"Vurma yüzüne o kısım bize lazım!" Ian Connor'a el etti.
Noah Ian'a gözlerini kırpıştırarak baktı. Daha ne yapacaktı... Dikilmiş uslu uslu dayağını da bir güzel yemişti. Derin bir iç çekerek gidip Robertin onünde dizleri üzerinde oturup ellerini ardından bağladı. "Özür dilerim ağabey"
Robert önce şöyle bir doğrulup ellerini ovaladıysa da geri uzandı. Eliyle gitmesi için işaret etti.
"Vur Robert benden sana tam yetki bak sen iyi vur diye ben ellemedim" Briam kaş çatarak oğluna baktı.
Robert güldü. Parmağını Iana uzatıp gözlerini kıstı. "Gücenmiş mi dedin?"
"Çok" Ian dilini şaklattı.
"İyi." Robert oğlana dönüp elini omzuna sertçe koydu. "Karen öyle kolay kolay gücenmez Noah bunu başarabildiğin için seni tebrik ederim... Yalnız..." Robert yeniden güldü. "Takınacağı tavır için şimdiden sana kolay gelsin kardeşim. Vurup vurup da yormayın adamı boşuna... Kaybetmiştir şimdi Karen kalbini bırakın bu bok herif enerjisini aramak için harcasın. E, ölüye de tekme atılmaz dimi ama..."
"Vursaydı daha iyiydi..." Adelard başını iki yana salladı.
Liamh kafasını kaşıdı. "Kayıp mı etmiş dedin?"
"Ya..." Robert dudak büktü.
Noah yere oturup yüzünü ovaladı. "Ben bok etmedim dayı... Bok yoluna düştüm yüzüyorum."
"E, tam da senden bekleneceği gibi" Connor güldü.
"Bulalım mı leydinin kalbini Liamh?" Brian perişan görünen oğlana baktı.
"Bulalım Brian... Canımız sıkılıyordu zaten." Liamh ellerini ovaladı.
"Afedersiniz de suçlu aramıyorsunuz. Ortada düzeltilecek bir durum da yok ki düzeltesiniz..." Adelard adamlara gözlerini devirdi.
"Rose beni on yıl sonra affetti Liamh... Bir kadın affetmek istemiyorsa etmez." William iç geçirdi. Ellerini önünde birleştirmiş gerçekten düşünen Liamha dikkat kesildiğinde ise güldü. "İyice işsiz kaldı bu adam..."
Noah yerden kalkıp gidip sandalyeye oturarak dudaklarını birbirine bastırdı. "Amcam haklı... Bırakın ne halim varsa göreyim... Sevmiyor da beni artık... Nefret de ediyor... B-baştan başlamanın bile fayda etmeyeceğini söylüyor."
Adelard burnunu çekti. "Yazık sana Noah..."
"Ama baştan başlamayalım da demiyor?" Ian Liamh'a baktı.
"Tavlayalım kızı..." Connor ellerini beline koydu.
"Siktir git Connor sana ne oluyor!" Noah kuzenine kaş çattı.
"Salak bu!" Adelard dayanamayıp gidip Noah'ın kafasına vurdu.
"P-peki nasıl tavlayalım." Noah dudaklarını kemirdi.
Liamh biraz eğlence istiyordu ya tam vaktiymiş gibiydi. Onca yaşadıklarından sonra biraz gülüp eğlenmek iyi gelecekti. Kaşlarını kaldırarak konuştu. "Connor, Adelard. Siz ikiniz şu kalasa biraz çapkınlık dersi vereceksiniz. Ian, sende odunu yontup biraz kıvrım katacaksın şöyle bakmayı yürümeyi göster."
Robert elini dizine vurup kahkaha attı. "Ben ne yapayım."
"Sen bize leydi hakkında gereken ince ayrıntıları vereceksin Robert." Liamh gülmeye devam eden oğlana kafa salladı. "Birazda karizma katarsın araya"
"Simon yok." Connor çenesini sıvazladı. "Biraz güldürmeyi gösterirdi şuna."
"O gelene kadar siz gösteriverin işte." William gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİMON ÇİÇEĞİM
Ficción históricaÇILGINLAR GİBİ SEVİP DE GÖZÜNÜN UCUNA YANSITMAYAN BİR ADAM, TERTEMİZ DUYGULARININ KURBANI OLAN, HAYAL KIRIKLIĞININ BÜYÜĞÜNÜ YAŞAYAN DÜNYA TATLISI BİR KIZ... DÜNYAYI ALTINA ÜSTÜNE GETİRİP DE İKİ GENCE BİR TÜRLÜ YARDIM EDEMEYEN BİR KALE DOLUSU MANYA...