🔞🔞🔞🔞🔞
Karen resmi tamamladığında nefesini tutarak geri çekildi. Çok ufak rötuşlar kalmıştı geriye ve genç kız o detayları bir bahane olarak sunmaya çoktan karar vermişti. Karen Noah'ın ardındaki varlığını istiyordu. Tıpkı bu resimdeki gibi ona sarılmasını... Genç kız elinin tersiyle alnını silip fırçayı yerine bıraktı. Kalbinin deli gibi oradan oraya koşuşunu görmezden gelmeye çalışarak aynaya doru döndü ve boyalı suratına ellerine üzerindeki geceliğe bir müddet baktıktan sonra tuttuğu nefesi hızla verdi. Geceliği sıyırıp dolaba yönelerek Maeve'in ayıkladıklarına bakması ardından eline bir bez alıp şöminenin yanına giderek söndürme kovasını alıp yeniden ayna karşısına geçti. Yüzünü ellerini vücudunu güzelce temizlemesi ardından geceliği üzerine tuttu. Adam ona kendisini izlemek istediğini söylemişti. Şu dakika Karen de tuhaf bir şekilde izlenme ihtiyacı ile dolup taşıyordu. Genç kız geceliği elinden atıp sarındığı bez parçasını çizmelerini çoraplarını ve çamaşırını çıkarttıktan sonra aynadaki görüntüsüne baktı. Bu kesinlikle izlenecek bir görüntü değildi. Karen kendisinden tiksinerek gidip usturasını bulup en son ne vakit yaptığını bilmediği işi söylenerek yineledikten sonra etrafı toparlayıp yeniden ayna karşısına geçti. Böyle gereğinden fazla çıplaktı lakin diğer türlü de adamın neden kürklü çamaşır giydiğini sorması da muhtemeldi. Genç kız geceliği başından geçirip sabahlığı da giymesi ardından tabloyu kucaklayıp yatak odasına çıkartmak üzere hareket etti. Noah'ın kapısı açıktı.
"Bitirdin mi Karen?"
"Sanırım..." Karen nefesini tuttu. Benim için şövalyeyi buraya getirir misin?"
"Hay hay... İki dakika bekletmek zorundayım."
Karen tabloyu duvara dayayıp şifonyere döndü lakin geceliğe bulaşan boyayı fark edince tepindi genç kız. Hiçbirşeyi beceremiyordu değil mi! Karen söylenerek sabahlığı üzerinden çıkarıp geceliği de atması ardından dolabı açıp oradan geçen gün giydiği pembe fırfırlı sabahlığı ve geceliği çıkardı lakin Noah'ın sandalyesinin sesini duyduğunda sabahlığı üzerine geçiriverdi.
"Getiriyorum!" Genç adam karısının pembe fırfırlı sabahlığına bakarak güldü. "Çıkar o geceliği Karen!"
Karen dilini şaklatıp kaş çatarak adamın gülerek aşağı inişini izledikten sonra o geceliği giymemeye karar verdi. Sabahlığın kuşağını bağlayıp şifonyerin karşısına geçti ve hızlı bir şekilde saçlarını açtıktan sonra elindeki boyaları kasede çıkarttı ve sıkı bir nefes çekip bırakarak başıyla kendisini onayladı. Eli boynundaki kolyeye gittiğinde ise dudaklarını dişleyip zinciri avcu arasına aldı. Sanırım bunu göstermenin tam sırasıydı ve Karen kocası kadar romantik olmalıydı. Derhal dudak boyasını da sürünüp merdiven seslerini duyduğunda tablonun üzerini çıkarttığı diğer sabahlık ile örterek beklemeye koyuldu. Noah Alastairin şövalyesini yatağın kendisine ait olan tarafına koyup tabloyu aldı ve üzerine yerleştirdi. Karende heyecanla alıp verdiği nefesler eşliğinde adamın yanına gidip önüne geçti. "Ellerinle ilgili birkaç rötuş kaldı lakin bunun için onları yeniden görmem gerekiyor."
Noah kadına aynı şekilde sarılıp ellerini tuttu ardından onu boy aynasına çevirip yaklaştırdı. Böyle mi?"
"Evet böyle..."
"Tam olarak bitmeden bakmamalı mıyım?" Genç adam kadının üzerindeki iç gıcıklayan ipeğe karşı hafif bir titremeyle karşılık verdi.
"Hayır bakabilirsin." Karen aynadaki görüntülerine gülümsedi. Noah elini portrenin üzerindeki sabahlığa atıp çektiğinde ise başını resimden yana çevirdi.
"Aman tanrım!" Genç adam. dudaklarını dişleyerek hayran bir ifade ile resme baktı lakin elleri arasından çıkan altın zincirin ucundaki yüzüğü gördüğünde yutkunup iç çekti. "B-bu yüzük..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİMON ÇİÇEĞİM
Historical FictionÇILGINLAR GİBİ SEVİP DE GÖZÜNÜN UCUNA YANSITMAYAN BİR ADAM, TERTEMİZ DUYGULARININ KURBANI OLAN, HAYAL KIRIKLIĞININ BÜYÜĞÜNÜ YAŞAYAN DÜNYA TATLISI BİR KIZ... DÜNYAYI ALTINA ÜSTÜNE GETİRİP DE İKİ GENCE BİR TÜRLÜ YARDIM EDEMEYEN BİR KALE DOLUSU MANYA...