Yine kabusundan uyandıktan sonra önce karnına, ardından ise yanına baktı. Neredeyse her gece farklı bir kabus senaryosu gördüğü için doğru düzgün uyuyamıyordu.Kuyruğunu karnına sarıp ikisininde iyi olduğunu hissetmeye çalıştı. Hareket ettiklerini hissetmediği için pek emin olamadı ama içinde bir yerlerde iyi olduklarını biliyordu.
Son zamanlarda alışkanlık edindiği için odadan çıktı ve bebeklerinin artık hazır olan odasına girdi. Geçen gün kurumu tamamlanmış tüm eşyalar odaya yerlestirilmiş, ve çiceklerle kaplı yeşil halıyla tamamen bir bebek odasına dönmüştü. Bebekleri izlemek ve uyutmak için özellikle seçtiği sallanan sandalyeye oturdu ve her şeyin gerçek olan şeklini bir kez daha hatırladı. O iyiydi, çocukları sağlıklıydı, Deku yanındaydı. Önemli olan her şey iyiydi.
Kaçırılma öldürülme veya düşük durumu yoktu ve olmayacaktı.
Ellerini karnına sardı. "Erken gelmeyin ve gelişmenize bakın. Anladınız mı? Zayıf bebekler istemiyorum." Sonra ekledi. "Biriniz babanıza benzeyebilir ama birisi küçük kopyam olsa da olabilir." Sonra düşündü. "Vazgeçtim. Kendimle ben baş edemiyorum. Minik benle asla baş edemem ama babanız gibi olursanız büyüyünce fazla naziklik sorun çıkartır."
Aslında onun mafya olduğunu ve gerektiğinde sert olduğunu biliyordu ama onun üzerinde titrediği için unutuyordu bu gerçeği.
"Bence sağlıklı oldukları sürece sorun yok. Ama minik seni isterdim doğrusu." Deku gözlerini avuşturarak sandalyenin yanına gelerek Katsuki'ye sarıldı. "Yine mi kabus gördün?" Cevap vermedi. "Biliyor musun? Bende çok gerginim. Bebeklere nasıl bakılır bilmiyorum. Sana ne kadar yardım edebileceğim bile emin değilim. Annem desen benimle konuşmuyor. Korkuyorum Kacchan." Annesi mafyalığa bulaştığını öğrendiğinde onunla uzun süre iletişimini kesmişti. Deku şu anda sadece iyi olduğunu biliyordu ama bir yandan mutluydu yakınında olmadığı için. En azından güvende olduğundan emindi.
Ondan ayrıdlı ve dizlerini üzerine çöktü. "Tek bildiğim seninleysem ve bu yavrulara sahipsem her şeyi başarabileceğimiz." Ellerini karnına koydu. "Canlarım benim, annenizi çok zorlamayın olur mu? Ayrıca kimin genlerini seçerseniz seçin, tatlı olacağınıza eminim. İkimizde korkuyoruz ve mükkemel değiliz belki ama sizin için her şeyi yaparız. Korkmayın o yüzden."
"Teşekkür ederim." Deku Katsuki'ye sarıldı ve onu kucağına aldı. "Gel uyuyalım. Yarın yorucu bir gün olacak."
Onu yatağa yatırırken ufak bir öpücük verdi ve Katsuki'nin yeniden uyanmayacsgini ümit ederek o da uykuya daldı.
...Sonraki sabah Shinso ve Katsuki de hareketliydi. Ev temizliğini hallettikten sonra üstlerine kalın şeyler giyinerek ve önceden hazırladıkları hediye posetleriyle evden çıktılar.
Kiyoko'ların apartmanında geldiklerinde kız onları mutlulukla karşılaşıladı. Bu akşam hepsi burada toplanacaktı. Ne de olsa Eiji bir yaşına girecekti.
Hep beraber evi temizleyip süslediler ve Ochako ve Tooru'nun dün akşam yaptığı tatlıları masaya koydular. Elini ise ayrı bir neşeyle genelde emekleyerek, arada yürümeye çalışarak evde dolaşıyordu.
Öğlenden sonra Tooru ve Denki, akşama doğru Deku ve Kiri pastayla gelerek ekibi tamamlamıştı.
Eijide de ayrı bir heyecan vardı bugün. Bir yerden bir yere yürüyerek geçiyor ve kalabalık neredeyse orada toplanıyordu. 1 yaşında ve mutlu olduğunu söylüyordu. Tooru, Eiji konuşmaya başladığından beri ona özel kelime dersleri veriyordu.
Ama elbette Eiji'nin favorisi Katsuki'ydi. Karnına yatamasa bile yanında duruyor ve ellerini karnının üzerinden ayırmıyordu. Onları çoktan kardeşi olarak kabul ettiğinden emindi Katsuki.
"Eiji! Pasta zamanı." Sofra hazır olduğunda Eiji'yi pastanın tam arkasına, yanına ise Tooru ve Kiyoku'yu geçirdiler. Ama çocuk sabit kalmayıp pastaya saldırıyordu.
"Eiji! İki dakika sonra yiyeceksin." Tooru'nun Eiji'nin kollarını tutması, Eiji'nin egleniyormus gibi daha gülüp kendini öne itmesi ve Kiyoko'nun onları gülümseyen yüzü, Shinso anında olduğu köşeden fotoğraf çekmeye başladı.
En güzel fotoğraflar bunlar değil miydi zaten? Doğal ve duygu dolu.
Elbette normal ve herkesin gülümsedikleri fotoğraflları da olmuştu ama Shinso fotoğrafı gösterdiğinde fotoğrafçılık pozisyonundan kurtuluşu olmamıştı.
Farklı kişilerle, komik yüzler ve pozlarla onlarca fotoğrafları olmuştu. İlk defa akıl ettikleri ortak grubu kurarak tüm fotoğrafları oraya yolladılar.
"Bunları çıkartacağım. Odamda güzel duracaklar." Kiri gülümsedi. "Oraya daha çok fotoğraf gelecek." Tooru kıkırdadı. "Biliyorum. Katsu-nii ve Haru-ni-chan'la beraber 3 kardeşim olacak." Kız kaşlarını çattı. "Bu arada. Haru-ni-chan kız mı erkek mi olduğunu bize söylemedi değil mi?"
Hepsi birbirine baktı. Telefon Konuşmaları arasında bunu hiç sormamislardi. Katsuki anında telefonunu çıkardı ve aradı.
"Merhaba Katsu-ni. Nasılsın?" Anında konuya girdi. "Bebeğinin cinsiyeti ne?" Haru şaşkınlıktan bir süre konuşmayınca daha çok sinirlendi. "Hadi biz sormayı unuttum da neden söylemedin bize?" Diğerleri de hoparlör sayesinde duyup konunun haklılığını savunurken Haru gülmeye başladı.
"Katsu-ni, daha çok herkes. Elbette bizde bilsek söylerdik." Kafaları karışmıştı. "Ne demek istiyorsun Haru?"
"Yani, ne ben ne Rei, bebeğimizin cinsiyetini biliyoruz. Doktora gizli kalmasını istediğimizi söyledik. Ondan konuyu hiç açmadım." Bu konu hiç akilllarina gelmemişti. Sessiz anlaşmayla birbirlerini onayladılar.
"Hadi iyisin, kurtulun." Çocuk gülmeye başlarken diğerleri de gülmeye başlamıştı. "Bugün Eiji'nin doğum günü değil mi? Herkes bir arada mı?" Tooru telefonu aldı. "Evet. haru-ni-chan. H
Keşke sense burada olsaydın." Hepsi aynı düşünüyordu. "Üzgünüm Tooru, bu karınla seyahat etmem artık tehlikeli." 13 haftalık olmuştu onun bebeği, 3 hafta sonra normali olsa dahi erken doğum olası bir durumdu. "Biliyorumm, daha sonra hep beraber oraya gelip toplu bir kutlama yaparız.""Elbette. Hepinizi evime bekliyorum."
...Ekip yine yorgun sekilde evinlerine geri gelmişti. Shinso bile arabada uyuyakaldığı için Deku onu taşımak zorunda kalmıştı. Katsuki elbette kıskanmadı. Hatta tüm bu harekete rağmen uyuduğu için Shinso'yu tebrik ediyordu. Çok gelişme kaydetmisti buraya geldiğinden beri. Ona güvendiğin bir kanıtıydı bu.
Ama Shinso'nun odasından çıktıktan sonra ellerini uzatıp Deku'nun onu taşımasını istemeye engel değildi. Elbette o da bunu memnuniyetle kabul etti.
...Sonraki gün, Todoroki sakin şekilde günlük raporları okurken kapı apar topar açıldı. "İida? Ne oldu bir anda?" Elinde farklı zarf tutan çocuk yutkundu bir kere. "Acil bir durumumuz var. Çok acil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kedi-İnsan (Dekubaku)
FanfictionDünyada çok nadir görülen kedi insanlar tamamen ayrı bir türdü. Bir çift kedi kulağı, kuyrukları ve ayda bir geçirdikleri kızgınlık dönemleri onları herkesten ayırıyordu. Halk arasında lanetli veya oyuncak gibi görülen bu türdden olan Katsuki'nin ce...