"Kışın ortasında sosyete takdim balosu yapılmaz Maeve..." Adelard karısının korsesinin bağlarını sıkarken güldü.
"Bunu önemsediklerini düşünmüyorum. Muhtemelen Lord MCUallis kışın ortasında tüm lordları toplayabilecek bir mevzuu bulmuş ve baloyu işe çevirmeye niyetlenmiştir." Maeve derin bir nefes aldı. "Fazla sıktın."
"Özür dilerim" Adelard bağları hafifçe serbest bırakıp karısını omzundan öptü. "Yine de komik. Bir genç kız için önemli ve verimli geçmesi gereken bir olayın alelade yapılması eminim Leydi McUallisin canını sıkmıştır."
"Leydi McUallisin sosyeteye takdime ihtiyacı olduğunu hiç ama hiç sanmıyorum. Bu lordların kendisini leydiye beğendirmesinden çok Lord McUallise beğendirmesi için yapılacak bir tören. Kararı adam verecek. Saygın bir bey ve tahminimce kızını klanını güçlendirmek için en uygun olan adam ile evlendirmek isteyecektir ki bunu da çoktan seçmiş olabilir. Tahminimce yalnızca kızının gönlü olsun diye yapmak durumunda kaldığı bir tören." Maeve jüponlarını başından geçirip bağlamaya koyuldu. Ardından onu ilgiyle izleyen kocasına muzip bir gülümseme gönderdi. "ve senin de şu dakika gidip hazırlanman gerekiyor"
Adelard belli belirsiz ettiği tebessümün ardından "Seni izlemeyi yeğ buluyorum" dedi. "ve bir kızım olursa şayet İskoçya'ya gerçek bir sosyete takdim balosu yapacağımdan şüphem yok..."
"Bazı şeyleri özlüyorsun..." Maeve iç geçirdi.
"Bunu gizlemeyeceğim Maeve ben bir İngilizim ve hala öyleyim." Genç adam yutkunarak kendisine dönen karısına baktı. "Lakin senin olmadığın bir yerde yaşamanın anlamsızlığını idrak edecek kadar akıllı bir adamım." Adelard doğrulup karısının elbisesini boynundan geçirdi. "Üstelik beni olduğum gibi kabul eden bir aileye tanrının şansıyla sahibim."
"Aile demişken. Düşese mektup yolladın mı? Onları nasıl özledim bir bilsen..." Maeve kocasına gülümsedi. "Sabırsızlıkla bekliyorum Adelard lakin annem onları kalede ağırlayacağını söylüyor."
"Yolladım. Lakin onları evimizde pekala ağırlayabilecek kudrete sahibiz Maeve" Adelard kaş çattı.
"Pek tabii..." Maeve kollarındaki düğmeleri iliklerken gülümsedi. "Fakat bu istek karşılayamayacağımız için değil Leydi Elizabetih'in tüm yetkileri ile düşes ile ilgilenmek istediğinden. Hadi Adelard git ve hazırlan. Bende şu saçlarımı yapayım."
"Doris nerede?" Adelard gidip karısının saçlarını elbise içinden çıkarıp sevmeye koyuldu.
"Kaleye yolladım. Karen'in onun maharetli ellerine ihtiyacı var." Maeve kıkırdadı. "Kafasında kuş yuvası oluşturmaması için kesin talimat verdim."
"Süslenme Maeve!" Genç adam dudaklarını birbirine bastırdı. "Düellolarda ölmemi mi istiyorsun?" Genç adam kaslarını gösterdi. Gerçi bu vaziyette öldürmeyeceğim garantisini veremem. Karısını koruyabilmek için talime de çok vakit harcamış ve sonuçlarını bedeninde bulmuştu. Gerçi Lord Fergusondan pek bir dayak yemişti yine de değerdi.
"Hayır sevgilim... Kocamın yanına yakışmak dileğindeyim." Genç kız iç çekerek gülümsedi ve adamın ardından ona sıkıca sarılıp kendisini öpücüklere boğmasına izin verdi. "Hadi git."
"Teslim ol Maeve!" Adelardın gururu öyle okşanmıştı ki şu dakika okşamamak için hiçbir engel göremiyordu.
Maeve adamın kolları arasından kurtulup gidip kapıyı açtı. "Git Adelard! Mümkünse o-o şeyi de düşes ile birlikte İngiltereye yolla!" Genç kız dudaklarını dişledi. "Arada bir alırız."
Adelard kocaman bir kahkaha atarken kovulduğu kapıdan dışarı çıkmaya koyuldu ve elbet çıkmadan önce az da olsa yakaladığı yerden nasiplenmeyi ihmal etmedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİMON ÇİÇEĞİM
Ficción históricaÇILGINLAR GİBİ SEVİP DE GÖZÜNÜN UCUNA YANSITMAYAN BİR ADAM, TERTEMİZ DUYGULARININ KURBANI OLAN, HAYAL KIRIKLIĞININ BÜYÜĞÜNÜ YAŞAYAN DÜNYA TATLISI BİR KIZ... DÜNYAYI ALTINA ÜSTÜNE GETİRİP DE İKİ GENCE BİR TÜRLÜ YARDIM EDEMEYEN BİR KALE DOLUSU MANYA...