Bizimki Masaldı Gerisi Hikaye

1.2K 45 17
                                    

Bölüm parçası: Manga, iz bırakanlar unutulmaz.
Keyifli okumalar dilerim...

Dudakları bir süre işgaline devam etti. Onun dudaklarını özlemiştim, ona bu kadar yakın olmayı özlemiştim, onun kokusunu bu denli yakından solumayı, çok özlemiştim. Ama artık istemiyordum. Milay'ın vücudunda dolaşmış pis dudaklarını da, her seferinde beni etkisiz hale getiren kokusunu da istemiyordum.

Hızla kendimden uzaklaştırdım. Bu tepkime hazırlıksız olduğu için az da olda geriledi. Ne bekliyordu ki, ona büyük bir iştahla karşılık vereceğimi falan mı sanıyordu.

Sağ elimi kaldırıp hızla yüzüne indirdim.  Attığım tokatın sesi, uğursuz gök gürültüsü ile yarışır gibiydi.

Başını yana eğse de, yüzünde tek bir kas bile oynamadı.

"Bana dokunma!" diye bağırdım göğsünden onu iterken. Yağmur damlaları göz yaşlarımı en iyi şekilde kamufle ederken, onun güzelliğine güzellik katmıştı.

Tekrar ittim onu.

"Buna hakkın yok." 

Boğazımdaki acı giderek daha katlanılmaz bir hal alırken, kalan son mecealimle ona olan öfkemi kusuyordum.

"Bir sevgilin varken bana dokunmaya hakkın yok!"

Taş gibi bir yüz ifadesiyle beni izlemeye devam etti.

'Bu kadar kusursuz olmak zorunda mısın?' diye sormak istedim bir an.

Onu tekrar ittim göğsünden. Benim aciz çabam onun koca cüssesinde etki etmiyordu.

"Ama senin en iyi bildiğin şeyler bunlar değil mi? Aldatırsın, yalan söylersin ama bir açıklama bile yapmazsın."

Sustu. Yağmur damlaları yüzüne birer darbe gibi inerken, öylece sustu.

"İğrenç bir herifsin." 

Yumruklarımı ardı ardına öğsüne indirdim bu kez.  Benim ruhum acıyordu ve ben de onun canını acıtmak istiyordum.

"Senden nefret ed-"

Bileklerimi tutup beni kendisine çekti yeniden.

"Yapma." dedi. Sesi yağan yağmur kadar soğuktu. Sanki başladığım cümlenin sonunu getirirsem eş zamanlı olarak, dünyanın sonu da gelecekmiş gibi çaresizce dökülmüştü kelimeler dudaklarından. Sesi sertti ama kelimeler yardım çığılıkları koparıyordu.

Gözlerine baktım öylece. Ufak ta olsa bir duygu kırıntısı aradım. Fakat arayışlarım bir türlü sonuç vermiyor, ne kadar bakarsam bakayım koyu kahve harelerinde donukluktan başka bir şey göremiyordum.

Bacaklarım deli gibi titrerken, düşmemek için kollarına tutundum sıkıca. O da beni iyice sarıp, biraz daha yakınına çekti.

Kafamı kaldırıp gözlerine baktım tekrar. Ve yarım bıraktığım cümlemi gözlerinin içine bakarken tamamladım.

"Senden nefret ediyorum."

Tuhaftı. Ondan nefret ettiğimi söylerken onun kollarındaydım. Ve söylediğim şeyin zerre kadar gerçekliği yoktu. İllaki yalan söylediğim olmuştur. Fakat bunu bir insanın gözlerine bakarak ilk yapışımdı.

Ne kadar uğraşsam da senden nefret edemiyorum Sorunlu'm.

Gözleri yüzümde gezerken, söylediğim şeyin gerçekliğini teyit etmek ister gibi her bir zerremi inceliyordu. Ben de onun güzel yüzünü izledim bir süre. Yeni çıkmaya başlamış kirli sakalını, ince ama yumuşak olduğunu daha önce deneyimleyerek gözlemlediğim dudaklarını, belirgin elmacık kemiklerini ve donuk, koyu kahve gözlerini. 

SORUNLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin