Rebecca tuvalet ihtiyacı bahanesiyle kadınların arasından sıyrılıp Karenin odasına doğru ilerlemeye koyuldu. Tanrı biliyor ya yapmacık ilgileri içinde bireylerin onu gittikçe daha çok kemirmesine neden olmaktaydı. Durma niyetinde de değildi. Kızını kontrol etmişti ve şu dakika keyfi bir hayli yerinde görünmekteydi lakin bunun bir öncesi vardı. Yaşlı kadın Noah Ferguson'u ağır ağır yürürken görmüştü. Adam hasta görünmese de bir şey olduğu su götürmezdi.
Rebecca odaya giden koridoru döndüğünde kayıtsız bir ifade ile ilerlemekteydi. Damadının orada olmasını ümit ediyordu. Uzun koridorda sağa sola bakınarak ilerledi ve sona geldiğinde bir an tereddüt etse de kapıyı yavaşça tıklattı. İçeriden ses gelmediğinde ikinci kez lakin biraz daha kuvvetle vurup bekledi. Açan kimse olmadığında ise kapıyı aralayıp içeri baktı.
"Lord Ferguson?" Rebecca ses gelmemesi üzerine içeri girip etrafa bakındı. Kızı pek bir hevesle döşemişti bu odayı her ne kadar ona hitap etmese ve gereğinden fazla sade olsa da mektupların aldıkları karar bu yöndeydi. Rebecca ise düşündükçe akıl sır erdiremiyordu. Kadın odanın tamamen boş olduğu kanısına vardığında yavaş adımlarla etrafta gezindi. Ardından Karen'in kendisi için hazırlanan alanına doğru gidip kendince gülümsedi. Tam da kızından beklenecek bir dağınıklık hali odaya hüküm sürmekteydi. Rebecca boyaları toplaması ardından yere atılan kilti kaldırıp dolabın açık kapaklarını örtmeye koyuldu ve geceliklerin altında katlı duran gelinlik kumaşını gördüğünde eğilip elbiseyi çekip kaldırdı ve kollarındaki kırmızı lekelere bir müddet bakt. Ağır elbiseyi evirip çevirdikten sonra yerine koyacaktı ki Karenin o gün bunu çıkartmamak için fazlaca direndiği fakat tam çıkartacağı esnada bunu yaptığı aklına geldiğinde elbisenin iç astarını dışa getirip yeniden inceledi. Son olarak kollarını dışarı doğru çıkarttığında içerdeki bariz kan lekelerinin farkına vardığında elbiseyi kucaklayarak odadan çıkmak için harekete geçti lakin kapının aniden açılması ile olduğu yerde durmak durumunda kaldı.
Noah kendisine bir küvet hazırlamalarını söylemek için odadan çıkmıştı sanıyordu ki sıcak su bedenine iyi gelecekti. Genç adam ona ne olduğu fark edilmeden önce toparlansa iyi ederdi. Kendi kendine gülerek koridoru geçtikten sonra odanın kapısını açtı ve orta yerde dikilen kadını gördüğünde kadını baştan aşağı süzdü.
"Bir günde kırk yıl yaşlandın mı Karen..."
"Kareni bilmem lakin benim bir on yıl daha ileri gittiğim su götürmez Lord Ferguson!" Rebecca kaşlarını çattı.
"Ah, söyleyin öyleyse bir on yıl daha ileri gitmeniz için ne gerekiyorsa yapayım." Noah gözlerini devirdi. "Lakin ondan önce odamda ne aradığınızı da bilmem gerekiyor." Genç adam kadının elinde tuttuğu elbiseye bir müddet bakması ardından ağır adımlarla yürüyüp kanepenin arkalığına oturdu.
"Bende tam sizinle konuşmak için gelmiştim lakin düzeltmeme izin verin burası kızımın odası. Doğrusu bir oturma alanı size ait olan kısım üst katta."
"Oradan inmediğinizi var sayacağım öyleyse..."
"Keşke o denli ilgi alanıma giriyor olsaydınız lakin tebrikler az evvel girdiniz!" Rebecca oğlana doğru yürüyüp karşısına dikildi.
"Buraya canınız her dilediğinde gelip her yere girip çıkacak mısınız?" Noah olabildiğince sakin davranmaya kararlıydı.
"Karenin de dediği gibi burası kızımın da evi..." Rebecca dudak büktü. "Yine de hoşlandığım bir yer değil. Uzun kalmak niyetinde değilim."
"Şüphesiz bu ev kızınıza ait ve belirtmeliyim ki kalmama kararınız beni hiç üzmedi..." Noah derin bir nefes çekti. "İzin verirseniz banyo yapmak niyetindeyim."
"Pek tabii müsaade edeceğim lakin öncesinde-"
"Öyleyse çıkın dışarı!" Noah kaş çattı.
"Pek tabii... Lakin önce hesabını vermeniz gereken birkaç sorum olacak." Rebecca kızarmaya başlayan oğlanın gözlerinini derinliklerine baktı.
"Sabır..." Noah sağa sola bakındı. "Ne hesabı verecekmişim ben size?"
"Kızıma ne yaptınız düğün günü?" Rebecca derin bir nefes çekti.
"Yaşadığımız tüm tatsızlıkların sebebi mi soruyor bana bunu?" Noah dişlerini sıktı.
"Sebep ben değil sizmişsiniz gibi..." Rebecca elbisenin kollarını gösterdi. "Kızıma ne çeşit bir zarar verdiniz... Gelinliği içinde mi hırpaladınız onu."
Noah yutkunarak duraksadı. "Fevrice hareketimin hesabını karıma ziyadesiyle verdim ve vermekteyim."
"Yaptınız!" Rebecca ateş saçan gözlerle bir adım daha yaklaştı. "Bukonunun üzerini öylece kapatacağımı sanıyorsunuz!"
"Her zamanki gibi..." Noah güldü. "Tatsızlık çıkartmak niyetindesiniz lakin size tavsiyem yapmayın."
"Tatsızlık çıkmasın dileğindeyseniz şayet şu yaptığınızın bir daha tekrarlanmayacağı teminatını almak zorundayım. Tekrarlanırsa şayet-"
"Ne olur!" Noah doğruldu.
"Kızımı çeker alırım bu kaleden!" Rebecca başını kaldırıp kendisine diklenen oğlana baktı.
"Karen ile yaşamak zorunda kaldığımız her şeyin sorumlusu sizsiniz. Kendi kızınıza yapılabilecek en kötü şeyi yapmak ile kalmayıp benim kardeşimi bırakmış olduğunuz zor durumun bir affı olacağını sanıyorsanız yanılıyorsunuz! Nasıl yaptınız?"
Rebecca dudaklarını sıktı. "Siz ne anlarsınız benim neyi ne için yaptığımı! Lafı ustalıkla çevirmeyin Lord Ferguson ben Karen değilim. Kızımı bu rezaletten ne yaparak döndürdünüz bilemiyorum lakin tek başına kimsesiz bir kadını gelin etmediğinizi size hatırlatmak vazifemdir. Dua edin bu kanın hesabını istemeyeyim!"
"Karenin başına gelen en büyük rezalet sizmişsiniz gibi!" Noah nefesini tuttu. "Çıkın odadan!"
"Bana bak çocuk!" Rebecca öne atılıp oğlanın kolunu tutup sarstı. "Ağzının ayarını topla-"
"Toplamazsam ne olur?" Noah eğilip yüzünü kadın ile aynı hizaya getirmesi ardından kolunu çekti. "Ne yaparsın Rebecca? Bizi başka bir rezaletin içine mi sürüklersin... Ailemi aptalca oyunlarından birinin daha mı içine çekersin!"
"Kızıma zarar vermeyeceksin beni anlıyor musun! Tek bir hareketini duyayım tek bir yanlışını göreyim şuradaki bir damlanın karşılığı Fergusonun yerle bir olması ile sonuçlanır!"
"Karıma yaklaşmayacaksın Rebecca! Benim müsaadem olmadan kafana göre buraya gelip huzur bozmayacaksın beni anlıyor musun! Ona zarar verecek tek kelime çıkmayacak o ağzından!"
"B-benim kızımı benden mi sakınacaksın!"
"Hiç çekinmeden!"
Rebecca gözlerini iri iri açarak geri adım attı ve hızla odadan çıktı.
Noah burnundan soluyarak kanepenin arkalığına sertçe vurdu ardından havaya birkaç küfür savurduktan sonra yüzünü ovalayarak odadan çıktı. Gidip Roberti görmeli ve yaşananlardan ona bahsetmeliydi.
---
Bana bir şey oldu yazamıyorum... Ufak ufak gideceğim mecburen uzun tutmaya çalıştıkça daha çok yazamaz hale geliyorum. şunun şurasında yazacağım kafamı toplasam iki bölüm yapamıyorum... Her neyse bütün değil de böyle minik minik yazayım bari belki toparlarım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİMON ÇİÇEĞİM
Ficción históricaÇILGINLAR GİBİ SEVİP DE GÖZÜNÜN UCUNA YANSITMAYAN BİR ADAM, TERTEMİZ DUYGULARININ KURBANI OLAN, HAYAL KIRIKLIĞININ BÜYÜĞÜNÜ YAŞAYAN DÜNYA TATLISI BİR KIZ... DÜNYAYI ALTINA ÜSTÜNE GETİRİP DE İKİ GENCE BİR TÜRLÜ YARDIM EDEMEYEN BİR KALE DOLUSU MANYA...