1#Mektuplar

497 73 25
                                        

(Çok mektup var arkadaşlar 3 yıl ilk birkaçını yazacağım lakin kalanları yazdığım bölümlerin altına bağımsız olarak ekleyeceğim. )

29 Ağustos 1353

"Karen!" Rebecca koşarak kızının odasına daldı. Son haftaları büyük bir telaş korkunç bir yorgunluk içerisinde geçmişti ki Roberti o ipin ucundan almışlardı. Kadın büyük bir memnuniyet içerisindeydi lakin kızının ona defalarca açıklamış olmasına rağmen tedirginliği dinmemiş Karen telaş içerisinde kale içinde dolaşmaya devam etmişti. Rebecca onu Roberti beklemeden alıp kaleye getirmişti. Kızının Caledonia Sinclair ve Maeve Ferguson'un yanında olmasını istemiyordu. Ona karşı nazik olsalarda laf çarpıtıp kızını kırmalarına izin veremezdi.

"Ne var anne?" Karen kalkıp annesinin keyifli yüzüne baktı.

"Bak ağabeyinden sana Mektuplar var!" Rebecca sırıttı.

"Tanrım! Gerçekten mi? Dönmüş mü? Ah Tanrım!" Karen sevinç çığlığı ile yatakta dönüp annesinin boynuna atıldı. Biraz ağlayıp biraz gülerek mektupları alıp üzerine öpücükler kondurduktan sonra derhal açıp içine baktı.

"Ne yazmış?" Rebecca göz ucuyla kağıda baktı.

"Güzelime,

En kısa sürede seni görmek dileğindeyim Karen... O Rebecca ya da söyle en kısa zamanda buraya gelinde güzel bir tavşan kıçı yiyeyim tabii kıçını Rebecca ya yedireceğim. En lezzetli yeri nede olsa... "

Karen kahkaha atarak annesine baktı.

"Tavşanın kıçıymış..." Rebecca kaş çatı suratını ekşittikten sonra odadan çıkmaya koyuldu.

"Gideceğiz değil mi?" Karen cıvıldadı.

"Hazırlan kahvaltıya in Karen hadi..." Rebecca yanaklarında ki havayı üfleyip başını iki yana sallayarak odadan çıktı.

"Elbet gideceğiz" Karen yeniden mektubu öpüp kenara koydu ardından diğerini eline aldı. Genç kız üzerinde yazan adını gördüğünde yerinde yaylanarak hevesle mektubu açtı lakin gözüne çarpan yazıyı fark ettiğinde nefesini tutarak kağıdı göğsüne bastırdı. Tanrım! Bu yazıyı tanıyordu Karen... Bir anda ruh hali değişmiş farklı bir mutluluğun içine düşmüş olsa da buna çok büyük bir heyecan ve biraz da korku katılmıştı ki annesi mektupları açadabilirdi.

"Leydim,

Tarafınıza vermiş olduğum rahatsızlık yinelediğim bu mektubum ile arttı bilincindeyim lakin belirtmeliyim ki güzelliğinizi görüpde hafızasından çıkarabilek bir adam değilmişim son bir ayda bunun farkına vardım. Deli cesaretimi bağışlayın... Tabiplikten başka önünüze sunabileceği birşeyi olmayan olsa bile karşınıza çıkabilecek cesareti bedeninde bulamayan bir ahmağım. Aileniz tarafından kabul göreceğimi de sanmam ki bu konuda ağabeyinizden ziyadesi ile korkmaktayım.

Ne olur cüretini mazur görün ve bana yaptığım densizlikleri sonlandırabilmek için bir neden sunun. Söz veriyorum ki gerekçeniz ile birlikte bir daha asla rahatsız edilmeyeceksiniz tek ricam mektubumu gizli tutmanız.

Belirttiğim adrese Miller adı altında bir cevap yollamanızı ümit etmekteyim.

Sevgilerimle..."

Karen olduğu yerde birkaç kez dönüp mektubu katlayarak çekmecesi deki defterin arasına sıkıştırıp içinde dört nala koşan kalbi ile dolabına yöneldi. Ne yapacaktı bir fikri yoktu lakin bir müddet düşünmesi gerekmekteydi. Sakince kahvaltı edip karar verecekti...

---
5 Eylül 1352

Noah Chisholmlu hekim arkadaşı Millere kendi adı ile Mcdonald dan gelen bir mektup olursa şayet kendisine göndermesini yazmış, henüz Mcdonalda iken yollamıştı. Günlerdir içi içini yiyordu genç adamın ki şu dakika uşağın önüne koyduğu mektup ile birlikte daha bir yer olmuştu. Açmalı mıydı? Yoksa açmayıp öylece bırakmalımıydı lakin bu defa Milleri zan altında bırakırdı ki kız gidip Roberte söylerse adamı haşat ederlerdi.

LİMON ÇİÇEĞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin