Kahvaltıdan sonra orman yürüyüşüne çıkılacağımız söylenmişti ve bize hazırlanmamız için bir saat verilmişti. Odaya geri gittiğimde Kıvanç odada yoktu. Eşyalarımı alıp tuvalete girdim.
Tuvaletten çıktığımda Kıvanç çoktan odaya gelmişti bile. "Yürüyüşe gidiyoruz yalnız." elimdeki eşyaları bavuluma tıkarken "Bunu neden yaptın?" dedim. Kıvanç benim yatağımın üzerine kendini attı. "Neyi?" Göz devirerek yatağımdan uzaklaştım. "Aynı odaya düşmemiz sence tesadüf mü?" Kıvanç kafasını hayır anlamında salladı. "Sence ben öyle bir insan mıyım?" Bir elimi yumruk yapmış ve derin bir nefes almıştım. "Bir senelik sevgilisini aldatan birinden ne beklersin ki?" Kıvanç yatakta dikelerek "Hadi ama eskide kaldı!" Dolaptan montumu alırken "Ah evet. Eskide kaldın." dedim. Kıvanç yavaşça ayağa kalktı ve bana doğru bir kaç adım attı. " Hadi ama o zengin züppeden bin kat daha iyiyim." Kafamı iki yana salladım ve ona doğru bir kaç adım atarak tane tane "Ona ben karar veririm." Dedim ve iki elimle bana yaklaşan vücudunu iktirdim. Tam kapıya yönelmişken bileğimden beni çekerek aramızdaki mesafeyi sıfırladı. "Amacın ne senin?" Kıvanç bedenlerimizin birbirine değmesini sağladı. Kilitlenmiştim. Aklımdan yaşadıklarım, bana yaşattığı onca şey geçiyordu. "Beni unutamadığını biliyorum." Dudaklarını dudaklarıma değdirdi. Bir kaç saniye sonra ne olduğunu anlayıp hızla geri çekildim. "Sevgilim olduğunu biliyorsun! Bunu neden yaptın? Beni aldatıp hayatımdan defolup gittin! Birden geliyorsun ve ilişkimi mi bozmaya çalışıyorsun? Nasıl bir insansın sen ya?" Telefonumu alıp hızla kapıyı açtığım sırada Bora'nın karşımda durduğunu gördüm. "Ne yaptı?" Şok içinde "Hiçbir şey." dedim. "Sana ne yaptı dedim!" İçimden bir ses bana karşımda bir suçlunun olduğunu ve bunu söylememem gerektiğini söylüyordu. Kıvanç içeriden "Ona seni öptüğümü söylesene! En fazla ne yapabilir görmek istiyorum!" diye bağırdı. Bora sinirli yüz ifadesiyle "Seni öptü mü?" diye sordu. Kafamı evet anlamında salladım. Bora beni iktirerek içeriye girdi. "Nefes dışarıda kal!" Kapı yüzüme kapandığında içimde iğrenç bir his vardı. Bu durumda Bora'nın sözünü dinleyemezdim. Kapıların kilitlenmesi yasaktı hızla içeriye girdim ve Bora'nın Kıvanç'ı duvara yapıştırdığını gördüm. Bora Kıvaç'ın yüzüne bir yumruk geçirdi ve yakasından tutarak sertçe duvara yaslı bedenini kendine doğru çekti. "Şu anlık fazla iz bırakmıyorum. Eğer ne yapabileceğimi çok görmek istiyorsan müsait bir zamanda gösteririm. Bora yakasını bırakıp arkasını döndü ve beni görünce biraz durakladı. "Sana dışarıda kalmanı söylemiştim!" Kolumdan tutarak beni odadan çıkardı. Odadan çıkarken Kıvanç'ın dudağındaki kanı silerken bana baktığını görmüştüm. Bu bakış sanki hata yapıyorsun bakışıydı. Hata mı yapıyordum? "Karşılık vermedim." Bora'nın yüzüne bakamıyordum. Bu sırada yolumuzu değiştirmiş onu kampın arkasında olan kayalıklara getirmiştim. "Biliyorum." Çenemden tutup yere bakan yüzümü kendine doğru çevirdi. "Sen yanlış bir şey yapmadın." Gözlerimi gözleriyle buluşturduğumda kaşının kanadığını gördüm. "Aman Tanrım kaşın!" Bora bir eliyle kanayan kaşını sildi. "Dokunma!" Elimi kaşının üstünde gezdirdim. "Ne gerek vardı?" Bora ellerimi bir araya topladı ve elleriyle ellerimi sardı. "Seni öpmüş. Üstelik benle olduğunu bile bile! Zaten kaşınıyordu. Tek bilmeni istediğim ona ilk ben vurmadım." Bu doğrumu bilmiyordum. Bana şuana kadar yalan söylememişti. Kafamı tamam anlamında salladım. "Yarayi temizlememiz lazım. Kalk revire gidelim." Ben ayağa kalkarken Bora ayağa kalkmamıştı. "Gitmesek."
"Olmaz. Sayım yapıyorlar."
Bora üfleyerek ayağa kalktı. "Yanımda kalıyorsun." Sesi çok netti. "Sen bana emir mi veriyorsun?" Bora bir kaç saniye bana öylece baktı. "Kıvanç' ın yanında mı kalmak istiyorsun?" Nazikçe güldüm. " Şaka yapıyorum." Bora'nin koluna girerken " Kaşını sorarlarsa ne diyeceksin?" Dedim. Bora elini kaşına götürerek "Banyoda bir yere vurdum derim." Dedi. Kıvanç' a ne olmuştu? Ne! Merak edebilirdim. Bu normal bir şey. "Özür dilerim." Bu özür içimden gelmişti. Eğer ben olmasaydım bunlar hiç olmazdı. "Özür dilemene gerek yok. Senin suçun değil." Sonra devam ettirdi. "Aslında bir suçun var." Şaşkınlıkla ona döndüm. "Ney?" Ne yapmıştım ki? "Böyle giyinirsen kimse yerinde duramaz tabi." Bir anlığına üzerimde gözlerimi gezdirdim. "Tayt ve crop işte." Bora sırıtarak "Giyme demiyorum. Dikkat çekiyorsun diyorum." Dedi. "Ya öyle mi? Ama ben sadece senin dikkatini çekmek istiyorum." Bora bir koluyla belimi sardı. "Sen zaten benim dikkatimi cekiyorsun." Benim istediğim sadece düzgün bir ilişkiydi. Şuan da bu ilişkiyi yasadigimi düşünüyorum. Içimdeki kötü his bana bu ilişkinin biteceğini söylese de kulaklarımı tıkayarak önüme bakıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çiçek Kafe
RomanceHer gün çiçek kafede kitap okuyan Nefes bir gün okuduğu kitabın rafların arasında olmadığını görür oysaki okuduğu kitabı başkaları almasın diye Gözde teyzeye özellikle tembihler. Fakat kitabı alan kişinin kalbinde yavaş yavaş yer edindiğini farkında...