Öncelikle bu serüvende buraya kadar geldiğin için, geldiğiniz için hepinize tek tek çok teşekkür ederim. Umarım hala merakınızı körükleyip sizi içine çekiyordur bu macera. 🌾💜 Yorumlarınızı okumayı dört gözle bekliyorum. 😍💜
🌾🌾🌾
"Hayır. Tılsım yalnızca ateşin gücünü arttırıyor."
Fraxinus, Caelum'la konuşmalarına kulak misafiri olan Kâhin Greterminus'a bugün öğleden sonra Kral ile üzerinde çalıştıkları ateş büyüsünün neden hiçbir kitapta rastlanmayan bir büyü olduğunu açıklamaya çalışıyordu.
"Fraxinus, sizi anlıyorum fakat anlattığınız büyünün kara büyü ile benzerlikleri olduğunu inkar edemezsiniz. Çoğu büyü tılsımların doğada olması gerektiğinden daha güçlü büyüler yaratması sonucu kara büyüye evrilir. Tılsımlar yalnızca büyüyü başlatmak için kullanılmalıdır."
Fraxinus hızlıca kafasını iki yana salladı ve gür kaşlarından tekini havaya kaldırdı. "Kâhin, size saygısızlık etmek istemem fakat bu söylediğiniz çok eski bir öğretiye hiç sorgulamadan, körü körüne bağlanmaktan başka bir şey değil. Önemli olan büyü ile ne yaptığınız, onu nasıl güçlendirdiğiniz değil."
Kâhin, Fraxinus'u susturmak ister gibi, ileri yaşından dolayı artık güçlükle sabit tutabildiği elini havaya kaldırdı. Karşısındaki büyücünün söylediklerine fazlasıyla alındığı her halinden belli oluyordu.
"Denge, Fraxinus. Tüm mesele bu. Doğanın dengesini bozmanın bir bedeli var."
Caelum, bu hiçbir sonuca varamayacağı belli tartışmaya olan ilgisini çoktan kaybetmişti. Gözleri büyük salonu tarıyor ve Nympha'yı arıyordu. Onu bulamadığı her saniye içindeki endişe giderek rahatsız edici bir hal alıyordu. Her ne kadar Nympha'nın bu habersiz kaybolmalarına alışık olsa da yaşadıkları korkunç olaydan sonra onun bir yerlerde yalnız olabileceği düşüncesi canını sıkıyordu.
Hafifçe Fraxinus'un omzuna dokunup ayağa kalktı ve büyük salondan yükselen müzik seslerini, kahkahaları ve bağrışmaları arkasında bırakıp koridora çıktı. Sesler artık uzaktan gelen uğultulara dönüştüğünde odalarına varmıştı. İşlemeli tahta kapıyı açıp içeri girdi. Sarımsı mum ışığının aydınlattığı odayı hızlıca aradı ama kimseyi bulamadı. Tam giyinme odasından çıkmak üzereyken mermer döşemedeki siyah isi fark etti ama bir anlam vermediğinden odadan çıkıp bahçeye yöneldi.
Kapıdaki nöbetçiler Kraliçenin göle doğru gittiğini söylediklerinde adımlarını hızlandırdı. Eğer bu gece kafasını yana çevirip bir kez olsun dışarı bakmış olsa, gökyüzünde salınan dolun ayı görmüş olur ve hiç vakit kaybetmeden doğruca göle gelirdi. Böyle gecelerde Nympha'nın sık sık bahçenin sonundaki ağaçlık ile başak tarlaları arasında kalan bu göle geldiğini ve bazen saatlerce orada oturup ayın sudaki yansımasını izlediğini çok iyi biliyordu Caelum ama bu gece nasıl olduysa fark edememişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NYMPHA - ARBOR KRALLIĞI《TAMAMLANDI》
Fantasia《TAMAMLANDI》 Arbor Krallığının Prensesi Nympha'yı bekleyen iki zorlu savaş vardı. Biri dengeleri alt üst eden karanlık bir güce karşı, diğeri ise kalbini sıkıştırıp onu nefessiz bırakan bir aşka. ⌜ Çocuk kendini beğenmiş gülümsemesiyle, "Prensesim...