Karen belli aralıklarla Noah'ı gözetlemekten kendini alamamıştı. Tanrı biliyor ya adam ağabeyi ve Lord Sinclair ile sohbete çıktığında dahi Laia'yı babasına götürme bahanesi ile yanlarına gitmiş ne yaptığına bakmıştı. Odada her ne kadar gerinip yaylansa da koltukta dik ve usturuplu oturan bir adam olduğu su götürmezdi. Karen o öpüşmeleri ardından pek bir dikkat kesilmişti adama. Kahve tonunda pantolonlar üzerine krem yahut beyaz çok şişkin olmayan lastik kollu gömlekler ve kolsuz pek çok cebi bulunan pantolonuna uygun yelekler tercih ediyordu. Cebleri ise doluydu ki birinde mercekleri bulunmaktaydı. Karen o cepleri tek tek kurcalama arzusu ile dolup taşıyordu. Leydi Lily ve Rhonaya hazır ettiği merhemi getirmiş dizlerine sürüp koyun yünü ile bağlamıştı. ertesi güne kadar bekleyecekti. Oldukça pis kokuyordu odayı ise düşünemiyordu genç kız. Bir ara gizlice gidip tüm camları açmıştı. Umuyordu ki Noah fark edene kadar koku odadan çıkardı. Şimdi ise yemek için beklemedeydi. Maeve ile birlikte uzun bir zamanın ardından tart yapmıştı ziyadesiyle heyecan içerisindeydi yemek masasının etrafında birkaç tur daha dolanıp kadınların gelmesiyle gülümseyerek geri çekildi.
"Ah benim güzel kızım..." Lily gelinine gülümsedi. Sonunda evde bir kızım olduğunu hissetmeye başladım."
"Ne yani biz neyiz burada?" Maeve annesine kaş çattı.
"Kocana yaptığın hizmeti birkerecik anneciğine de yapsaydın neykonuş olduğunu söylerdim elbet" Lily surat asan kızına güldü ardından cevap vermeye yeltenecek olan Callie'e parmak salladı. "Sen hiç konuşma! Tek bir işe elini sürmedin."
"Ben kocamın evinde de iş yapmıyorum" Callie omuz silkti.
"Lord Sinclair de bunu kadın diye evinde tutuyor işte..." Morigan gülerek yerine oturdu.
"Neden erkek miyim ben?" Callie kaş çattı.
"Biz iş bölümü yaptık ben kale işlerini idare ediyorum Callie de benim için maliyetler ile mücadele veriyor..." Jenna omuz silkti.
"Sessiz kaldın Fiona" Lily kıkırdadı.
"Kayınvalidesi her işi üzerine yıkıp o balık senin bu gemi benim keyif çatmıyor olsa belki konuşurdu." Morigan dilini şaklattı. "Gemide de bir şey yapsa bari. Elinde pipo dümenin başında saçlarını savuruyor." Morigan ayağına gelen tekmeden önce ayağa kalkıp kaçtı.
"Ben kocamı idare ediyorum kocam da ülkeyi." Arcana ağır aksanıyla konuşarak omuz silkti.
"Karen didişen kadınlara gülümseyerek yerine oturacak oldu lakin adamların gelişiyle ayakta dikilmeye devam etti. Lord Ferguson eliyle oturmalarını işaret ettiğindeyse sandalyeye oturdu. Ian karısının yanına geçtiğinde diğerleri de aynını yaptı ve Noah da gelip onun yanındaki sandalyeye oturdu.
"Lilybeth sen Rhona ile mi otursan?" Brian yuzünü buruşturdu.
"Neden hayatım?" Lily kadınlara göz kırptı.
"Bugün bir içim daralıyor... Elimi kolumu nereye koyacağımı bilemez oluyorum"
"Köstebeğini özledi." Noah sırıttı.
"Bense günlerdir oturamadığımdan kocamın yanında oturmayı özledim." Lily gülmeye devam etti.
"Yok... Sen karşıya geç de sana oradan bakayım." Brian diretti. Yine o şeyi ayağına sürmüştü besbelli adam yemek yiyemeyecekti.
"Hadi anne adamı kokudan bayıltmak mı niyetindesin?" Maeve kıkırdadı. "Söyleyemiyor da."
Karen Lord Fergusona iç geçirerek baktı. Onun gibi korkutucu bir adamın nasıl böyle kibar olduğunu düşünmeden edemiyordu ve ardından kocasına döndü. Sanırım o söylerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİMON ÇİÇEĞİM
Ficción históricaÇILGINLAR GİBİ SEVİP DE GÖZÜNÜN UCUNA YANSITMAYAN BİR ADAM, TERTEMİZ DUYGULARININ KURBANI OLAN, HAYAL KIRIKLIĞININ BÜYÜĞÜNÜ YAŞAYAN DÜNYA TATLISI BİR KIZ... DÜNYAYI ALTINA ÜSTÜNE GETİRİP DE İKİ GENCE BİR TÜRLÜ YARDIM EDEMEYEN BİR KALE DOLUSU MANYA...