye yaymaya ugraşmakla gecirmişlerdi. Birbirlerini pek iyi tanımasalar da bu hedefleri ortaktı.
Onları kötü olarak bırakmayacaklardı.

Ama bu süreç Denki'yi artık zorlmaya baladığında ani gelen istekle içki almak istemişti. Sonuna kadar sarhoş olmak istiyordu. Her şeyden birkaç şişe alıp kendini sevgilisinin evine atmıştı. Onun gelmesine daha 1 saat olduğunu biliyordu ama kendi kendine vakit geçirmekte ona iyi gelecekti. İlk önce alışmak için iki bira şişesini açtı ve şarkılarını ayarladı. Barda olduğundan beri ilk defa bu kadar çok içmek ve dağıtmak istiyordu.

Tahmin ettiği gibi bir saatin sonunda Kiri gelmişti. O sırada biraların yanına 1 şişe şarap daha eklenmiş ve votkayı açmıştı. Kapının sesini duyduğunda salon kapısına doğru baktı ve elinde açılmamış şişeyi salladı. "Selam Ei, hisgeldin. Sende gelsene. Daha dolusu var."

Birkaç kez gözlerini kırpıştırmış ardından yanına gelip şişeyi almıştı. "Denki, evimin anahtarını verdiğime şimdiden pişman ediyorsun. Ayrıca yeteri kadar içmişsin. Miden bozulacak." Bacaklarını uzatıp sırtını koltuğa yaslayarak ellerini uzattı. "Geri ver, bana bir şey olmaz. Ayrıca sarhoş olmak istiyorum. Bara gitmemden daha iyidir bence." Nefesini verdi. "Olmuşsun bence zaten."

Şarabı yanına koyduktan sonra mutfaktan iki bardakla geri geldi ve servis yaptı. "Son bardaklar tamam mı?" İstemeyerek de olsa onayladı. "Bozdolabında tekila da vardı ama." Kafasına vurdu. "O kadar karıştırmasana aptal."

Bardağından bir yudum aldı. Aslında içki ona da iyi gelecekti. Son zamanlarda o kadar gergindi ki doğru düzgün dinlenememişti. "Öyle demek. Doğru ya karıştırmamak lazım." O da büyük bir yudum aldı ve sevgilisinin omzuna yaslandı. "Midem hiç bozulmadı alkolden. Çok içtiğimde bile."

"Şanslısın. Ama zorlamaya gerek yok." Mırıldanarak bardağını bir dikişte bitirdi. "Denki, yavaş içseydin ya." Dudaklarını yaladı ve sırıttı. "Sen yavaş iç. Ben de sana bir şey vereyim."

Ne demek istediğini sorgularken önce öpüşmeyi başlatmış ve diliyle dudaklarının etrafinda gezerek tüm şarabı emmişti. Elleri saçlarını oksarken kafasını boynuna gömerek birkaç ısırık izi bırakırken Kiri'den birkaç inleme kazanmıştı. "Şu işaret olayını neden sevdiğini anlıyorum. Aşırı seksi duruyor." Eliyle tüm vücudunu okşamış ve en son fermuarında durmuştu. "Denki, beni öldürüyorsun." Sırıttı. "Sen içkini içmeye devam edebilirsin Ei. Benim farklı bir planım var."

Fermuarını açarak aletini ortaya çıkartıp ıslak ucuyla biraz oynadı ve eğilmeye başladı. "Denki hayır şimdi sarhoş.." ağzına almasıyla sözleri inlemeleriyle kesilmişti. Sıkıp bırakması, dili, sıcaklığı, onu deliye döndürecekti. Fazlasıyla iyiydi.

Şarabından biraz içti inlemeleri arasında ve kucağındaki Denki'nin Kafasını tutarak tempo yakalaması sağladı. "Gerçekten beni öldürüyorsun. Duramıyorum. Ah," boğazının derinliklerini zorlarken nefes nefese kalmıştı ama şimdi duramazdı. boşalmaya çok yakındı.

Son kez kalçasını kaldırarak zorla ittirmiş ve geri çekerek yüzüne boşalmıştı. Kafasını kaldırdığında ise, kızarmış ve kendi menisiyle kaplı yüz düşüncelerini sıfırlamıştı. Pişman değildi. Kesinlikle değildi. "Eğlenmişsin gibi." Masanın üzerindeki pecetelere uzandı. "Fazlasıyla. Gözlerini kapa."

Peçetelerle yüzünü sildii ve kucağına çekti yavaşça.Denki mırıldandı. "Sevgilim. Bana hiç vakit ayırmıyorsun." Bir yudum aldı ve saçlarını okşadı. "Üzgünüm güzelim. Şirkette işler karışık biliyorsun. Ama hazır vaktimiz var." Bardağın dibini tekledi ve öpüşmeyle beraber Denki'ye verdi bir kısmını. İkiside yuttuğunda gözleri bir araya geldi. "Neden devam etmiyoruz? Seni biraz ilgiye boğmak istiyorum."