bölüm 35

7.5K 549 74
                                    


🥀☘️

Hasan sabahın erken saatinde uyanmış kocasının sakallarıyla oynuyordu. Kocasının kucağında, karnı da büyümüştü ama uyurken bile taşırdı onları Saru.

"Kocacığım..." Kendi kendine ağzını kapatarak kıkırdadı Hasan, ne de garip bir kelimeydi bu, yüreğini heyecanlandıran.

"Hmmm..." Saru normal şartlarda çoktan kalkması gereken bir saat diliminde hâlâ uyuyordu. Hasan adamın sakallarını öptü.

"Uyan... Sabah... Oldu..." 5. aya girdiği karnı top şeklini almaya başladığı için tam olarak eğilemiyordu. "Öpe-miyorum."

Konuşmak hâlâ onun için zordu.

"Seni bir öperim yemin billah yer yutarım seni." Kolunu eşinin beline sarıp yanına yatırdı, biraz daha kucağında olursa niyeti bozacaktı kesinlikle. Halinden memnundu ama oğlan normal zamanda bile birlikte olurken zorlanıyordu, şuan daha hassas bir durumdu.

Hasan'ın bacaklarının arasına girip oğlanın yüzünün her bir noktasını öpmeye başladı. "Sabah sabah tatlı ne güzel gidiyormuş ya, her sabah isterim tatlımı." Hasan tatlı tatlı gülümsedi.

"Tamam..." Bir de tamam diyordu yaramaz yaramaz. Şimdi Saru onu yemez miydi? Yerdi!

"Ulan şimdi bittin sen!" Dişlerini güzel boyna geçirip emdi bir süre, vücudundan yayılan kokusunu derince soludu ve ellerini oğlanın beline sardı. Zaten kollarının arasında minicik kalıyordu! Nasıl dayanacaktı şimdi bu oğlana?!

"Ihmm! Saruhan! " Asla Saru demeyip hep Saruhan demesi bile hoşuna gidiyordu Saru'nun. "Ne güzelim ne? Bi yedirtmedin kendini, ne?" Sessiz sessiz yakınıyordu oğlanın kulağına doğru.

"Ben... Selma'ya... Dedim ki...  Ben kocamı... Özledim." Saru duraksadı ve başını oğlanın boynundan çekti. "Hasan... Yavrum dilin ne söylüyor senin?" Biliyordu ne dediğini.

Dili çözülmemişken de çok hoşuna gidiyordu Saru'nun ona dokunması, aylardır dokunmuyordu zaten. Kendisini kötü hissediyordu oğlan. "Ne söylüyor?..."

"Beni mi özledin yani? Benimle beraber olmayı mı özledin?" Aklını kaybetmesine az kalmıştı Saru, bu oğlanın dilini hiç cözmese miydi acaba diye düşündü. Şimdi yüreğine indirecek, genç yaşta dul kalacaktı oğlan.

"Evet..." Saru'nun ona olan yoğun bakışları altında utanmaya başlamıştı, acaba adamı hiç kudurtmasa mıydı?!

Çok geç kalmıştı.

"Allah'ına kitabıma bugün buradan çıkmak yok." Hasancık naneyi yemişti biraz, gergince gülümsedi. "Tamam... Kocam..." Saru kahkaha atıp oğlanın dudaklarını öpmeye başladı.

Bir kaç saniye içinde karşılık alırken oğlanı dikkatlice çevirip kucağına oturttu. Üzerine uzanıp zarar vermek istemiyordu. Hasan kollarını Saru'nun boynuna doladı ve kucağına iyice yerleşti.

Saru'nun eli Hasan'ın dolgunlaşan kalçalarına indi ve hafifçe okşadı. Öpüşmeleri Saru'nun oğlanın boynuna inmesiyle son buldu. Yemesi gereken pek çok nokta vardı ve Saru bir yerden başlamalıydı.

Oğlanın boynuyla başlamış, kasıklarıyla bitirmişti yemeyi.

***

"Şimdi mi atıyorum pul biberi? Selma? Atıyorum bak kötü olsa da yiyeceksin he?" Timur yemek yapıyordu, öyle demişti Selma'yı oturtup. İlk gecenin ardından tüm gün erkek karısına hizmet ederdi.

Timur da yapmaya çalışıyordu. Alt tarafı zeytinin üstüne azıcık yağ ve pul biber atarak ısıtacaktı.

Yemek dediği şey ise kahvaltıydı.

Selma kocası olmuş bu adamı gülümseyerek seyrediyordu. "Evet öyle, ben hazırladım aslında. Neticede beraber olmuş sayılmayız." Biraz utanç vericiydi.

Sabaha kadar sohbet ederek tamamlamışlardı geceyi. "Olmaz öyle, karım oldun mu oldun. Ben ona bakarım, hem kadına hizmet vatana hizmettir." Böbürlenerek kurduğu cümle Selma'nın kahkaha atmasına neden oldu.

"Ya Timur! Ne komik adamsın." Öyleydi ya tabii, hem de ne komik!

"Kahvaltıdan sonra yürüyüş yapalım seninle biraz, hem yakınlaşmış oluruz." Elinden tutarak biraz yürümek istiyordu. Ağırdan alacaktı her şeyi.

"Olur, Saru abim ve Hasan ne zaman gelecekler." Timur güldü ve Selma'ya döndü. "Saru o kadar kuduruk ki eminim bugün tüm gün çıkarmaz oğlanı, yazık be Hasan'a."

Selma epeyce utandı. "Öyle deme Saru abime, hem utanmıyor musun ya?" Selma kıpkırmızı olmuştu. "Niye utanacakmışım? Sanki ilerde biz öyle olmayacağız!"

Arsız adam!

"Ya Timur!" Timur kahkaha attı. "Sen utandın mı? Utan utan, bir sevelim birbirimizi o zaman utanmaya fırsatın kalmayacak emin ol."

Gerçi şimdi de kalmazdı da neyse.

"Çok terbiyesizsin!" Domates olan tabağı masaya koydu Timur. Ardından oturan Selma'nın üstüne doğru eğildi ve dudağının kenarından öptü.

"Sen bir de arsız halimi gör."

🌈

Sexual tension görün amk

Yıkılıyorlar.

Bölüm nasıldı?

Sizi seviyorum


Nazende sevdiğim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin