DEPRESYON!

2.5K 104 32
                                    

Multide Hazal'ın kesilmeden önceki ve kesildikten sonraki saçları var.
*******

Yaptığım şey içimde büyük bir acı oluştururken, yatakta doğrulup, sırtımı yatak başlığına yasladım. Üç gündür elimden düşürmediğim peçete kutusu, yine her zaman ki gibi yanımdaydı. Yaptığım şeyden emin olsam da, insanların içine çıkmaya utanıyordum.

Yataktan kalkarak, gardırobun aynasının karşısına geçtim.
Kısacık saçlarım, yüzüme hiç ama hiç yakışmamıştı.
Omuzlarıma bile ulaşmayan saçlarım, beni olduğumdan birkaç yaş büyük göstermişti.
Yiğit'i asla öpmeyeceğimi biliyordum zaten ama saçlarımın büyük bir kısmını kaybetmiş olmam içimde derin acılara neden oluyordu.
Üç gündür okula bile gitmemiştim. Kaan'ın ne halde olduğunu merak etsem de, insan içine çıktığımda, sanki benimle dalga geçeceklermiş gibi hissediyordum.
Sanırım bir çeşit depresyon geçiriyorum.

Verdiğim tepki aşırı olabilir ama saçlarım benim her şeyimdi.
Ailemin bana olan ilgisizliği canımı yakacak boyuta geldiğinde, aynanın karşısına geçer, saçıma saçma sapan şekiller verirdim.
Bu hem ailemi kafamdan atmama yardımcı olur, hemde eğlenmemi sağlardı.

Son üç gündür odamdan bile doğru düzgün çıkmıyordum. Günlerden cuma yada cumartesi olması gerekiyordu. Hayattan öyle soyutlaşmıştım ki, günlerin bile farkında değildim.
Saçlarım olmadan öcü gibi göründüğüme eminim. ÖCÜ

Kapının açılma sesi geldiğinde o tarafa bakmayıp, yatakta uzandım ve gelen kişi her kimse ona sırtımı döndüm.

"Somurtkan şirin, ne bu halin? Hadi kendine gel artık." Emir'in bana olur olmadık yakıştırmaları sinirimi bozssa da eğlendiğim inkar edilemezdi.
Şimdi de somurtkan şirin olmuştum.

"Bana somurtkan şirin deme." sesimi sinirli çıkması için zorluyordum.

"Neden?" diye sordu, kapının önünde dikilmekten vazgeçip, yatağın yan yarafındaki koltuğa otururken.

"Çünkü somurtkan şirin erkek."

Yine aynı haraketi yaptı, işaret parmağını dudağına götürüp, kızmış gibi kaşlarını çattı ve "Şşş şirinin kızı erkeği olmaz." dedi.
Depresyonda olsam da beni güldürmeyi iyi biliyordu.

"Hadi kalk, film izleyelim." gerçekten şu üç günde bana çok fazla destek olmuştu. Daha öncede dile getirmişti bu isteğini ama tabiki kabul etmemiştim. Şimdi de kabul etmeyeceğimi bildiği halde sabırla sorması onun gerçekten iyi bir dost olduğunu gösteriyordu.

"Hayır, çık yalnız kalmak istiyorum." bu gereksiz tribime bende çok şaşırmıştım. Depresyonun yan etkileri diye düşündüm.

"Bana bak, anam beni senin depresyon triplerini çekeyim diye mi doğurdu? Şimdi çabuk kalk birazdan bizimkiler gelecek ve sen de bize katılacaksın."

"Anan seni ne diye doğurduğunu bilmem ama isteyerek yapmadıklarına eminim. Sanane oğlum benim depresyonumdan."

"Yoo, valla isteyerek yapmışlar. Hatta babam o gece çok eğlendiklerini anlatmıştı."

İğrenmişcesine yüzümü buruştururken, yatakta doğrulup, elime ilk gelen şeyi ona fırlattım. Keşke elime ilk gelen, almak için büyük bir kazık yemeye razı olduğum telefonum olmasaydı.

Ona sinirle bakarken, " Bana telefon borçlusun." diye bağırdım. Gerçekten artık ben bile kendimi anlayamıyorum. Depresyonda olmamdan olsa gerek, her şeye aşırı derecede tepki veriyorum ve üfleseler ağlayabilecek kadar duygusaldım.

Bana şaşkın gözlerle bakarken, "Allah, bizi senin depresyon gazabından korusun"dedi.

Zaten saçlarımın yarısından olmuştum, telefonumda parçalara ayrıldı ve şimdi Emir'in bana teselli olmak yerine böyle konuşması, gerçekten dayanamayacak raddeye gelmeme sebep oldu. Ellerimle yüzümü kapatıp, deli gibi ağlamaya başladım.
O kadar sesli ağlıyordum ki, yan komşu duysa, kıza tecavüz ediyorlar diye polise haber verirdi.
Emir hızla oturduğu koltuktan kalkıp yanıma geldi ve kollarını bana doladı.

SORUNLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin