37 Romantik

387 59 20
                                    

Karen tek katlı küçük şifahanede Noah gerekenlerin kontrolünü sağlarken oldukça keyifli vakit geçirmişti. Taş yapı dört bölmeye ayrılmıştı birinde dört ince yatak vardı biri ortada tek bir yatak bulunan bir bölmeydi. Köşedeki dolap içinde bol miktarda cam şişe ürkütücü görünen birkaç demir alet bir adet küçük ateş yakabilmek için hazırlanmış ocak bulunmaktaydı. Karen ürkütücü görünen testere bıçak küçük keskilere kısa bir müddet göz gezdirip oradan derhal çıkmıştı. Bir diğer oda oldukça ağır kokuyordu ki içine girmese de raflar ortadaki masa ve üzerindeki otlardan burada ilaç yapıldığını varsaydı. Sonuncu küçük bölmede bir çalışma masası boydan boya bir kitaplık bulunmaktaydı ve köşedeki dilsiz uşak üzerinde korkunç karga burun maskeler ve cüppeler asılıydı. Karen buranın Noah'ın odası olduğunu varsaymıştı. Duvara dayalı küçük kanepede bir müddet oturmuş etrafı incelemesi ardından adamın kontrollerini bitirmesini beklemişti ve bu esnada Noah peşinde on sekiz yahut yirmisinde görünen iki genç adam ile gelip onların hekimlikle alakalı olduğunu düşündüğü sorularını yanıtlamıştı ve okumaları için birer kitap vermesi bitmiş, yapımı uzun zaman alan bazı ilaç ve şuruplara başlamaları için talimat vermişti. Ona kendisinin ne yaptığını sorduğunda ise durumu daha ağır hastalar ile ilgilendiğini ve cerrahi müdahalede bulunulması gerektiğinde işini yaptığını söylemişti ve elbet ufak tefek şeylere de bakıyordu lakin anladığı kadarıyla hekimliğin de şeytanlık büyücülük ve tanrının işine karşı gelmek olduğunu savunan toplumun bazı kesimlerine inat dileyen kim varsa yetiştirmek niyetindeydi. Üniversiteye gitmek herkesin karşılayabileceği bir şey değildi lakin dileyen kimseler çok şanslıydı ki kocası yıllarını öğretici olmak için harcamış büyük bir hekimdi.

İşleri bitmiş döneceklerken onu gören birkaç kişi elbet gelip bazı sorular yöneltmişlerdi. Birazda onları beklemişler Karende dün gece çok az uyuduğundan tahmini bir saati bulan sürede oturduğu yerde uyuklamıştı ve elbet dönüş yolunda da onu sımsıkı sarıp ısıtan kocasının kolları arasında uyuklamaya devam etmişti. Şimdi ise kurulan büyük sofrada yemek için herkesin toplanmasını beklemekteydiler. Ağabeyi gün geçtikçe daha iyi oluyordu. Zaten de geçen iki ayda yarasının epey iyileşmiş olması gerekiyordu fakat o söz dinlememişti. Noah iyileşen yaranın kabuklarını soymasına izin vermediğinden o süreç hızlanmış ve elbet hem temizliğine hem yediklerine ekstra özen gösterildiğinden güçlü bedeni toparlanmaya başlamıştı. Lord McAodha ve Lord Ferguson'a minnettardı genç kız. Roberte nefes aldırmıyorlardı. Onu kendi çocuklarından biriymişçesine kollayıp endişeleniyorlardı. Pek tabii Robertte onlara hakkını veriyordu. Hiç düşünmeden canını ortaya atmıştı onlar için ve bir zamanlar aynısını bu insanlar da yapmıştı. Karen Lord Sinclairin zindana kadar inip ağabeyine destek verdiğini pek çok kez işitmişti Robertten. Adamların yavaşça yemek odasına geldiklerini fark ettiğinde o da Leydi Lily gibi ayağa kalkıp onları selamladı. Buna her defasında gerek olup olmadığını bilmiyordu lakin kadın kocasını gördüğü an ayağa kalkıyordu. Leydi Arcananın pek öyle olduğu söylenemezdi. Halbuki onun daha çok tedirgin olması gerekirdi. Adamın odaya girdiğinde karısına gözlerini çevirdiğini görüyor lakin kadın ona gerinerek ya da öylece bakarak karşılık veriyordu. 

"Geldi başımın belası." Arcana sırtını kanepeden ayırıp Liamh'a belli belirsiz tebessüm ederek bakması ardından ayağa kalkıp gidip kocasının yanına oturdu. 

"Bu kadına daha fazla tahammülüm yok Rhona... Yeniden evlenme niyetindeyim." Liamh başını iki yana salladı. 

"McLaren Leydisi dul kalmış diye duydum çağır gelsin" Arcana sofraya toplanan diğerlerine baktı ve kendisine dehşete kapılmış bir ifade ile bakmakta olan Karene göz kırptı. "Daha gençmiş saçları da hala canlı turuncuymuş diye işittim."

Karen ikiliye yadırgayan gözlerle bakmaya devam ederek sofraya oturup yanına gelen kocasına gülümsedi. 

"Olmaz anne Giolladan bulmak gerek aile geleneğimiz bozulmasın." Connor gülerek yerine yerleşti. "Sinclair nerede?"

LİMON ÇİÇEĞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin