FOTOĞRAFLAR

27 16 0
                                    

(Bora'nın ağzından)

     Neden geri çekilmiyordu? Neden kolunu itmiyordu? Neden uyarmıyordu onu? Hisleri benimkiyle aynı değil miydi? Oysaki daha az önce öyleymiş gibiydi. Derin bir nefes aldım , kafamı sertçe duvara yasladım ve parmaklarımı sırayla masaya vurmaya başladım. Kandırılmıştım. Bu hareketi ne kadar sabahki konuşmamıza ters olsa bile bana beni bekleme diyor gibiydi. Ege sıraya oturunca oturduğu yerden kalktı. Delirecektim! Bu çocuğu daha nasıl uyarmam gerekiyordu? Doğru sorun onda değildi ki! Kolu hala omzunda duruyordu ve benim sabrım gittikçe taşmaya başlıyordu derken Nefes' in "Ah Yarkın omzum acıdı kolunu çeksen daha iyi." dediğini duydum ve sinirden kendimi sabitlediğim sıramda bedenimi biraz olsun saldım. Ta ki Yarkın'ın yaptığı hareketi görene kadar. "Özür dilerim canını acıttıysam . Ovabilirim." Ellerini Nefes' in omzuna götürdü ve ovmaya başladı. Derin nefesler alıp vermeye başlamışken Nefes Yarkın'ın ellerini tutarak omuzlarından çekti "Teşekkür ederim ama böyle daha çok acıyor. "Bir kez daha bedenimi saldım. "Yarkın'ın cevabını duymak istemediğim için başka bir yere odaklandım. Hocanın sınıfa girmesiyle Nefes yanıma otururken Yarkın bana pis bakışlar atmaya çalışarak yerine geçti. Sakin ol Bora... Sakin ol. Nefes bir şeyler söylemek için bana dönerken gözüm Yarkın'ın çantasına çarptı. Sıranın üstünde duran çantasının içinde çok tanıdık birinin fotoğrafı vardı. Nefes'in dediklerine odaklanamıyordum. 

Biz bittik Bora. Bittik! Elinde tüm kanıtlar var!

Sus içses, o bu kadarını akıl edemez.

 Nefes'in beni sarsmasıyla gözlerimi ona çevirdim. "Heh?" Nefes ciddi yüz ifadesiyle "Beni dinlemiyor musun?" Dinliyorum diyemezdim , bir kelime bile duymamıştım. "Dalmışım. Bir daha söylesene." Nefes göz devirdi. "Hayır yeri geldiğinde söylerim. Dinleseydin." Şuan çok stresliyim ve eğer bu fotoğrafları bırakın Nefes'i herhangi birine gösterirse ben biterim!  "Söyle dedim." Nefes arkasına yaslandı ve kollarını bir birine geçirdi. "Hayır." Derin bir nefes aldım "Tamam biraz kafam dalgın yani ne var bunda?" Ses yok. "Peki . Konuşmayacak mısın?" ve yine ses yok. "Anladım. Zaten konuşmana da gerek yok , sen sustuğunda da ben seni duyabiliyorum." Tam bir şey söyleyecekmiş gibi ağzını açtı ama tek bir kelime söylemeden dudaklarını kapadı. "Hey haklısın , ne diyeyim şimdi?" Bana doğru döndü ve bir kaç saniye gözlerime baktı. "Kaç saattir kıvranıyorsun , trip atmıyorum." dedi gülücüklerinin arasından. Buna sevinecek halde değildim. O fotoğraflar beni ,imajımı , babamı ve işini bitirirdi! "Şimdi ne söylediğini tekrarlar mısın?" Kurduğum cümle biraz sert olmuştu ki Nefes'in yukarı kıvrılan dudakları birden aşağıya indi.  "Artık bizimle takılman gerek bence diyecektim. İstediğin zaman yanımıza gel." Dedi ve önüne döndü. İstemsizce gülümsedim. Şuan başka şeylere odaklanmam lazımdı Nefes'in gönlünü sonra alırdım. 

                                                                        ○○○

     Bütün ders boş ve stresli geçti. Ne dersi dinlemiştim ne de yazı yazmıştım Sadece Yarkın'a odaklanıp ona olan nefretimi büyüttüm. Zilin çalmasıyla hızla yerimden kalktım ve sınıfın kapısının önünde dikelmeye başladım. Yarkın'ın sınıftan çıkmasıyla beni aradığını fark ettim. Etrafına boş boş bakınıyordu "Hey buradayım." diyerek bakışlarını üzerime çektim. "Bak şimdi bu olmadı Yarkın. Dedektif misin sen?" Yarkın sırıtarak yanıma geldi . "Sen de iyi bir gözlemcisin galiba Bora'cım." Kafamı iki yana salladım. "Bunları burada konuşamayız." Yarkın yürümeye başladı. Arkasından yavaşça yürümeye başladım. Yine depoya gelmiştik. Yarkın cebinden bir sürü fotoğraf çıkardı ve bana tek tek göstermeye başladı. "Bunları akşam Nefes görecek. Ne kadar pis bir insan olduğunu da. Birini bıçaklamak ha, iyiymiş. Üstelik sarhoşken yaptığın onca şeyden bahsetmiyorum. Okulun arka bahçesinde sırf sana ters laf söyledi diye bıçakladığın çocuktan bahsediyorum." Şok olmuştum. İnkar edemezdim bu doğruydu. Tamam hepsi olmasa da onu bıçakladığım doğruydu. Lanet olsun! Ona doğru bir adım attım. "Bana bak bunların hiç birini duymadın, görmedin , bilmiyorsun!" Yarkın gülmeye başladı. "Yanlış hamle Bora. Yoksa beni de mi komalık yapacaksın? Demek bu yüzden İzmir'e geldiniz. Vay be, ne hikaye! İlk tüm okul babanın ünlü bir iş adamı olduğunu öğrenecek sonra da neden buraya geldiğinizi. Sabret Bora... Sabret." Durdum. Sabır deyince aklıma ilk Nefes gelmişti. Uzun zaman sonra ilk defa boyle hisler hissetmiştim.Ona açıklama yapmak zorunda değildim ne kadar açıklama yapsam da o kendi bildiğine inanacaktı. "Onu bilerek komaya sokmadım! Kendimde değildim. Nasıl olduğunu bile hatırlamıyorum inan bana! Okulda çok sevmeyenim vardı ve biri içtiğim kahveye uyuşturucu atmıştı. Gerçekten bilerek yapmadım o ana dair hatırladığım tek şey öfkem! Alkol alırım ama uyuşturucu içmem! Sana yemin ederim bilinçsizdim ayakta bile duramıyordum. Emin ol eğer suçlu bulunsaydım şuan hapiste olurdum. Ben haberlerden kaçtım suçumdan değil!" Yarkın düşünceli yüz ifadesiyle öylece bana bakıyordu. "Yalan..." yalan söylemiyordum. "Değil! İnan bana yalan değil! Sevdiğin kızla yakınım diye bunu yapamazsın. Kim veriyor sana bu akılları?" Bu sefer durup düşünme sırası ondaydı çünkü cidden biri ona akıl veriyordu. Aklıma ilk Simay geldi. "Simay mı veriyor yoksa bu tavsiyeleri?" Gözbebekleri büyümüştü. Bir anda "Hayır!" diye bağırdı. "Evet o sana akıl veriyor! Belli ediyorsun! Söyle bana senden hoşlanmayan bir kızı zorla kendine aşık edebilir misin?" Yarkın kafasını hayır anlamında salladı "Simay'a uyma. Geçen akşam ne yaptı gördün. Sence Nefes buna ne der? İkimizin de kozu var şimdi. Ben yine herkesin gözüne girerim yalanlarım ama sen? Sen hem etrafındakileri hem de Nefes'i kaybedersin." Dediklerim akıllıca geliyor olmalıydı ki "Nefes hala benim. Şimdi sınıfa git! Elinde sonunda Nefes öğrenecek." diyerek konuyu geçiştirdi.Ellerimi teslim olur gibi yukarı kaldırdım "Benden söylemesi çok safsın. Uyan!" tekrar sınıfa çıkıp yerime geçtim. Sıyırmıştım sırrım bir süre daha benimleydi tabi bu artık sırdan çıkmıştı gizli bir bilgi diyelim. 

     İnsan sevdikleri için her şeyi yapardı hatta kendini yakardı ama bu hikâyede ben yanarsam etrafımdakilere de yangın sıçrardı.

     Bu bölümü de bitirdik kuzular diğer bölümde görüşmek üzere! Umarım beğeniyorsunuzdur. 

Çiçek KafeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin