44 Gel demeyecek misin?

402 58 21
                                    

4 Ay Sonra

Mcdonald Liman Kalesi

Karen

Gözümü açtığımda saat dokuzu bulmuştu. Nereye gidersem gideyim yatak son üç aydır olduğu gibi vücudumun her yerine batıyor beni sıktıkça sıkmaya devam ediyordu. Bir müddet odada tam karşımdaki duvarda asılı Wilsondan meşur elmalı tabloyu seyretmem ardından kendi kendime sırıttım Lord Ferguson nefret ediyordu bu tablolardan aklıma şu an bulunmam gereken oda şovalyem ve son yaptığım resim geldiğinde derin bir nefes alarak sağdan sola dönme ihtiyacı hissettim. Ceviz den koymalı tek çekmeceli komodin üzerinde duran geceden kalma bir kurabiye ve yanıbaşında duran yarım bardak sütü mutlulukla karşılarken ne denli acıktığımın farkına varmam elbet uzun sürmedi. Son zamanlarda biraz fazladan uyuyor çokça yoruluyordum ve beni memnun eden tek şey elbet yemekti. Bu alışılagelmedik durum karşısında iç çekerken karnımda hissettiğim tuhaf bağırsak hareketi ile irkilerek sırt üstü uzanıp gözlerimi kapattım aynı hareket birkez daha vuku bulduğunda ise yataktan fırlamam öylesine hızlıydı ki kenar direklerin tutunmasam düşmem de elbet muhtemeldi. Bir müddet sağa sola yürümem ardından ayna karşısına geçip üzerimdeki geceliği sıyırdım ve hafifçe yan dönüp karşımdaki manzaraya bakarak iç geçirdim. Bedenimdeki minik kıpırtı kendime bakmam ile tekrarladığında ise elim karnımda minik bir sevinç göz yaşı ise derhal yanağımda kendini gösterdi elbet. Evet hamileydim ve evet bunu benden başka bilen yoktu. Bedenim çok zayıf olduğundan elbise altından seçilemeyecek minik bir çıkıntı peyda olmuştu yalnızca. Saklamak olmaması gereken bir hata idi lakin açık ettiğim an kocam olacak o huysuz adamın da kapıma dayanması ve beni götürmesiyle sonuçlanırdı. Bunca zamandır ne yüzünü gördüğüm ne sesini duyduğum adamın zorla yanına gitmeye ise hiç niyetim yoktu. Kendi kendime göz devirirken Pekâlâ en fazla bir ay içerisinde daha fazla saklayamayacağımdan dönmek zorunda kalacağımın bilincindeydim. Derin bir iç çekiş ardından bir müddet daha kendimi seyrettim ve aniden kapının açılması ile geceliği indirip ardıma döndüm. Anne... Her sabah olduğu gibi odaya dalma konusunda büyük bir başarı sergilemiş şu dakika üzerime göz süzüp mavilerini gözlerime dikmişti.

"Hadi Karen kahvaltı edeceğiz. Sinclair burada Leydi Caledonia kendinden evvel sipariş yollamış taze çörek istiyormuş..." 

Kaşlarım muzipçe havalandı. Annem ise ise bir müddet duraksaması ardından kendi kendine kafa salladı. "İyice aşçı bellediler beni."

"Yemeklerini seviyorlar anne... Görünen o ki Nora da seviyor ve Jenna dan duyduğum kadarıyla Robert seni alıkoymaya niyetlenmiş."

"Git artık evine Karen!"

Bir anda durgunlaşan anneme  kıkırdayarak karşılık verdim. "Keyfim yerinde..."

"Görebiliyorum..."

Gülümsemeye devam edip valizden pembe göğüs altından büzgülü rahat bir elbise çıkardım. "Giyinip geliyorum..."

"S-sen ne istiyorsun kızım ne yapayım sana?"

"Herşeyden, çok çok a-cık-tım..." Son söylediğim kelime ile gülümsemem ağır ağır silinirken neyseki annem odadan çıkmış neşem yerini üzerime çöken ağırlığa bırakmıştı. Elbiseyi çabucak üzerime geçirip şifon yere oturdum ve saçlarımı taramak için uğraş vermeye koyuldum bu esnada ayna dibinde duran bir deste kağıt elbet gözüm önündeydi. Sevgili kocam ile aramızdaki tek iletişimde... Dilimi şaklatıp başımı iki yana sallarken ziyadesiyle konuştuğumuzu düşünmekteydim... Yaklaşık haftada bir gelen tek cümle yetiyordu bana

"Hala gel demeyecek misin Limon ÇİÇEĞİM?"

"Demeyeceğim" diye mızmızlandım onu aşkın kağıda bakarken... "Ya sen Noah? Ben söylemeden gelmeyecek misin?" diye devam ettim. Bu iş artık gurur meselesini aşmış korkunç bir inatlaşmaya dönüşmüştü. Kimseninde umurunda değildi. Arada karşıma geçip gitmemi söylüyorlardı lakin kimse zorlamıyordu. Bu süreç içerisinde elbet kayınvalidemi görmüştüm gelmemi çok istediğini beni ne kadar özlediğini çok kez dillendirmiş yinede her cümlesinin sonu 'sen nasıl istersen kızım" ile bitmekten geri durmamıştı. Maeve den duyduğum kadarıyla Noah odadan çıkmıyordu. Göle minik bir sandal çekmiş gündüzleri ağır hastalara odamızda bakacak kadar da ileri gitmişti üstelik. Bu işin kazananı şüphesiz kendisi olacaktı lakin o vakitte benden çekeceği çoktu. Kapının tıklatılması ile yeniden arkama döndüm ve Jenna'nın pek sevimli kahyası Marry usul usul odaya girerek elindeki mektubu sevecenlikle bana uzattı.

LİMON ÇİÇEĞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin