Karen bir müddet rahatsızlanan annesi ile ilgilenmiş akşam yemeğini onunla birlikte odada yemişti. Annesi öldürücü bir sessizlik ile hareket etmekteydi her ne kadar iyi olduğunu söylese ve duyduğu hiçbir şeyden ona bahsetmemiş olsa da Karen duymuştu bir kere... Genç kız odasına ağır adımlarla ilerlerken kafası allak bullaktı. Görünen o ki annesi hayatı boyunca önünde bir tercih sebebi olarak sunulacaktı lakin böyle bir şey mümkün değildi. Odanın kapısını açıp kanepede önünde dolu bir kadeh ve testi ile oturan kocasını gördüğünde yavaşça kapatarak yanına doğru ilerledi ve oturdu.
"Karen..." Noah iç çekerek kadına bakıp elini tuttu. "Tüm bu tatsızlıkların orta yerinde kalman hoşuma gitmiyor."
"Ama öyleyim..." Karen omuz silkti. "Bir şey sorabilir miyim?"
"Evet." Noah dönüp kadının gözlerine baktı.
"Annem ile görüşmemi istemiyor musun?" Genç kız iç geçirdi.
"Bu elimde olan birşey değilmiş gibi..."
"Lakin olsaydı istemeyecektin."
"Sanırım." Noah kaş çattı. "Ben daha fazla huzursuzluk istemiyorum Karen."
"Huzursuzluk çıkartmak gibi bir niyetimiz yok Noah."
"Bunu yapan sen değilsin hayır." Noah hızla başını salladı.
"Hayır bunu yapan benim bir parçam... Senin görmek istemediğin yanım." Karen yanan şömineye baktı. "Yarın dönecekler."
"ve?"
"ve bende onlarla döneceğim Noah... Annem rahatsız bir müddet yanında kalmak istiyorum." Karen dudak büktü.
"Geldi... Ortalığı karıştırdı ve şimdi rahatsızlık bahanesiyle seni alıp götürüyor öyle mi?" Genç adam dilini şaklattı.
"Hayır ben gitmek istiyorum." Karen dudaklarını birbirine bastırdı.
"Ne demek gitmek istiyorum."
"Burada kabul görmüyorum Noah!" Genç kız zorla yutkundu.
"Öyle şey olur mu hiç çiçeğim ne demek kabul görmemek... Herkesin seni ne denli sevdiğini farketmiyor musun?" Genç adam kanepede kayıp karısının yüzünü avcu arasına aldı.
"Beni ben olarak kabul ediyor musun? Hiç sanmıyorum. Sen yalnızca Karen Ferguson'u kabul ettin lakin ben Ferguson olmadan evvel bir McDonalddım Noah... Rebeccanın kızı Karen'dim ve şimdi görüyorum ki sen içinden yalnızca Karen'i çekip almışsın."
"Bunun bir sebebi var..." Noah kadının yanaklarını okşadı.
"Geçerli nedenlerin beni hiçbir vakit memnun etmeyecek. Annem benim için bir tercih değil." Genç kız elini kocasınınkinin üzerine koyup okşadı. "Seni çok seviyorum... Fakat eğer dileğin seni sevmeye devam ederken kalbimin yarısını söküp atmamsa o yarısı annem olmayacak."
Noah geri çekilip kaş çattı. "Benden vaz geçeceksin..."
"Sen beni olduğum gibi kabul edene dek..." Karen iç geçirdi. "Yarın eve döneceğim Noah ve senden ricam beni almak için geldiğin vakit herşeyimle kabul ederek alman. Senden anneme sevgi beslemeni istemiyorum. Lakin saygı duymak zorundasın ve yalnızca sen değil tüm ailen."
Genç adam bir müddet gözlerini kırpıştırıp ayağa kalktı. "Beni bırakıp gideceksin... Böyle kolay... Basit bir şekilde..."
"Basit olacağını söylemedim zira bunu istemiyorum lakin mecburum." Karen iç geçirdi. "Senin beni bırakmayacağını ummaktan başka bir seçeneğim yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİMON ÇİÇEĞİM
Tarihi KurguÇILGINLAR GİBİ SEVİP DE GÖZÜNÜN UCUNA YANSITMAYAN BİR ADAM, TERTEMİZ DUYGULARININ KURBANI OLAN, HAYAL KIRIKLIĞININ BÜYÜĞÜNÜ YAŞAYAN DÜNYA TATLISI BİR KIZ... DÜNYAYI ALTINA ÜSTÜNE GETİRİP DE İKİ GENCE BİR TÜRLÜ YARDIM EDEMEYEN BİR KALE DOLUSU MANYA...