💜🕊Saniyeler önce kıyılan nikahla Selma ve Timur evliydi artık. Ne yapacaklarını bilmez halde birbirlerine bakıyorlardı. Hem dini hem de resmi nikah tamamlandı sükun içinde.
"Öpsene kızı alnından it!" Saru kaşları çatık halde konuştu. Hasan'ın belinden tutarak oturuyorlardı. Şahit olarak imzaları tamamladılar onlarda.
Timur çekinse de yanına dönüp selma'ya baktı ve titreyen elleriyle yüzünü tutarak alnından öptü.
Selma onun, o Selma'nındı artık.
Geriye çekildiğinde gözleri kapanmış halde bekleyen kadını gördü. Selma heyecandan konuşamayacak haldeydi Timur ise endişeli. Dün köyden Timur'a gelen mektup köydeki sevdiği kadından gelmişti. Gel beni kaçır diyip açık kapı bırakmıştı Timur'a.
Eğer bu mektup Selma'nın eline geçseydi onu terk ederdi, öyle düşünüyordu Timur. O nedenle mektubu okuduğu gibi yaktı, asla Selma'nın eline geçmemeliydi.
Nikah salonunda işi biten dörtlü binadan çıktı ve kutlayacakları mekana gitmek için tuttukları arabaya bindiler. Selma elindeki nüfus cüzdanına baktı uzun uzun.
Dün akşam gelen mektubu ilk o okumuş, okumamış gibi tekrar kapıya koymuştu. Bugün Timur'un onunla konuşup bu işte vazgeçtiğini söylemesini beklerken onunla evlenmek Selma için hayal bile değildi.
Tüm gece hiç uyumamış Hasan ile konuşmuştu. Ona mektubu anlatmış, kendisini her şeye hazırladığını belirtmişti sakince. Kimseyi sevdiğinden ayırmak istemiyordu o, eğer Timur'un kalbinde o kadın varsa bu evlilik nasip olmasın dedi gece. Hasan ise aksini iddia ederek bu evliliğin gerçekleşeceğini ısrarla belirtti.
Arka koltukta Hasan'la beraber oturduğu için başını onun omzuna yasladı. Kalbinden öyle ağır bir yük kalkmıştı ki bunu en iyi Hasan bilirdi.
Hasan da anlamış gibi başını okşadı arkadaşının, onun tüm gece uyumadığının farkındaydı. Hasan bile endişe etmiş, şüpheye düşmüştü.
"Önce güzel bir yemek yeriz, ardından güzel bir göl var, balık tutar vakit geçiririz." Timur aynadan arkaya bakarak konuştu. Geceyi aklına getirmemeye çalışıyordu.
Kendisini yeni yetme gibi hissediyor, ellerinin içi terliyordu. Selma bu gece her yönden onun olacak, onun da her bir zerresi selma'ya ait olacaktı.
Hasan sessiz de olsa olur dedi. Saru ve Timur sık sık oradan buradan konuşup araba içinde sık kahkahalar atıyorlardı. Günün güzel geçeceğini biliyorlardı.
Mekana 10 dakika içinde vardılar ve hemen yemek sipariş ettiler. Bol sohbet ve güzel ortamda yedikleri yemeklerin de lezzetli oluşu eşlik etmiş, şahane vakit geçirmişlerdi.
Yemek yedikten sonra arabaya binip göle gitmek üzere tekrar yola çıktılar. "Miden iyi mi güzelim?" Saru ara sıra Hasan'a midesini sorup durum kontrolü yapıyordu. Az da olsa yolculuk yapıyor olmaları güzelinin midesini bozabilirdi ve bu istediği son şey bile değildi.
"İyiyim." Hasan güzel bir gülümseme vererek sevgilisini rahatlattı. Ardından Selma'ya dönerek sessiz sohbetlerine devam etti.
"Akşam yemeği beraber yapalım, olur mu?" Selma her şeyden habersiz yemek yapalım teklifi verince Hasan istemsiz güldü. "Ne? Ne oldu? Neden güldün sen şimdi?"
"Yeni.. evlisiniz siz.. olmaz.. " Selma şokla baktı arkadaşına. "Nasıl ya? Bizi yalnız mı bırakacaksınız yani?" Hasan karnını okşarken başını salladı. "Evet."
Selma hemen marazlanmaya başladı. "Ama ya Hasan olmaz ki böyle. Siz de gelin gece, başka yerde kalmanıza gerek yok."
"Ben de.. kocamı... özledim Selma.. Tek siz.. yapacak.. değilsiniz ya." Selma kıpkırmızı kesilirken böyle bir yanıt alacağını hiç düşünmemişti. "Sen çok fenasın Hasan, saru abime acıyorum ben."
Hasan ağzını kapatarak kıkırdadı. Saru duyduğu minik seslerle kalbi teklerden arkaya baktı. "Öyle güzel gülme, arabayı durdurur arkaya binerim."
"Yapma.. öyle." Hasan gülümsemesine son vermezsen cilveli cilveli kocasıyla konuşmasına devam etti. Belki resmi nikah yoktu ama saru onun kocasıydı, devlet bu gerçeği değiştiremezdi.
"Yaparım, zaten özledim seni sabahtan beri. " Hasan başını ön koltuğa getirerek kocasının yanağından öptü. "Bende özledim.. aşkım. " saru direksiyonu sıktı, parmakları boğum boğum olurken konuştu. "Bana kaza yaptıracaksın yavrum, güzel ağzını açma daha fazla."
Hasan bir kez daha yanağından öpüp geriye yaslandı. "Canım.. kocam.." Çok, çok fazla mutluydu. Bebeği, kocası ve arkadaşları yanındayken neden mutsuz olacaktı ki zaten?!
Timur ise Selma ile gelecekte böyle olmayı diledi Allah'tan. Bu şekilde mutlu mesut olmayı diliyordu. Göle vardılar sonunda. Sohbet etmeden arabadan inip kıyıda bir yere örtü serip eşlerine oturmalarını söyleyerek balık tutmak için bölgeden uzaklaştı Timur ve Saru.
Hasan ve Selma giden ikilinin ardından oturarak doğayla başbaşa kaldı. "Selma.. Timur.. iyi adam. Sen de.. iyi kadınsın. Siz de iyi.. Eş.. olursunuz.. " nasihat vermeye çalışıyordu Hasan. İkisinin mutlu olması için elinden geleni yapmaya hazırdı.
"Ama Hasan nasıl yapacağız ki? O başkasına aşık, gönlü başkasından." Hasan göz devirecek gibi oldu. Bu kız hiç laftan anlamıyordu. "Sevseydi.. imza.. atmazdı Selma. " istemsiz hak verdi Selma.
"Haklısın ama tereddüt ediyorum işte. Of Hasan biz sizin gibi değiliz ki, siz de saru abim aşık oldu ilk önce de sen sadece karşılık verdin. " Hasan uzakta Timur'a vura vura balık tutan kocasına gülümseyerek baktı.
"Sevgi... hissedilir."
Sevgi hissedilirdi, söylenmezdi.
🕊💜🌟💜🕊
Bölüm nasıldı???
Sizi seviyorum ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nazende sevdiğim
General FictionKupkuru dudaklarım, dudaklarına susadı... "Benim eşim dilsiz, ama onun dilini ancak ben bilirim. " Mpreg