Bölüm 17 - Fırtına Öncesi

481 152 800
                                    

🌾🌾🌾

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🌾🌾🌾

Ventus Nympha'nın yanından ayrıldıktan sonra ardından kapanan kapıya bakakaldı. Orada yeri olmadığını biliyordu ama Nympha'yı bırakıp gitmek kolay olmamıştı. Günlerdir onun yanında, ellerini tutarken şimdi yine onsuz kalmıştı. Yaşadığı korku ve acının tarifi yoktu. Onu kaybedecek olabilme ihtimali Ventus'u darmadağın etmişti. Onu bırakıp giderek ne kadar büyük bir hata yaptığını şimdi anlıyordu. Ne olursa olsun yanında kalmalıydı ya da o akşam babasına karşı gelip saraya dönmeliydi. Ayaklarına kapanıp af dilemeliydi Nympha'dan.

Koridorda ilerlerken "Korkak, aptalın tekisin." diye kendi kendine söylendi.  

Ventus odasına girdiğinde Siren'a ne diyeceğini bilemiyordu. Aklındaki tek düşünce Nympha'nın iyi olmasıydı ama şimdi yüzleşmesi gereken bir gerçek vardı.

Tahta ağır kapıyı açıp içeri girdiğinde ilk önce Bellis'in yatağının olduğu küçük bölmeye girdi. Mavi saçlı güzel kızı, mışıl mışıl uyuyordu. Gürültü yapmamaya çalışarak kızın yanına gitti. Saçlarını okşayıp yanağına bir öpücük bıraktı. Bölmeden çıktığında odanın köşesindeki koltukta kitap okuyan Siren'a doğru yürümeye başladı. Genç kadın elindeki kitaba öylece bakıyor, kim bilir aynı sayfayı kaçıncı defa okuyordu. Ventus'u görünce kitabı yavaşça kucağına bıraktı.

"Döndün." dedi usulca.

Ventus kadının yanına oturdu. Bir şeyler söylemesi gerektiğini biliyordu ama söyleyeceği bütün cümlelerin sonu Nympha'ya çıkıyordu. Bir süre öylece oturdular.

"Hep merak ediyordum." dedi Siren sessizliği bozarak. Ventus Siren'a baktı. Kadın gülümsedi. "Aşık olduğun kadını hep merak ediyordum. Doğrusu Kraliçe olabileceğini hiç düşünmemiştim."

Ventus bakışlarını hızla ona çevirdi. Afallamıştı. "Sen... Bunca zaman..."

Siren omuz silkti. Tırnaklarını elindeki kitabın deri cildine geçirip bir süre bekledi. Grimsi gözleri Ventus'u bulduğunda yüzündeki gülümseme silinmişti.  

"Evet. Ben bunca zaman benimle babanın isteğiyle evlendiğini biliyordum. Bana bakarken başka bir kadını gördüğünü, benimleyken onu hayal ettiğini, geceleri uykundan uyanıp saatlerce öylece onu düşündüğünü, her şeyi biliyordum. Nasıl diye sorma. Bunu ben de bilmiyorum. Yalızca bir his..." Siren dudağını ısırdı.
"Doğruymuş."

"Özür dilerim." diyebildi Ventus.

Ne diyebilirdi ki? Ben babama karşı gelemeyecek kadar korkak, sevdiğim kadın yerine senin elini tutacak kadar aşağılık bir adamım mı demeliydi? Siren'ın bunca zaman böyle bir yükle yaşadığını hiç anlayamamıştı. Onca yıl hem kendine hem de ona bile bile acı çektirmişti. İkisi de evliliklerinin aşk evliliği olmadığının farkındaydı elbette. Ventus ona hiçbir zaman inanmadığı hiçbir şey söylememişti. İkisi de o evliliğin içine hapsedilmişlerdi ve birbirlerinden başka kimseleri yoktu.

NYMPHA - ARBOR KRALLIĞI《TAMAMLANDI》Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin