(Bora'nın Ağzından.)
Neredeyse üç saat boyunca bir ağacın dibinde oturdum. Yemek anonsunun yapılmasıyla Nefes'i uyandırmak için odama yöneldim. Muhtemelen uyuyordu çünkü beni aramamıştı. Odaya girdiğimde bıraktığım gibi duran Nefes'i gördüm. Yanına geçip biraz güzel yüzüne baktıktan sonra onu uyandırmam gerektiğinin farkına vardım. "Nefes, Uyanmalısın." Bana sırtını döndü. "Bana sırtını döndün ha? Öyle olsun." Nefes geri bana doğru dönerek "Uyumak istiyorum." dedi. "Üç saattir uyuyorsun!" Bir anlığına durup sakinledim. Bağırmış mıydım? Nefes kollarından destek alarak sırtını yatağın başlığına dayadı. "Ay kalktım kızma. Yemek saati mi?" Derin bir nefes alıp verdim. "Evet. Üstünü değiştirecek misin?" Evet anlamında kafasını salladı. "Hadi kalk o zaman. Geç kalacağız." Nefes yataktan kalkarken "Sende mi geliyorsun?" dedi. Bende yataktan kalktım ve odanın kapısını açtım. "Evet." Odadan çıktığımızda gördüğüm manzara sinir kat sayımı yükseltmişti. Kıvanç ve Yarkın konuşuyorlardı. "Bu aptalın Yarkınla ne işi var?" Nefes'in sorusuna cevap vermek çok isterdim ama bunu yapamazdım. "Salla, ne halleri varsa görsünler." Ben göstereceğim Yarkın'a zaten. Odaya girdiğimizde Nefes bir kaç parça kıyafet alıp tuvalete girdi. Bu sırada hızla dışarı çıkıp Yarkın ve Kıvanç'ın yanına gittim. Kıvanç yoktu Yarkın da ağacın birine yaslanmış telefona bakıyordu. Benim geldiğimi görünce telefonu cebine koydu.
"Ona benim hakkımda bulduğun şeyleri sen mi söyledin?" Yarkın sırıtarak "Onunla konuşmuyorum bile." dedi. Bir adım daha ona yaklaşıp "Ben kör müyüm sence Yarkın? Beni aptal yerine koymayı kes!" Yarkın ellerini teslim olur gibi havaya kaldırdı. "Hey hey sakin ol. Kimseye bir şey söylediğim yok benim. Sırrın benimle güvenle ama Kıvançla güvende mi bilemem. Üstüne yürüdüğün kişi ben değil Kıvanç olmalı. Şimdi Nefes geliyor benden uzaklaş yoksa senin başın yanar." Bir kaç adım geri attım. Nefes Yanımıza geldiğinde koluma girdi ve "Bir sorun mu var?" dedi. Kafamı hayır anlamında salladım. "Ona Kıvanç'ın partisine gelecek mi diye soruyordum." Nefes kaşlarını çatıp bir kaç saniye bana baktı. "Kıvanç seni partiye mi davet etti?" Evet anlamında kafamı salladım. Yarkın "Orada olacağım adamım." diyerek omzuma iki kez hafifçe vurdu. Bir terslik vardı. Yarkın'ın sanki partiden haberi yoktu. Yarkın'ın yanından ayrılıp yemekhaneye gittik. O partiye gitmeyecektim. Kesin ve netim. Partinin olduğunu bile sanmıyorum! Yemekhaneden ayrıldıktan sonra Benim odama geçtik. "Partiye gidecek miyiz?" Nefes'in sorusunu biraz düşündüm ve cevap verdim. "Hayır." Nefes gülümseyerek yanıma geldi. "Bende öyle düşünmüştüm." O pisliğin planının ne olduğunu biliyordum ve Nefes'i o iğrenç duruma sokmayacaktım.
Gecenin geri kalanında oturup film izledik. Onu daha once yaptığım aptallıklarla kaybedemezdim. Planım Nefes uyuduktan sonra Kıvanç'ın yanina gitmekti. Nefes'in başı omzuma düşmeye başladığında uykusu geldiğini anlamıştım. Dizimdeki bilgisayarı bir kenara çekip Nefes'in kafasını nazikçe tuttum ve vücudunu aşağıya kaydırarak kafasının yastığa denk gelmesini sağladım. Bu kadar dokunmaya uyanmalıydı. Bir kaç dakika uyduğundan emin olmak için ona baktım ve yanağına öpücük kondurarak odadan çıktım. Kıvanç'ın gel dediği yere gittim ve gerçekten kimsenin olmadığını fark ettim. Her düşündüğüm doğruydu. Bu Nefes'in benim yaptıklarımı öğrenmesi için bir plandı. Bir kaç saniye zekiligim karşısında kendimi tebrik ettim. Arkamdan bir elin uzamasıyla elin sahibini duvara yapıştırdım. "Ah!" Bu bir erkeğin sesi değildi. "Bora ne yapıyorsun ya?" Nefes! Plan komple iptal. Hay sıçayım! "Ne işin var burada kızım! Odada olman gerek! Lanet olsun!" Karanlıkta Nefes'in yüzünü görmesemde yüzünün aldığı ifadeyi tahmin edebiliyordum. "Bora sakin ol ,sadece nereye gittiğini merak ettim." Vücudunu ağaca çok bastırdığını fark edip onu serbest bıraktım. "Buradan gitmen gerek Nefes. Lütfen lafımı dinle."
