bölüm 38 FİNAL

9K 646 96
                                    

Bu hikayeye bir son lazımdı...

📍

"Kalçalarım... Kocaman olmuş... Saruhan bayılıyor." Selma Hasan'ın kıyafetini katlarken kahkaha attı, bu akşam oğlan hastaneye yatacak, yarın doğuma gidecekti.

Sonunda oğullarını kucaklarına alabileceklerdi.

"Ay Hasan ya! Alemsin vallahi. Doğumdan sonra gidecek hepsi, Saru abimin kısa süreli mutluluğu son bulacak." Kıkırdadı Hasan, kocası dün bile kalça yanağını öpüp öyle uyumuştu.

Aptal kocası tarafından sürekli sevilip duruyordu.

"Saruhan... Kilolarım gitmesin... Diye... Uğraşsın... Dursun!" Umrunda değildi Hasan'ın, o her halinden memnundu, öyle ya da böyle kocası onu seviyordu. Güldü Selma.

"Hasan... Biz dün gece beraber olduk." Timur'un uzun süredir ona karşı tutumundan ötürü dün gece hazır olduğunu söylemişti kadın. Artık adamın karısı olmaya tamamen hazırdı.

Hasancık ağzını kapatıp minik bir çığlık attı. "Bu yüzden mi... Sabah... Mutluydu?" Sabah gitmeden Selma'nın dudağından öpmüştü utanmadan. "Hı hım... O yüzden mutluydu."

Selma da mutluydu, dün gece Timur onunla çok ilgilenmiş, bebeği gibi bakmıştı. Genç kadın kendisini çok özel hissetmişti bu tutum karşısında.

"Vay... Kunduz Timur!" Selma beklenmedik benzetmeyle kahkaha attı. Hasan ise çişi geldiği için huzursuzca kıpırdandı yerinde. "Kocama öyle deme bozuşuruz." Genç kadının alayla kurduğu cümleyle kıkırdadı oğlan.

"Aman... Kocan da... Koca olsa... Bari... Yalı kazığı." Timur kendisiyle son iki aydır hep uğraşıyordu. Hamileliğinden tutun da Saruhan'ı kölesi yapmasına kadar dalga geçiyordu hep.

Hasan'ı sinir ediyordu.

"Ya deme öyle!" Seviyordu o kocasını, azıcık uzunsa Selma ne yapabilirdi ki?! "Aman tamam." Daha da bir şey demeden tuvalete ilerledi Hasancık, akşam hastaneye yatacağı için katı yiyecek yemiyordu, haliyle sabahtan beri ya çorba içmiş ya da meyve suyu tüketmişti.

Selma kalkıp refakatçi olarak kalacağından hazırladığı yiyecekleri koydu termosa, onlara bir kaç gün yeterdi bunlar. Genç kadın kendisinin de bir gün böyle kucağına bebeğini alacağını hayal ediyordu.

Timur'la ikisinin bebekleri...

Ne güzel hayaldi Selma için. Her birinin gerçekleşmesini diledi Allah'tan, çok seviyordu kocasını, tüm kalbini Timur'a teslim etmişti çoktan.

Hasan tuvaletten çıkarken çaldı kapı, Saru ve Timur gelmiş olmalı ki sesleri duyuldu. Selma kapıya yetişmiş olmalıydı. "Benim güzel sevgilim nerde?" Saru kendisini Selma'ya sorarken Hasancık içeriye girdi.

Kocasını en son 6 saat önce gördüğü için çok özlemişti. "Saruhan!" Genç adam çabucak sarıp sarmaladı oğlanı, mis kokusunu derin derin soludu.

"Özlemişim güzelim, dur azıcık nefesleneyim." Yarın onları zorlu bir gün bekliyordu, olası her şeye hazırlanıyorlardı fakat nafile.

Saruhan daha özlemine sahip çıkarmıyordu.

"Ohoo Saru bey, sanki gurbete gidiyor oğlan. Sakin ol bi." Karısının yanına gidip kadının beline attı elini, sıkıca kavradı ve okşadı, birbirlerine tensel olarak da uyumlu olmaları Timur için daha da üst seviye bir olaydı.

O asla böyle uyumlu olabileceklerini düşünmemişti halbuki.

"Konuşma lan sen, al şu eşyaları da arabaya koy. Ben de güzelimi öpeyim siz yokken." İkiliyi deyimi yerindeyse kovmuştu. "Ayıp... Oldu ama." Ayıp oldu derken bile kocasının gömleğiyle oynuyordu Hasan, azıcık öpülse fena olmazdı tabii.

"Bırak onları şimdi, uzat bakalım bal dudaklarını." Kıkırdadı oğlan, ciddiyetle kendisini bekleyen adama dudaklarını uzattı gözlerini kaparken. Karnı yüzünden adamın kucağına gidemiyordu fakat ziyanı da yoktu, Saru onu her şekilde öperdi.

"Her şey daha da güzel olacak. Sen ben bebeğimiz... Mükemmel bir aile olacağız." Başını salladı Hasan, eğer kocası mükemmel olacağız diyorsa olurlardı. "Selma dedi ki... Doğurunca... Kalçam gidermiş." Biraz kocasıyla uğraşsa fena olmazdı.

Kaşlarını çattı Saru, doğumla kalçanın ne alakası vardı yani. "Güzelim karnının erimesi gerekmiyor mu? Neden kalçan eriyormuş? Doktora soracağım bunu he." Hasan kıkırdadı, adamın aklı çıkmıştı kalçası eriyecek diye.

"Niye... Beğenmez... Misin beni?" Bakışları yumuşadı Saru'nun. "Kurban olurum ben sana, her haline aşığım ben senin." Oğlanın eğilip büyümüş olan karnından öptü. "Sana da kurban olurum lan. Bizi üzmeden fırtla ordan aslanım tamam mı?"

Hasan kocasının omzunu tutarken güldü, Saru'nun onu karnından öpmesi huylandırıyordu. "Huylandım... Saruhan." Saru gülümsedi ve burnunu oğlanın karnına sürttü. "Oğlumla arama girme bakayım, ısırırım o gıdığını."

Dudakları büzüldü Hasan'ın, birazdan ne yaparsa yapsın kocası tarafından ısırılacaktı. "Isırma... Acıyor.." Saru'nun umrunda mıydı? Kısmen.

"Acıtmadan ısıracağım, sonra da evden çıkıp hastaneye gideceğiz tamam mı?" Hasan'ın attığı minik, masum bakışlar bile onu kurtaramadı. Boynunda, göğsünde ve gıdısında bir sürü ısırıkla vardı hastaneye.

Dört kişi girip 5 kişi olarak çıkacaklardı.

📍

Gerçekten bu noktaya kadar okuyan herkese minnettarım

Hikaye benim için özel ve hep öyle kalacak

Hasanla masumiyeti, saruyla aşka sahip çıkmayı öğrendik diye düşünüyorum.

Umarım hayatınıza bir şeyler katabilmişimdir.

Sizi seviyorum ♥️🌼

Nazende sevdiğim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin