23.Bölüm

17.1K 1.1K 334
                                    

Medya : ata ve doğa lovesi

Dudaklarından ayrıldığımda hâlâ alın alınaydık. Gözlerini açıp bana baktı, gülümsüyordu. Dudağıma küçük bir öpücük daha kondurup elimi tuttu.

"İçeri girelim üşüyeceksin." dediğinde başımı salladım.

Salona girmeden önce Ata'nın ellerinden ellerimi çektim.

Sorgulamadı. Babamın ve abilerimin olduğu salona Ata ile el ele gitseydim hoş şeyler olmazdı.

Yanımıza gelen Atlas, Ata'nın dudaklarına bakıp kafasını iki yana salladı. "Arkadaşlar sonunda tamam ama, Ata o dudağındaki ruj ne amına koyayım? Çaksın mı istiyorsun Kartal abiler?" dediğinde Ata'ya döndüm, dudaklarında gördüğüm kırmızı ruj iziyle kahkaha atmaya başladım.

Arkadaşlar ruj pahalıydı bu arada.

Atlas Ata'yı omzundan tutup salondan çıkarttığında Ayaz ve Doğu'nun yanına ilerledim.

Yüzümden eksik olmayan gülümsemeye baktı Ayaz.

"Oh çok şükür yarabbim, çocuklarımın mürüvveti." deyip avcunu dudaklarına yasladı ve gözlerini kısıp gülmeye başladı.

Doğu'nun kaşları çatıktı, bana baktığında kolumu omzuna koydum.

"Bir şey yok, bir şey yok, bir şey yok." dediğimde zorla da olsa gülümsedi.

Ayaz bana bakıp, "Dördümüz dağ evine gidiyoruz. Siz yokken herkesten izin aldık, araba hazır çıkacağız birazdan." dediğinde kaşlarım havalandı.

Ona başımı sallayarak annemlerin yanına gittim.

"Senin yanakların niye kırmızı?" diyen Ege'ye baktım.

"Allıklar çok pahalı olmuş da Egeciğim." dediğimde göz devirip önüne döndü.

Babam, "Şimdi mi gideceksiniz güzelim?" dediğinde başımı salladım.

Boran hariç hepsine sarıldığımda yanıma Doğu da gelip onlara sarıldı.

Ayaz da yanımıza geldiğinde, "Atlas ve Ata nerede?" dedim.

"Kapıda bekliyorlar bizi."diyen Doğu'ya başımı salladım.

Geldiğimizde sandalyenin üzerine astığım paltomu üzerime geçirip Doğu'nun yanına gittim.

Birlikte dışarı çıkıp Atalar'ın yanına gittik. Siyah Range Rover arabanın önünde bizi bekliyorlardı.

Hiçbirinin şu an ehliyeti olmadığı için bizi şoför abi bırakacaktı.

Doğu ön koltuğa otururken ben cam kenarında oturuyordum, yanımda ise Ata vardı.

Yaklaşık yarım saattir yoldaydık. Atlas ve Ayaz hiç susmuyorlardı.
Ata'ya ne zaman baksam bana baktığını görüp bakışlarımı kaçırıyordum.

Ata'nın dizine dizimi sürttüğümde derin bir nefes aldı. Kıkırdayıp başımı geriye yasladım ve gözlerimi kapattım, uyumayacaktım, gözlerimi dinlendirecektim.

"Doğa? Geldik kalk hadi."

Gözlerimi araladığım zaman Ayaz'ı gördüm.

Nasıl ya şu an Ata'nın beni kucaklayıp götürmesi gerekmiyor muydu?

Ona başımı sallayıp arabadan ben de çıktım, ormanın içinde büyük bir villaya gelmiştik.

Etrafıma göz gezdirdim. Her yer karla kaplıydı, kar tutmuştu...

PiyanistHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin