Karen aynı gün akşam yemek masasında kendisine uzatılan zarf ile kızartıp bozarak annesine baktı. Ardından sakin olmaya çalışarak zarfı açıp boğazını temizledi.
"Güzelim,
Davete icabet etme niyetinde değilsiniz sanıyorum ki o Rebbecaya-"
"İyi tamam okuma!" Rebecca kaş çattı. "Yarın için hazırlan gidelim de biraz kalalım. Bir daha çağırırken bu kadar ısrarcı olmaz. "
Karen abartarak gülüp mektubu katladı ve elbisesinin cebine koydu. Ardından boğazını temizleyip önündeki suyu kafasına dikti. Bu deliliği nasıl sürdürecekti bir fikri yoktu...
"Güzel olmuş Karen lakin biber biraz fazla. Ben artık yaşlıyım midem kaldırmıyor." Rebecca ağzını silip kara kara düşünüyormuş gibi görünen kızına baktı. "Karen?"
"Hı?" Genç kız nefesini tutarak annesine döndü.
"Biber diyorum, koyma!" Rebecca kaş çattı. "Ya da dur basalım acıyı da ağabeyciğine götürelim"
"Anne!" Karen yüzünü buruşturdu. "Robert ile geçinmeye başlamak zorundasın"
"Ne münasebet!" Rebecca yerinde yaslandı.
"İyi!" Genç kız bulduğu açıklık ile kaş çatarak masadan kalkıp odaya çıkmak üzere hırsla yürüdü.
"Şuna bak... Anneye tavır alıyor!" Kadın dilini şaklattı.
Karen omuz silkip odadan çıkışının ardından hızlandı ve koşarak odasına çıkıp kapıyı kilitledi. Olduğu yerde bir müddet döndükten sonra kağıdı çıkarıp şifonyere oturdu genç kız ardından yerinde sallanıp kağıdı açtı.
Leydim...
Elimden geldiğince hızlı cevaplamaya çalıştığım bu mektubunda öncelikle korkularınızı ziyadesiyle haklı bulduğumu belirtmekteyim ki ağabeyinizin dostlukları şu dakika benide korkutmuş durumda. Lakin eğer içinizi rahatlatacaksa Ferguson lordu Noah Ferguson ile hekimlik vasfı yüzünden tanış olduğumu bilmenizi isterim. Kendisi şu sıra Fransada olmalı ya da çoktan yola çıkmıştır. Aşağıda bir adres vereceğim dilerseniz ya da benden çekinceniz var ise ona bir mektup yollayarak beni sorabilirsiniz. Obur, gözlüklü derseniz şayet size kim olduğumu çekinmeden yazacağına bir şüphem yok...
Bir başka mektup arkadaşı edinme niyetindeyseniz şayet durmayın lakin o vakit bana cevap yazmayın çünkü ben çok az şeyi severim bu az şeylerin başında şu an siz gelmektesiniz... Ağabeyinizin düğün gününden bu yana biçare tutkunum size yoksa ne diye yazayım bir leydiye...
Tüm bunlardan sonra yazmak istemezseniz şayet bunu anlarım lakin yazacaksanız bilin ki ben kıskanç bir adamım. Kırmızı dudaklarınız ile bir başka adamın karşısına geçmenizi kaldıramam. Yahut o güzel narin teninizi kimseye sergileyin istemem ve ben bakmayacaksam şayet o boncuk bakışlarınızı önünüzden kaldırmanız hoşuma gitmez...
Beni delirtmek ise niyetiniz başardınız Leydim... "
Karen elini ağzına kapatıp kağıdı birkaç kez daha okuduktan sonra öksürmeye başladı. Ufak çaplı bir şok geçirdiği su götürmezdi. Genç kız iri iri açtığı gözleri ile birkez daha okudu mektubu ardından yatağının yanındaki komedinin altından söküğü tahtayı kaldırıp kağıdı diğerleri yanına koyup halıyı kapattıktan sonra yatağın önünde yere oturdu. Onu seven kendisine tutkun olduğunu söyleyen bir adam mı vardı? Peki kimdi? Noah Ferguson tanıyorsa gerçekten ona sormalımıydı? Tanrım, o kadar aptal değildi Karen lanet herif gider derhal ağabeyine söylerdi. Robert onu bir kuleye kapatırdı. Adamı da bulup ne yapardı bilmiyordu. Çok iyi düşünmeliydi Karen... Yapmakta olduğu şey tehlikeliydi. Genç kız şifonyerin aynasına bakarken topuzunun tokaların çözüp kabarık karışık buklelerini aşağı sallandırdıktan sonra parmakları ile kafa derisini ovalamaya koyuldu. Ardından elini koklayıp yüzünü buruşturdu. Koca dev bir limon gibi dolanıyordu Karen bu saçları kesse toplayamazdı böyle uzun uzunken taramak imkânsızdı. Elini geniş toplu yanaklarında, soluk dudaklarında gezdirdi. Ardından ince parmaklarını gözü önünde çevirip kucağında birleştirerek ovalamaya koyuldu. Bu suratı birinin seveceğini hiç düşünmemişti... Sevse bile annesinden ötürü ona yaklaşacak biri olduğunu düşünmemişti. Karen sonunda zoraki bir evlilik yapmak durumunda kalacaktı lakin gittiği yerde de sevileceğini pek sanmıyordu. Ufak tefekti genç kız. Korseler yardımıyla göğüsleri varmış gibi gösteriyordu ki yoktu. Beline kalça desteği koyuyordu ki o da yoktu. Gösterişsizdi. Gözü önüne Fergusonlar geldiğinde güldü. Hepsi birbirinden güzel, vücutları inanılmazdı. Jenna ise öyle dolgun ve güzel hatlara sahipti ki korse yi hatlarını sıkıştırma amaçlı kullanıyordu. Annesi kilo alması için onu bolca yedirse de aldığı söylenemezdi. Genç kız iç geçirdi. Lakin ona yazan iltifata bulunan onu beğenen biri vardı. Nasıl oluyordu bir fikri yoktu lakin sevdiğini, kendisini kıskanacağını söylüyordu. Genç kız yanaklarından süzülen birkaç damlayı sildikten sonra oyun bile olsa birileri kendisiyle dalga dahi geçiyorduysa bu yalana inanmak kendi kendine yaşamak istediğini fark etti. Yirmi iki yaşında olmasına rağmen tek bir talebi yoktu. Callie ve Jenna onun için görüşmeler ayarlamıştı. Karen zorla ayarlandığını bildiği görüşmelere gitmemişti ki bir kişi de yanında refakatçileri ile konuşmuş olmasına rağmen bir daha gelmemişti. Hoş karen gelsin istememişti... Ondan evvelki zoraki dönemlerini düşünmeyecekti. Büyük bir vakit kaybı idi... Karen yüzünü yeniden sildikten sonra titreyen elleri ile önüne bir kağıt çekip hokka ve kalemi çekmeceden çıkardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİMON ÇİÇEĞİM
Tarihi KurguÇILGINLAR GİBİ SEVİP DE GÖZÜNÜN UCUNA YANSITMAYAN BİR ADAM, TERTEMİZ DUYGULARININ KURBANI OLAN, HAYAL KIRIKLIĞININ BÜYÜĞÜNÜ YAŞAYAN DÜNYA TATLISI BİR KIZ... DÜNYAYI ALTINA ÜSTÜNE GETİRİP DE İKİ GENCE BİR TÜRLÜ YARDIM EDEMEYEN BİR KALE DOLUSU MANYA...