70 yorum sınır
💜🌿
İki hafta sonra;
"Güzelim, her şey güzel olacak. Inan bana tamam mı? Oradan çıktığında o güzel sesini duyacağız. İlk benim adımı demezsen vallahi darılırım bil yani."
Hasan gülümsedi, bir yanı çok korkuyordu bebeğine bir şey olacak diye, diğer yanı ise heyecan doluydu.
Sonunda konuşabilecekti.
Saru gözlerinin dolmaması için güzel sevgilisinin elinin üstüne derin bir öpücük kondurdu. Onun için kendisini hiçe sayar, öldürürdü bile. O kadar derin bir sevgiyle bağlıydı ki, ağzından ismini duyabilmek için elinde avucunda olan her şeyi vermişti bu doktora.
"Güzelim şimdi seni içeriye alacaklar, asla endişelenme tamam mı? Bebeğimize de sana da hiçbir şey olmayacak. " Hasan başını salladı ağır ağır.
Eğer Saru bir şey olmayacak diyorsa, olmazdı. O, sevgilisine çok güveniyordu.
"Artık küçük beyi alalım, ha?" Doktor hemşirelerle gelip Hasanı alarak ameliyathaneye götürdüler. Timur ve Selma bahçede oturup dua ediyorlardı.
Genç kız Yasin suresini okumaya başlamıştı bile, Hasan'a bir şey olmasını asla istemiyorlardı. Herkes derin bir sessizlikle ameliyatın bitmesini bekledi.
Saru yer yer sinirlenip etrafa sataşmış, yer yer ağlayacak kadar duygusallaşmıştı. Hasansız olma ihtimali onu dakikalar içinde mahvediyor, sonra yine o beni bırakmaz diyerek kendisini telkin ediyordu.
"Bir şey olmayacak kardeşim, biliyorsun sende." Timur sakinliğini koruyarak arkadaşının omzunu sıvazladı. Hasan, minicik kalbiyle sıkıca sarmıştı Saru'yu, bırakır mıydı öylece hiç?
"Olmaz değil mi? Timur ben çok seviyorum, böyle bir aşk daha önce ne gördüm ne duydum ulan. İnsanın içi gidiyormuş, nefes alamıyor yerin yedi kat dibine batıyormuşsun yokluğunda. " titrek bir nefes aldı ardından.
Sanki içerideki savaşı dışarıda saru da veriyordu.
"Olmaz tabii oğlum, seni bırakır mı Hasan hiç? Hem daha minik bebeğiniz doğacak, onu büyüteceksiniz, ona isim vereceksiniz. Kız olunca ve büyüyünce isteyene vermeyeceksiniz, oğlan olursa da yaptığı muzurluklarla seni çileden çıkartacak."
Timur anlattıkça saru gülümsemesini büyüttü, ardından öfkeyle doğruldu. "Kız olmasın, ben kıskanırım. Bak elin oğlu alamaz onu benden Timur, öldürürüm. " Timur istemsiz bir kahkaha attı.
Allahtan hastanenin arkasında oturuyordu ikili, yoksa kahkahayı duyan kınayan bakışlarını dikerdi onlara.
"Ulan daha doğmadı, daha minicik. Hem kusura bakma birader ama Hasan da erkek ve kimle nasıl beraber oluyor acaba? Konuşturma beni şimdi. " saru derin bir nefes aldı.
"Ulan sen benim iyice sinirimi bozmak için mi geldin yanıma? Hasan gibi olursa oğlum daha kötü, kimse benim oğlumu altına alamaz amına koyayım."
Saru en sonunda delirecekti belli ki, aklını şimdiden ufak ufak yiyordu.
"Ulan saru, bu lafları tek tek yiyeceksin bir gün. Hasan hakkından gelecek senin de." İkili düşünceli bir şekilde beklemeye devam etti.
"Hadi Selmanın yanına gidelim." Saru konuşunca ikisi de kalkarak hastanenin önüne yürüdüler. Selma hala kurandan bir şeyler okuyordu.
Gözleri yaşlıydı..
Timur hemen genç kızın yanına oturdu, göz yaşlarını sildi. "Ölümle savaşmıyor ya, dili çözülecek sadece. Bırakın bu buhranlı halleri, kendinize gelin."
Selma dolmuşlukla hıçkırarak ağlamaya başlarken Timur ne yapacağını bilemeyip kızın başını tutarak göğsüne yatırdı. Selma da ellerini hemen Timur'un beline dolayarak daha da sıkı sarıldı.
Saru onlara bakıp selmanın omzunu okşadı. "Ağlayıp içini boşalt kardeşim, çok şey yaşadık."
Saatler birbirlerini kovalarken üçlü ağlamalarını ve yaslarını geride bırakarak bebeğe verecek ismi düşündüler. Timur kız olursa Nazlı olsun diye diretmişken Selma Nazen olsun demişti.
Hasan ona en sevdiği türküyü söylemişti, Nazende sevdiğim. Madem en sevdiği turu buydu, buna yaraşır bir isim olmalıydı.
Saru sadece dinleyip arada başıyla onaylıyordu onları, hepsi Hasan'ın ismi belirleyeceğini biliyordu. Saru başkasının karışmasına izin vermezdi.
Hastane kapısına çıkan hemşireyle saru ayağa kalktı hemen. "Hasan'a bir şey mi oldu Azize hemşire?"
"Heh Saru abi, gel normal odaya aldık Hasanı. Gayet iyi, uyanmasını bekleyeceksiniz sadece. Onu görebilirsiniz. "
Üçlü sevinçle odaya koştular deyimi yerindeyse. Saru kalbi güm güm atarken mışıl mışıl uyuyan güzeline baktı.
Yine güzelliğiyle hoplatmıştı Saru'nun aciz kalbini. Hiç acıması yoktu bu oğlanın, hiç olmadık anlarda bile sızlatıyordu Saru'yu ince ince.
"Güzelim..." Başını öperek yanına oturdu hemen. Hasan'ın kuruyan dudaklarını elleriyle okşadı yavaşça. "Seni bu kısacık zaman da bile ne kadar özledim bir bilsen. "
Serumlu kolunu öptü sakince. İyiydi ya şuan, o da yeterdi. Hasanin nefes alması yeterdi şu koca dünyaya sımsıkı tutunması için.
"Bebek de gayet iyi, ebe kontrol etti. Bir de Saru, hayırlısı olsun bakalım, oğlun olacak." Bir diğer hemşir neşeyle verdi haberi.
Saru mutlulukla bir kaç damla göz yaşını akıttı usulca. Timur ve Selma ise sevinçle birbirlerine sarıldı, ardından hemen ayrıldılar.
"Saru biz eve gidelim artık. Sen zaten buradasın, benim de işe gitmem lazım. Selma da yemek yapar, akşam taburcu ederler belki." Saru hiçbir şey demeyip başıyla onayladı onu.
Şuan gözü sadece yatakta yatan sevgilisini görüyordu. Herkes gittikten sonra koltuğun kenarına başını koyarak uyumaya karar verdi biraz.
Güzel şeyler için enerji toplamalıydı.
🌿
"S-sar-saru h-han?"
.
.
.
🌿🌟🌿Vay anasını vayy
Neyse
Bölüm nasıldı???
Sizi seviyorum 💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nazende sevdiğim
General FictionKupkuru dudaklarım, dudaklarına susadı... "Benim eşim dilsiz, ama onun dilini ancak ben bilirim. " Mpreg