(Geçmiş olsun... Korkunç bir sabaha uyandık umarım herkes iyidir)
13 Nisan 1357
Ferguson Toprakları Maeve ve Adelard'ın ikinci düğünü {Kaderim Sensin son bölüm den genişletilmiş alıntı)Noah sabah Kareni gördüğü andan itibaren titremeye başlamış bir türlü dinmemişti. Kaç ay olmuştu onu son gördüğünden beri? Sanıyordu ki beş e yakındı. Noah bu sürede Sinclaire gitmiş hatta Ian sayesinde Robertle bile arasını düzeltmişti lakin Kareni göstermemişlerdi ona. Tabii bu kasıtlı yapılmış birşey değildi. Her gittiğinde haber etmişti Ian kaleye lakin birkaç keresinde Rebecca gelmiş Karenin rahatsız olduğunu söylemişti. Noah biliyordu onun rahatsız olmadığını lakin son mektubuna cevap vermediğinden kendini çektiğini de farkındaydı. Jenna yı sıkı takipteydi Noah en ufak rahatsızlığında hep yanındaydı. İskoçya da ki en iyi iki ebe ile takiptelerdi ki Isobel de bir ebeydi ve son bir aydır Callie ile gece gündüz Jenna ın yanındaydılar. Karen dilese gelirdi ki Robertte Rebecca da Callie de sesini çıkartmıyordu. Lakin konusunu da açmıyorlardı. Noah derin bir nefes çekip. Şapelin kapısını incelemeye koyuldu. Daha ne kadar dayanacaktı genç adam? Gecelerce aynı mektupları okumaktan kör olmuştu gözleri. Bazı geceler oturup uzun uzun yazıyordu lakin göndermeye yüzü yoktu. Maeve ve babasının gelmesi ile heyecan içinde kapının açılmasını beklemeye koyuldu. Ardına dönemiyordu belki ama önünü döndüğünde bakacağı yer şaşmayacaktı. Onu da yasak edemezdi ya. Göz onun gözüydü kadın yüz yaşına dek tepinse de onun kadınıydı.
Karen en arka sıraya yerleşmiş kimse onu göremediğinden gözlerini Noah'ın sırtına sabitlemişti. Adamı gördüğünde hala içi titriyor bir tuhaf oluyordu. Yüzüne alışabilmek için bir portresini çizmiş odasının köşesine dikmişti. Çatık kaşlı gözlerini yattığı yastıklardan birine işlemiş yanına koymuştu. Annesi ve Jenna çok gülüyordu bu yaptığına lakin ses etmiyorlardı. Kızmıyorlardıda. Karen her sabah mektup tepsisini kontrol ediyordu ama beş aydır yoktu. Genç kız en azından minik bir özür mektubu beklemişti. Onu da yapmasa kendisine bir hoşçakal diyebilirdi. Bunca yılın hatırı da yok muydu? Karen içindekileri bitirmek için çok çabalasa da başaramamıştı çünkü bitsin istemiyordu. Zaten de ona bitireceğini değil rahatsızlık vermeyeceğini yazmıştı... Genç kız elbisesinin eteklerini düzelterek elini göğüs bölmesine koydu. Karen onu sevmekten vazgeçmemişti evet. Geçmeyecekti de lakin yıllarca kendini kapatmış onun dilediği gibi hareket etmişti yine de Rebeccanın kızı demişti ona adam. Kendince annesi üzerinden hakaret etmişti. Bilmediği şey ise karen gurur duyuyordu o laftan ve evet o Rebeccanın kızıydı. Annesi dilediğini giymesine müsaade ediyordu. Ağabeyi de karışmıyordu. Karen de giymişti. Elbet yabancı bir adam ile görüşmemiş yahut kalabalığa girmek zorundaysa Noah'ın istediği kadın olmuştu lakin bu gün o buradaydı ve Karen dilediği gibi giyinebilirdi. Çok açık olmasada yakası kare bir elbise diktirmiş kırmızı boyasını iki kat dudaklarına çekmişti genç kız. Üç yıl boyunca herşeyiyle her hareketi ile tabibinin dilediği gibi olmuştu ve eline geçen koca bir hiçti. Hem bu hali ile görüp sevmemişmiydi onu? Sevecekse böyle sevsindi. Rebeccanın kızı Karen Mcdonald olarak! Genç kız nedimeler için kapı yeniden açıldığında Callie Fiona ve Moriganın birden hızlıca arkasına geçmeleri ve onu iteklemeleriyle ne yapacağını şaşırarak en önde yürümeye koyuldu ardından ne diye çekindiğin düşünerek başını kaldırıp sırtını dikleştirdi ve kendisine kaş çatarak bakan adamın gözlerine dönerek yürümeye koyuldu. Her ne kadar resmine bol bol baksada hala tuhaftı. Karen onu kel gözlüklü bir parça daha farklı hayal etmişti hep. Şu an karşısında dikilen adam çok farklı ve tüm sert ifadesine rağmen çok yakışıklıydı. Tabii o sakallar için aynı şeyi söyleyemeyecekti. Her daim derli toplu görmüştü onu Karen önünden sallanan bir parça bukleyi gördüğünde ve adam kendisine elbisesini işaret ettiğinde başını hafifçe yana yatırıp tek kaşını hafifçe kaldırdı. Gülmemek için çaba sarf ederek nedime sırasına doğru yürüdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİMON ÇİÇEĞİM
Historical FictionÇILGINLAR GİBİ SEVİP DE GÖZÜNÜN UCUNA YANSITMAYAN BİR ADAM, TERTEMİZ DUYGULARININ KURBANI OLAN, HAYAL KIRIKLIĞININ BÜYÜĞÜNÜ YAŞAYAN DÜNYA TATLISI BİR KIZ... DÜNYAYI ALTINA ÜSTÜNE GETİRİP DE İKİ GENCE BİR TÜRLÜ YARDIM EDEMEYEN BİR KALE DOLUSU MANYA...