Cümlemin bitmesiyle Kıvanç'ın sesinin duyulması bir oldu. "Vay vay! Kimler buradaymış? Sözü fazla uzatmanın lüzumu yok." Sinir kat sayım tavan yapmıştı. Eğer yanımda Nefes olmasaydı size yemin ederim onun yüzünü dağıtırdım. "Kapa çeneni Kıvanç!" Kıvanç bir kaç adım daha bize yaklaşıp "Ah Nefes kimin yanında durduğunu bile bilmiyorsun." Dedi. Nefes kendinden emin şekilde cevap verdi. "Bence sen ne dediğini bilmiyorsun. Ben doğru kişinin yanındayım." Kıvanç iğrenç sesiyle büyük kahkaha attı. "Ah canım ne kadar safsın. Yanındaki adam kalbini çalmış olabilir ama başkalarının canını alıyor." Aman Tanrım! O ağzını şimdi kıracağım. Ona doğru hızla bir adım attığımda Nefes kolumdan tuttu. Bu sırada Kıvanç hala konuşuyordu. "Benim gibi tertemiz birinin yanında olmak varken sen ne yaptın? Kimliğini gizlemeye çalışan birine gittin! Üstelik bar sokaklarında onlarca kişiyi hastanelik etmiş, okulda kafası kıyak birini komalık etmiş!" Nefes'in elinden kurtulup Kıvanç' a bir adım daha attim ve tam yüzüne yumruk geçirecekken Nefes'in sesiyle şok geçirdim. "Biliyorum!" Şok içinde ikimiz ona döndük. "Ne dedin sen?" Sorum karşısında Nefes omuzlarını havaya kaldırarak "Biliyorum işte! O çocuğun yoğun bakımda olduğunu biliyorum. Bar kavgalarını da biliyorum. Bunu kimsenin yüzüne vurmaya gerek yok!" Bir dakika ney? Her şeyi biliyor muydu? Tüm yaptıklarımı... "Affedersin ama sen mal mısın Nefes? Neredeyse adam katil olacak!" Kıvanç'ın dediği karşısında biraz daha konuşursa ellerimi yerinde tutamayacağımı fark ettim. "Olabilir! Benim tanıdığım Bora öyle biri değil." Kıvanç benden uzaklaştı ve Nefes'e yaklaştı. "Bak Nefes, eğer sen olmasan yüzüme yumruğu yiyecektim. Sen iyi değilsin..." Nefes ondan uzaklaşarak " Ben gayet iyiyim. Sadece seninle değilim diye bunu yapıyorsun. Yapma..." Nefes'in beni savunması ayrı bir şok etkisi yaratmıştı. Bu konuyu kim duysa bana yan gözle bakmış babam hariç kimse benim arkamda durmamıştı. "Siz ve sizin iğrenç ilişkiniz... Bu kadar mı sevgiye ac kaldın Nefes?" Iste şimdi yumruğu hak etmişti derken içimden geleni Nefes yaptı. Yüzüne okkalı bir tokat geçirdi. "Benimle düzgün konuşman için daha kaç tokat yemen gerek Kıvanç?" Iste benim kızım! Kıvanç pis bakışlarıyla kayalıklardan uzaklaşırken hala Nefes' e mesafeli duruyordum. Umarım Kıvanç yanımızdayken söyledikleri şuan için de geçerlidir.
Evet kuzular bölüm sonuu. Yavaş yavaş her şey ortaya çıkmaya başladı. Bu bölümü biraz yarıda kesiyormuş gibi oldum yoksa çok uzun olacaktı. Diğer bölümde görüşmek üzere♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çiçek Kafe
RomanceHer gün çiçek kafede kitap okuyan Nefes bir gün okuduğu kitabın rafların arasında olmadığını görür oysaki okuduğu kitabı başkaları almasın diye Gözde teyzeye özellikle tembihler. Fakat kitabı alan kişinin kalbinde yavaş yavaş yer edindiğini farkında...