bölüm 36

7.1K 577 52
                                    

2 3 bölüm sonra final olur diye düşünüyorum

Oy yorum Allah ne verdiyse yapın allahiniz varsa

Yoksa da Darwin hatrına yorum yapın

Şeytan falan da olur

🌼

Karnını tutarak sandalyeye oturdu Hasancık, belini tuttuğu elini masaya koymuş, diğer eliyle de Saru'nun onun için aldığı duttan yiyordu.

Aşerme değil de görüp canı çekmişti pazarda.

"Selma... Saruhan... Dedi ki... Bebek ... Olunca taşınalım." Selma tahta kaşığı tezgaha koyup Hasan'a döndü. "Nereden çıktı bu? Nereye gideceğiz ki?" Doğru düzgün birikimleri bile yoktu.

Hem daha evleneli 3 hafta anca oluyoru ve birbirlerine hala alışıyorlardı. "Büyük şehre... İyi olurmuş... Saruhan öyle... Dedi." Selma da düşünceli bir şekilde sandalyeye oturdu, Hasan'ın karşısına.

"Evliliğimiz daha yerine oturmadı Hasan, nasıl olur ki? Hem ne edeceğimi de bilmiyorum." Selma nasıl yaklaşması gerektiğini bilmiyordu ,keza karşısındaki adam ona olabildiğince yakın davranıyordu.

Eşiymişcesine konuşuyordu onunla ama evlilikleri tamamlanmış sayılmazdı Selma'ya göre. "Timur abim... Seviyor... Seni... Sen de açıl... Artık." Karnını okşadı oğlan, 6 ay geride kalmıştı ve doğum yaklaştıkça geriliyordu.

"Öyle mi dersin? Bilmiyorum Hasan, sanki hala o kızı seviyormuş gibi geliyor bana." Çaresiz hissediyordu, Timur ona karşı hislerini açsa böyle olmazdı belki de.

"Olmaz... Öyle şey... Unuttu o... Kızı. Saruhan da... Gülfem'i... Seviyordu... Ama bak?" Karnını ve kendisini gösterdi Hasan, neşeli bir gülümsemeyle baktı arkadaşına.

Onun tüm endişe ve korkularını anlayabiliyordu kesinlikle. Fakat yersizdi, Timur eğer evlenme kararı almış ise bir şekilde kızı geride bırakmış demektir. "Hem evlilikte.. ilişki.. önemli." Kendince akıl vermeye kalkışmasına kendi kendine güldü.

Fakat haklılık payı vardı, evlilik için en önemli şeylerden biri temastı ve eğer tenler uyumluysa kesinlikle pek çok şey tamamlayıcı oluyordu.

"Önemli değil mi? Haklısın, ama ben nasıl bu konuyu açacağım ki? Yani nasıl derim seninle beraber olmak istiyorum diye?" Hasan düşündü biraz, ona göre Timur zaten arsız bir adamdı, şak diye söylese bile tuhaf kaçmazdı.

"Ben konuşurum... Saruhan'la." Selma kıpkırmızı kesilirken Hasan'a güvenmeyi tercih etti, bu işi çözerse bir o çözerdi. Başka türlü bir türlü olmayacak gibiydi.

"Ahali? Nerdesiniz?" Kapının açılıp Saru'nun konuşması bir olmuştu. ikili hemen toparlandı. "Buradayız abi." Selma konuşunca diğer ikili mutfağa girmiş sevdiklerine ilerlemişlerdi.

Selma beline sarılan ve alnını öpen adamla gözlerini kapattı duygu yoğunluğu nedeniyle. Hasan ise hemen kollarını sevdiği adama uzatmıştı sarılmak için, Saru tereddüt bile etmeden eğildi ve koklaya koklaya öptü güzel yüzü.

"Hoşgeldiniz..."

"Hoşbulduk meleğim, bugün ağrın var mıydı? İyi misin?" Oğlan güzel gülümsemesini sundu Saru'ya. "Yok, iyiyim ben."

"E o zaman güzel sevgilim bana güzel bir masaj yapar he?" Timur hemen yandan lafa atladı. " Abicim yani aile var burada ya!" Saru ilgisini Hasan'dan çekip Timur'a baktı bayık bayık. "Siz de yapın abicim, tutan mı var sizi? Bak karın da var artık, hadi defolun odanıza da bir rahata edelim."

Selma utanırken Hasan kıkırdadı, sevgilisi resmen içini okuyordu oğlanın." Ulan Saru!" Timur bile biraz utanırken Selma'ya yandan bir bakış attı, yakında ona beraber olmak istediğini söyleyecekti. "Ne? Doğruyu söylüyorum lan ben, hadi biz gidiyoruz. İki saat falan rahatsız etmeyin."

Timur Hasan'a bakıp hınzırca güldü. "Abicim iki saat ne? Sana bile fazla gibi." Amacına ulaşmış olmanın verdiği zevkle yaslandı tezgaha. "Timur ananın evine gönderirim seni Timur."

Saru daha fazla bir şey demeden oğlanı yan bir şekilde kucağına aldı, gelin pozisyonunda odaya kadar taşıdı, Timur'la Selma ise odadan buradan günlük muhabbetler açarak vakit geçirmeyi tercih ettiler.

"Sen yaslan... Ben... kucağında... Yaparım masaj." Saru'nun gözleri büyümüş, damarlarındaki kan dolaşımı artmıştı. Bu aralar bulduğu her fırsatta yeni yetmeler gibi azıyordu oğlana.

"Tamam güzelim." Hasan'ın dediklerini yaparlarken yarım saatlik masajın keyfini sürdü Saru, gün içinde fabrika onun canına okuyordu ama önemsizdi, evine ekmek getirebiliyor, sevdiğine bakabiliyordu ya...

Yeterdi ona bu.

"Taşınacak mıyız güzelim? Düşündün mü?" Merak ettiği soruyu sordu Saru. "Düşündüm... Ben istiyorum... Ama... Selma kararsız."

"Güzelim Selma yeni bir hayata başladığı için pek bir şey bilmiyor, büyük şehir onu korkutur elbet. Bak sana, ben varım diye hiçbir şeyden korkmuyorsun." Son cümlesini gururlanarak söyledi, Hasan'ın cesurca olan tavırlarına ölüp bitiyordu.

"Kocam var... Çünkü... Neden... Korkayım ki?" Nazlana nazlana konuşmasına diş gıcırdattı Saru, arada bebek olmasaydı ikinci sevişmelerine geçmişti bile.

Napsaydı, doyamıyordu bir türlü.

"Senin o dilini ısırırım Hasan, görürsün o zaman. " Oğlandan güzel bir kıkırdama kazanırsen karnını sevip okşuyor, bebeğini de hissetmeye çalışıyordu. "Aferin aslanım, yorma babanı, canımı da sıkma."

"Ya Saruhan!... Bebeğime... Öyle... Deme." Saru kendisine ısrarla Saruhan diyen oğlanın dayanamayıp dudaklarını ısırdı tüm gücüyle, oğlandan derin bir inleme duydu.

Acı bir inleme.

"Sen bu ara ayrı bir güzel oldun, çıldırtma beni. Hem benim gibi olacak oğlum, o nedenle istersem söverim bile." Keyifli keyifli yaslandı arkasına, kesinlikle oğlu ona benzeyecekti.

Sonuçta Hasan'ın baktığı tek kişi kendisiydi ve en çok kime bakarsan çocuk da ona benzerdi, öyle bir varsayım vardı ortada. Kendince.

"Olmaz! Ayıp."

"Bence biz beraber yapalım ayıbı? Hm? Şöyle alayım seni altıma, benim için arala o güzel bacaklarını, kalçalarını kavrayıp sıkayım ve en önemlisi..." Hasan kalbi durmuşcasına heyecanla bakıyordu sevgilisine.

"İçini doldurayım."

🌼

Saru'nun, Hasan'ın her Saruhan diyişinde yükselmesi>>>>>> dolar

Bölüm nasıldı?

Sizi seviyorum

Nazende sevdiğim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin