《TAMAMLANDI》
Arbor Krallığının Prensesi Nympha'yı bekleyen iki zorlu savaş vardı. Biri dengeleri alt üst eden karanlık bir güce karşı, diğeri ise kalbini sıkıştırıp onu nefessiz bırakan bir aşka.
⌜ Çocuk kendini beğenmiş gülümsemesiyle, "Prensesim...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Adı gibibir bölüm. Başka ne desem bilemedim. Size bırakıyorum... 😅 Bölümün sonu önemli.👀
Yorumlarınızı okumak için sabırsızlanıyorum.☺️
🌾🌾🌾
Greterminus "Bu durumda" dedi. "Geriye yalnız siz kaldınız Komutan Plaga ve Krallığın kaderini sizin oyunuz belirleyecek gibi duruyor."
Plaga Nympha'ya bakarken acı çeker gibi bir hali vardı. Ağzını araladığında kararını söylediyse de kimse duymadı. Çünkü Ventus salonun kapısını kırarcasına açıp içeriye dalmıştı. Tüm gözler ona çevrildiğinde bir an bocalasa da kendini hemen toparladı ve kararlı adımlarla konseye yaklaşmaya başladı.
Saçları birbirine girmiş, gömleğinin yakası dağılmıştı. Omuzunun üzerinde ise koyu bir kan lekesi vardı. Nympha, onun nöbetçilerin elinden kaçarken bu hale geldiğini düşündü. Öfkesi içinde kabarırken yumruklarını sıktı. İstediği sonuca bu kadar yaklaşmışken o her şeyi berbat etmek üzereydi.
Ventus, herkesin ona baktığından emin olunca "Kararınızı vermeden önce gerçekleri duymanız gerektiğini düşündüm" dedi.
"HAYIR!" Nympha'nın sesi şaşkın uğultulara karıştı. Kimse haykırışını duymamıştı.
"Kraliçeniz infernuslar tarafından kaçırıldı." Ventus parmağıyla Armo'yu işaret etti. "Şu onursuz herif de onlara yardım etti."
Nympha, olanlara inanamıyordu. Salondan bağırışlar yükselmeye devam ederken Armo, kınındaki hançeri çekip Ventus'un üzerine atlamaya yeltenmişti. Ama daha bir adım atamadan elleri Fraxinus'un yarattığı alev topunun içine hapsoldu. O çığlık çığlığa dizlerinin üzerine çöküp etrafa lanetler savururken Nympha onların yanına varmaya çalışıyordu.
"DIŞARI ÇIKIN!"
Caelum'un gür sesi büyük salonun içinde yankılanırken herkes olduğu yerde donup kaldı.
"ÇIKIN DEDİM!"
İkinci kez bağırdığında Fraxinus yerde kıvranan Armo'yu kolundan sürükleyip salondan çıkardı. Nubes, Cilicis ve Siren panikle etraflarına bakıp neler olduğunu anlamaya çalışıyorlardı ama Caelum'un emrini yerine getirdiler. Komutanlar ve Larynx de dışarı çıktığında salonda yalnızca Ventus, Nympha, Greterminus ve Caelum kalmıştı.
Caelum, salonun biraz olsun boşaldığını anladığı anda hışımla Nympha'nın yanında gidip kızın kolunu sıkıca kavradı.
"Anlat!"
Nympha etine batan parmaklardan kurtulmak için kolunu çekiştirdi. "Bırak beni! Kendine gel!!!"
"Bana yalan söyledin!" Caelum sıktığı dişlerinin arasından konuşurken sesi titriyordu.
