"Bana Düşesin odasından Leydi Caledonia Sinclair'i çağırın çabuk!" Ian Robertin kolunu sıkıca tutarak onu odasına sürükledi. Ziyadesiyle yormuştu Robert onu öfkeden titriyor bir ileri iki geri giderek yürüyordu. Ian Noaha lanetler yağdırarak yürümeye devam etti ve sonunda odaya girdiklerinde kapıyı sertçe kapatıp oradan oraya yürüyen Roberte baktı. Sanıyordu ki adamın sakinleşmek için bir müddet beklemesi gerekiyordu. Böylesine büyük bir öfke nöbetini ikinci görüşüydü. Daha çok Ian sakinleştirilen taraf olduğundan ne yapacağını bilemedi. Daha inip aşağıdaki durumu kontrol etmesi gerekiyordu. Neden sonra kapı çaldığında Ian Robertin attığı volta ları izlemekten başı dönmüş vaziyette kapıyı açıp askere baktı. "Leydi Sinclair müsait olmadığını ve bu gece düşes ile kalacağını söyledi Lordum"
"Git çabuk gelmesini söyle!" Ian kendi öfkesini askere yönelip kapıyı kapattı ve şimdi kendisine bakan Roberte döndü. "Sakinleş artık Robert!"
"Nasıl sakinleşeyim Ian! Adam gözümün içine baka baka... Tanrım yıllardır kardeşimle mektuplaşıyormuş!"
"Adam dediğin kişi Noah Ferguson!" Ian derin bir nefes aldı.
"Sorun da bu ya Ian! Noah! Kardeşim! Şu hayatta ailem saydığım değer verdiğim insanlardan biri."
"Öyleyse?"
"Şu durum normal mi Ian!" Robert derin bir nefes aldı. "Bu adamın karşıma dikilip dürüstçe niyetini söylemesi gerekmez miydi? Ona güvenmeyeceğim de kime güveneceğim? Kardeşimi ona vermeyeceğim de kime vereceğim! Bana bu yaptığını kaldıramıyorum. Ya Karen ne demeli?"
"Karen bilmiyordu Robert!"
"A, sen biliyordun yani! Bana söylemedin!" Robert yerinde durup yutkundu.
"Biraz araştırma ile sonuca ulaştım diyelim lakin tüm bu olacakları öngördüğümden çenemi kapalı tuttum. Noah ile konuşup ortalık karışmadan olayı halledecektim ve elbet sana söyleyecektim lakin şimdi sırası mı?"
"Biz aynı sofraya oturup kalktık Ian! Bok herif kardeşimle aynı çatı altında uyudu. Ya bir hata etselerdi!"
"Noahdan bahsediyoruz Robert kendine gel!" Ian kaş çattı. "Adam kız kardeşlerine erkek hekim bakmasın diye Caledonia'yı hekim çıkardı başımıza senin kardeşini ki bunca yıldır sevdiği kadına mı hata edecek."
"Alkış tut diyorsun yani! Orada kardeşime ettiği lafa ne diyeceksin! Rebeccanın kızıymış ağa lord düşürmüş! Bok herif! "
"Hayır, öfkelenmekte haklısın. Öfkelen. Aranızdaki meseleye karışmayacağım! Noah yaptığı hata ile kendi yüzleşecek lakin bunun bedelini Briana ödeteceksen şayet-"
"Saçmalama Ian!" Robert elini havada savurdu. Noah'a öfkesi dinmeyecek şu an lakin Brian babaya karşı saygıda kusur etmeyecekti asla.
"Şimdi sakin ol git Jennayı al ve stres yapmasına izin verme anladın mı?" Ian kendini başıyla onayladı. "Geri kalan ile ben ilgileneceğim" diye direttikten sonra yanaklarında ki havayı üfleyerek odadan çıktı. Son olayda Rebeccanın parmağı olduğu bir gerçekti ve Ian arada kalmış durumdaydı. Rebeccanın parmağını keserdi kesmesine lakin arada Noah vardı. Söylene söylene ilerlerken Connor un kapısını çaldı. Caledonia gelirse şayet bir ortak yol bulabilirlerdi belki... Kadın daha ilk andan ortalığı birbirine katmıştı!
"Ian! Diğerleri nerede?"
"Git Noah dangalağını bul Connor!"
"Ne oldu?"
"Ya da sen uyu Connor... Yat uyu..."
"Ne var ne oldu?"
"Rebecca oldu! "

ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİMON ÇİÇEĞİM
Ficción históricaÇILGINLAR GİBİ SEVİP DE GÖZÜNÜN UCUNA YANSITMAYAN BİR ADAM, TERTEMİZ DUYGULARININ KURBANI OLAN, HAYAL KIRIKLIĞININ BÜYÜĞÜNÜ YAŞAYAN DÜNYA TATLISI BİR KIZ... DÜNYAYI ALTINA ÜSTÜNE GETİRİP DE İKİ GENCE BİR TÜRLÜ YARDIM EDEMEYEN BİR KALE DOLUSU MANYA...