Medya:yine tavsiye
.....
Gerçekten hakettiğim bu muydu? Çok güzel bir gün geçirmiştim ve böyle bitmek zorunda mıydı? Belki de ben lanetliydim, belki de ben hiç mutlu olamayacaktım."N-ne diyorsun sen ya?" sadece bunu söyleyebilmiştim. Şoka girmiştim resmen, evet demek ki ben suçluydum ve bunu haketmiştim.
Annemin de dediği gibi...
............Odamda ders çalışırken aniden annemin kapıyı açmasıyla irkildim.
"Sen ne yedin? Ben sana söylemedim mi yapmaman gereken şeyi. Kilo da almışsın, açık giyiniyorsun bir de." diye bağırarak bana doğru ilerlerken gözlerimden yaşlar dökülmeye başlamıştı bile.
Sadece fazla tatlı yemiştim, 13 yaşındaki bir çocuğun tatlı yemesi neden bu kadar rahatsız ediciydi ki veya açık giyinmesi?
Çünkü kilo alırsam vücut hatalarım belirginleşirdi ve açık giyinirsem de erkekler bana bakardı.
Buydu annemin katı kurallarından biri. Sahi annemin beni bu hale getirmesinin tek sebebi erkekler yüzünden miydi yani?
"Senden nefret ediyorum. Seni doğurduğum güne lanet olsun! Hiç bir şey yapamıyorsun, beni haketmiyorsun. Benim kızım olmayı haketmiyorsun. Gerçi erkeklerin bakması da senin işine gelir ya tabii, bir şey olursa sakın bana ağlama çünkü bu senin suçun!"
............" Ne diyorsun sen Boran? İyice aştın kendini, kendine gel artık!" Kartal'ın bağırışıyla kendime geldim.
Artık yeterdi, aynı şeyleri yaşamayacaktım. Artık buna izin vermeyecektim.
Boran'a bir kaç adım atıp önünde durdum. Tam dibindeydim şimdi, "Sen kimsin ki?" dedim sadece.
Sakin görünüşüm onu daha da sinirlendiriyordu. Evet çok sinirliydim ama amacı beni sinirlendirip kendimi kaybedip saçma sapan şeyler söylememdi. Ama ben ona istediğini verecek kadar mal biri değildim.
Histerik bir gülüş attım. " O kadar umursamıyorum ki seni, her geçen gün daha da kuduruyorsun değil mi? Sandığın gibi biri çıkmadım ve Ferit beylerle iyi anlaşıyorum diye kuduruyorsun. Ama sen kimsin ki Boran? Bak bu saate kadar kim ciddiye aldı seni? Acizsin sen Boran. Hiç bir zaman önyargısı yüzünden mutlu olamayacak aciz bir insansın sen. "dedim ve odama doğru ilerlemeye başladım.
Arkamdan sesler geliyordu. Kuduruyordu, kendini düşürdüğü durum komikti.
Odama girdiğim gibi kıyafetlerimi çıkartıp kendimi küvete attım. Dizilerimi kendime çekerek oturduğumda titriyordum. Atlatamıyordum ki geçmişi, ne olursa olsun...
Bir süre banyoda oyalandıktan sonra çıkıp üstümü giyindim, bu ev beni çok boğuyordu. Odama birilerinin gelmemesi için kapımı kilitledim, ardından yatağıma doğru uzandım.Kendimi iyi hissetmiyordum, bu evde oldukça iyi hissedecek gibi de değildim. Bir süre uzaklaşmak istiyordum fakat ne mümkün.
18. Yaş günüme ortalama iki ay gibi bir süre kalmıştı. 18 yaşıma girdiğimde çekip gidebilirdim, bu fikri düşünmek için kenara kaldırdım.
Kulaklıklarımı takıp kapıya sırtımı döndüm, son ses müzik dinlemeye başladım. Normalde iyi hissetmediğim zaman piyano çalardım. Özlemiştim.
Gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım aklıma sürekli eski anılar ve bu evdeki kötü anılarım geliyor, bunu başaramıyordum.
Bir süre tavanla bakışıp tekrardan döndüm, kapı tarafına baktığım zaman önünde gölgeler olduğunu gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Piyanist
ChickLit17 yaşında hayatını kendi müziği ile iyileştirmeye çalışan Doğa'nın hayatı bir anda tepetaklak olursa ne mi olur? Onu okumak için buradayız. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, iyi veya kötü -aile kurgusudur- İlk bölümler düzenlenecektir...