Sevgili okuyucularım beğeni ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Sizlerden gelen her türlü yapıcı eleştiriye açığım kendimi bu süreçte sizinle geliştiriyorum. Kitabım final olup düzenlemeye aldığımda sizin yorum öneri ve yapıcı eleştirileriniz ile yol haritamı oluşturacağım. İlk bölümlerime şöyle bir baktım da kendimi baya geliştirdiğimi fark ettim umarım sizde bu şekilde düşünüyorsunuzdur.
İyi okumalar diliyorum. Emeklerimin karşılığını bekliyorum canlarım.. :)
Hanne Neva:
Evet onlar ile bir gün karşılaşacaktım ama o günün bu gün olduğunu tahmin etmezdim. Armani bana onların Palermo da olduklarını söylediği andan bu yana kendimi onları görmek zorunda olduğuma ikna etmiştim ama bu kadar çabuk olamazdı.
Karşımda duran insanlar ne de yabancı olmuşlardı bana. Yüzlerine baktığımda sanki bana ait değillermiş gibi. Ne diyecektim ya da onlar bana ne diyecekti. Anlamsız gelmeye başlamıştı her şey bir anlığına.
''Hanne kızım.'' Kollarını bana şefkatle açan bu adamda kimdi. Babam mı? Neredeydin baba ben o evde onca acıyı çekerken.
''Kızım seni çok özledim.'' Özlemek? baba sen özlemek nedir bilmezsin ki. İnsan sevdiğini özler değer verdiğini özler. Ben senin bana değer verdiğini hiç hissetmedim ki nasıl özleyebilirsin beni.
''Evlenmişsin kızım... Iıı Görüyorum ki hamilesin de... Dede olacağım...'' Sen baba olmayı hak ettin mi de benim çocuklarıma dede olacaksın. Babamın sözleri ile kollarımı karnıma sardım. Bebeklerimi korumak istercesine.
''Kızım bir şey söyle.'' Ne söyleyeyim baba. Ben buraya gelmeden önce tek amacım tek isteğim vardı o da sizi gururlandırmak peki ne uğruna? Ailem tarafından sevilmek, kabul edilmek uğruna.
''Ne yapmışlar bu kıza böyle dut yemiş bülbül olmuş.'' Dedi sevgili üvey annem.
Sahi karşılarında öylece kalakalmıştım. Ne yapacağını bilememek ne acı bir durum. İnsan ister ki onca zaman göremediği ailesine koşarak sarılsın ama bak bunu bile yapmaktan aciz hale getirdiler beni. Onların bana yaşattığı bu acziyet karşısında öfkelenmiştim. Herkes kadar normal olmayı hiç hak etmemiş miydim.
''Sus be kadın sus şaşırdı benim kızım sadece. Damat bey sürpriz olsun istemiş belli'' Ne sürpriz ama. Armani ye kaydı gözlerim masanın baş köşesine oturmuş sadece izliyordu bizi. Gözlerinin içine bakmaya başladım. Neden diye sormak istedim ama ne hareket etmeye ne de konuşmaya halim vardı.
Gerçeklik algımı kaybetmiş gibiydim. Hayatım film şeridi gibi gözlerimin önünden geçmeye başladı. Ankara nın ücra bir mahallesinde başlayan hayatım İtalya nın ortasında tüm cümbüşü ile devam ediyordu. Deliriyormuş gibi hissetmem normal mi.
''Kız Hanne bir el de öpmedin. Evlenmiş üstüne hamile kalmışsın. Ne de çabuk unuttun adetlerimizi bu gavur ellerinde insan kocasını takar koluna el öpmeye gelirdi.'' Melek hanımın ağzının suları akarken bu hayata ben tiksinerek baktım.
''Melek...!!'' Babam Melek denen o kadının elini uyarıcı şekilde sıkarken artık konuşmam gerektiğini hissetmişti. Derin bir nefes alıp Armani nin gözlerine gözlerimi sabitleyerek.
''Kusura bakmayın. Biraz başım kalabalıktı. İlk önce bir gecede defalarca tecavüze uğradım. Hoş bu yabancı olduğum bir şey değil öyle değil mi Fırat.... Sinir krizleri geçirdim. Tecavüz sonrası hamile kaldım. Kocamı vurdum bana tecavüz ettiği için ama öldüremedim. Sevgili kayın validem yattığı yer nur olsun oğlunu vurduğum için peşime düşen İtalyan mafyasından beni daha doğrusu torunlarını korumak için farklı bir ülkeye postaladı sonra..... Bir grup Mısırlı iş insanının ölümüne şahit oldum. Restoran patladı. Tabi onun öncesinde sevgili kocam beni tehdit etmek için gözlerimin önünde birini vurdu sonra evimize tehdit mesajları geldi. Anlayacağınız başımız baya kalabalıktı. Ama iyi oldu sizin geldiğiniz. Hoş geldiniz ne de özlemişim sizi.'' Babam şok olmuş bir şekilde önce Armani ye baktı ardından bana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Bir Umut (İtalyan)
Ficção Geral+18 Cinsellik ve şiddet söylemleri vardır. Küfür ve argo kelimler yer alır. Okuyucularımın dikkatine. "Son Bir Umut" Palermo' nun gizemli sokaklarında, acımasız bir İtalyan mafya lideri, gücü ve zenginliğiyle korku salar. Ancak, kalbinin derinlikl...